Tarih: 23.09.2025 09:18

ERHAN ADEM; “BU KARAR, TÜRK ÇİFTÇİSİNE DEĞİL, AMERİKAN ÜRETİCİSİNE DESTEKTİR!”

Facebook Twitter Linked-in

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşme öncesi, Bakanlar Kurulu kararıyla 2018 yılında getirilen ve aralarında pirinç, badem, ceviz, tütün ve Antep fıstığı gibi tarımsal ürünlerin de bulunduğu ABD menşeli ithal ürünlere yönelik ek vergilerin kaldırılması, kabul edilemez bir geri adımdır.

Bu karar, Türkiye'nin üreticisini korumak yerine, dışa bağımlılığı artıran bir teslimiyet politikasıdır. ABD'ye diplomatik bir jest ya da görüşme öncesi "yumuşatma" adı altında sunulan bu taviz, aslında Türk çiftçisinin emeğiyle, toprağıyla, geleceğiyle ödenen ağır bir bedeldir.

Tarım Sektörü Yabancıların Gönlünü Alma Aracı Değildir!

Tarım, dış politika malzemesi değildir. Tarım, milletin karnını doyuran, kırsal kalkınmanın temelini oluşturan ve ekonomik bağımsızlığımızı belirleyen stratejik bir sektördür. Siz bu sektörü, iki liderin yapacağı bir görüşmede masaya sürülecek koz olarak göremezsiniz!

2018 yılında getirilen ek vergiler, Türkiye'nin üreticisini korumaya yönelik, yerli ve milli bir adımdı. Şimdi, aynı ürünlerde vergilerin tamamen kaldırılması; yalnızca ithalat lobilerinin, büyük gıda kartellerinin ve yabancı üreticilerin yüzünü güldürecektir.

Çiftçimiz Üretmesin, İthalatçılar Kazansın Diye mi Bu Ülke Yönetiliyor?

Türkiye'de çiftçi toprağını terk ediyor, hayvanını satıyor, mazot ve gübre fiyatları altında eziliyor. Tarım bitme noktasına gelmişken, hükümetin yaptığı ilk şey ithalatın önünü açmak oluyor.

Sayın Erdoğan'a açıkça soruyoruz:
Bu kararın zamanlaması tesadüf müdür?
ABD Başkanı ile yapacağınız görüşme öncesi tarımda verilen bu taviz, bir diplomatik pazarlığın sonucu mudur?
Çiftçiyi değil, Trump'ı memnun etmenin derdinde misiniz?

İthalatla Tarım Kalkınmaz, Çiftçi Ayakta Kalmaz!

Bu karar;
Yerli üreticiyi rekabet edemez hale getirecektir.
Tarımda dışa bağımlılığı daha da artıracaktır.
Gıda enflasyonunu düşürmek bir yana, üretimi çökerttiği için daha da körükleyecektir.
Kırsaldaki göçü hızlandıracak, çiftçiyi tamamen tasfiye edecektir.

Bu karar, çiftçinin alın terine ihanettir. Türkiye'nin üretim gücüne, kendi kendine yetebilme iradesine ve gıda egemenliğine yönelik bir tehdittir.

Cumhuriyet Halk Partisi Olarak Uyarıyoruz:

Tarımda uygulanan bu teslimiyet politikalarına asla sessiz kalmayacağız.
Çiftçinin yanında durmaya, üretimin ve emeğin onurunu savunmaya devam edeceğiz.
Gerekirse Meclis gündemine taşıyacak, gerekirse sokakta çiftçimizin sesi olacağız.

Türkiye'yi ithalat cenneti değil, üretim üssü yapmaya kararlıyız.
Tarım bir stratejik sektördür, milli güvenlik meselesidir.
Ve unutulmasın: Toprakla kavga eden, gelecekle barışamaz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —