Gürer, yıl içinde Türkiye'den gönderilen 476 gıda ürününün kusurlu bulunduğunu ve bunlardan 291'inin sınırda reddedildiğini açıkladı.
Türkiye'nin gıda ihracatında Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Gürer, "168 ülkeye ürün gönderiyoruz ancak sadece AB kapılarında Türkiye menşeli gıda ürünleri için bu yıl 476 kez alarm verilmesi dikkat çekicidir. Bu durum ihracatımız açısından ciddi bir problemdir" dedi.
Gürer, geçtiğimiz yıllara ait rakamlara da değinerek, 2023'te 359, 2024'te 492, 2025'te ise 476 ürünün kusurlu bulunduğunu vurguladı. "Bu yıl ihracattaki düşüşe rağmen neredeyse aynı sayıda ürünün geri çevrilmesi, sorunun derinliğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.
"Pestisitle Mücadele Artırılmalı"
AB ülkelerinin gıda güvenliği gerekçesiyle denetimleri sıklaştırdığını belirten Gürer, özellikle yasaklı pestisit ve aflatoksin nedeniyle ürünlerin geri çevrildiğini kaydetti: "Avrupa ülkeleri kendi vatandaşlarının sağlığını korumak için adeta gümrükte duvar örüyor.
291 ürün zararlı içerik nedeniyle sınır reddi aldı.
Bu tablo hem ihracat imkanlarını daraltıyor hem de ülkemiz açısından prestij kaybına yol açıyor." Pestisitle mücadelede üretici eğitimlerinin artırılması gerektiğini belirten Gürer, market ve iç pazarda da etkin denetimin zorunlu olduğunu söyledi.
Almanya ve Bulgaristan İlk Sırada
Türkiye menşeli ürünlere en çok uyarı veren ülkelerin başında Almanya (121 bildirim) geliyor. Listenin devamında Bulgaristan 89, Fransa 60, İtalya ve Hollanda ise 41'er bildirimle yer alıyor.
"8 Bin Denetçi ile 1 Milyon İşletme Kontrol Edilemez"
Denetim mekanizmasındaki eksikliklere dikkat çeken Gürer, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın personel yetersizliğinin ciddi bir sorun olduğunu ifade etti: "Türkiye'de 1 milyona yakın gıda işletmesi var ancak sadece 8 bin denetçi görev yapıyor. Belediye laboratuvarları kapatıldı, denetim yetkileri kısıtlandı.
Bu şartlarda gıda güvenliği sağlanamaz."
Gürer, AB'nin iade süreçlerini "yol gösterici" olarak değerlendirdi ve üretimin her aşamasında sıkı kontrol, üretici eğitimi ve bilinçlendirme yapılması çağrısında bulundu.