Tarih: 11.07.2025 10:48

BOLU KARTALKAYA'DAKİ GRAND KARTAL OTEL YANGINI DAVASINDA OTEL ÇALIŞANLARI SAVUNMA YAPTI

Facebook Twitter Linked-in

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Bolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, yangında yaralananlar ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları katılıyor.

Grand Kartal Otel yangını davasının üçüncü gününde sanıklar savunma yaptı

Kartalkaya'daki otel yangınında torununu kaybeden acılı dede adaletin tecelli etmesini istiyor

Salonun içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı, yerleşke etrafındaki cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı.

Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) kayıt altına alınan duruşma, mutfak personeli tutuksuz sanık Reşat Bölük'ün savunma yapmasıyla başladı.

Duruşmada savunma yapan mutfak personeli müşteki tutuksuz sanık Reşat Bölük, otelde aşçıbaşı olarak görev yaptığını söyledi.

Bölük, 8'inci kattaki odadayken saat 03.26'da telefonla aranmasıyla yangından haberdar olduğunu aktararak, camdan çarşafla inerken düştüğünü ve bacağının kırıldığını söyledi.

Mutfak bölümünün işleyiş yapısı, "grill plate" isimli elektrikli cihaz ve "benmari" cihazının sistemi ve çalışma saatleriyle ilgili bilgi veren Bölük, sezonda yaklaşık 3 ay çalıştıklarını dile getirdi.

Bölük, suçlamaları kabul etmediğini belirterek, "Canımı zor kurtardım, sakatlandım. Şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum." dedi.

Mahkeme başkanının acil müdahale ekibinin kurulmasıyla ilgili sorusuna "Bilmiyorum" yanıtını veren Bölük, "Yangınla mücadele ekibi lideri Reşat Bölük'ün karşısındaki imza sana mı ait?" sorusunu "İmza bana ait değil, belgeyi düzenleyeni bilmiyorum." diye cevapladı.

"Davlumbazlarda yağmurlama sistemi var mıydı?" sorusunu "Yoktu" şeklinde cevaplayan Bölük, "Yangın tüpü var mıydı?" sorusuna "Var" karşılığını verdi.

Tartışma sonrası bazı sanık avukatları duruşma salonundan çıktı

Sanık Bölük'ün çapraz sorgusunun sürdüğü esnada otelin mutfak ve teknik personeli sanıklar kürsüye çağırılarak, yangının çıktığı alanı gösteren güvenlik kamerası görüntüleri izletildi.

Mahkeme başkanının, görüntülerde yer alan mutfak personeli tutuklu sanık Faysal Yaver'in çalışırken oluşan parlamaya ilişkin sorusu üzerine bazı otel personeli sanıklar, bunun "benmari" cihazının bulunduğu alandaki led ışıkların yanması olduğunu söyledi.

Öte yandan müşteki sanık Bölük'ün avukatının savunmaya başladığı sırada, yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin'in tepki göstermesi nedeniyle yaşanan tartışma sonrası bazı sanık avukatları, duruşma salonundan çıktı. Bazı müştekiler, salondan çıkan avukatlara tepki gösterdi.

Celseye verilen aranın ardından söz alan avukat Gültekin, duruşmanın sükunet içerisinde gerçekleşmesi için yardımcı olacaklarını belirtti.

Müşteki avukatının "2023 ve 2024 sezon başında tehlike arz eden alet ve edevatın değiştirilmesini istediğinizi kime bildirdiniz?" sorusuna Bölük, "Önce şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'a bildirdim. Muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir'e de mail attım." cevabını verdi.

Savunmanın ardından bazı sanık ve taraf avukatları, kimi sanıklara mutfak bölümüyle ilgili sorular sordu.

"Yangın alarmı çalmadı"

Otelin resepsiyon görevlisi tutuksuz sanık Yiğithan Burak Çetin de savunmasında İŞKUR vasıtasıyla 3 Aralık 2024'te şirkette göreve başladığını söyledi.

Gazelle Otel'de oryantasyon eğitimi aldıktan sonra 9 Aralık 2024'te resepsiyon ekibiyle Grand Kartal Otel'e çıktıklarını belirten Çetin, çoğunlukla "gece resepsiyonu" olarak görev yaptığını anlattı.

Olay anında kuvvetli sarsıntı hissettiğini ve duman yükseldiğini gördüğünü aktaran Çetin, "Ofise geçtim, etrafa bakındım herhangi yangın butonu ve tüpü göremedim. 'Yangın var' diyen mutfak elemanı Yusuf'un resepsiyonda olduğunu gördüm. Telefonu çıkardım ve jandarmayı aradım." dedi.

Çetin, lobi kısmına geçtiklerini dile getirerek, "Resepsiyondaki telefonu açmaya çalıştım ama dumandan açamadım. Merdivenlerde şiddetli duman vardı. Yukarı çıkmaya çalıştım ama çıkamadım. Bu sırada telefon görüşmelerini sürdürüyordum, jandarma 112'ye yönlendirdi gerekli bilgileri verdim." diye konuştu.

Tek kişilik koltukları kapının önüne çektiklerini anlatan Çetin, "Kapı önüne çıktığım zaman yukarı doğru bağırmaya başladım. Otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz'ı aradım, 'Yangın var, acil gelmeniz gerekiyor' dedim. 'Tamam geliyorum' dedi, bana herhangi bir talimat vermedi. Daha sonra kurtarma çalışmalarına yardım etmeye çalıştım." ifadelerini kullandı.

Suçlamaları kabul etmediğini belirten Çetin, beraatini talep etti.

Çetin, mahkeme başkanının, yangın eğitimi, tatbikat, yangın müdahale ekibi, yangın alarm sistemiyle ilgili soruları üzerine şunları kaydetti:

"Yangın eğitimi ve herhangi sertifika verilmedi. Otel hakkında verilen kitapçığa tekrar baktım ama yangınla ilgili herhangi bir şey yoktu. Yangın tatbikatı yapılmadı. Yangına müdahale ekibinin kurulup kurulmadığını bilmiyorum. Yangın alarmı çalmadı, kapıyı açmamızın bir nedeni de alarmın çalmasını sağlamaktı. Yangın alarm sisteminin olup olmadığını bilmiyorum. İkinci katta kalan arkadaşlar sigara içiyordu ve alarm devreye girmiyordu."

Cumhuriyet savcılığındaki ifadesini okuyan mahkeme başkanın, aile üyelerinin nasıl çıktığına ilişkin sorusuna, Çetin, "Şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras ve şirketin yönetim kurulu üyesi Elif Aras'ın tam olarak nereden çıktıklarını hatırlamıyorum ama koşarak çıktıklarını hatırlıyorum. Şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu'nu sonradan gördüm ama nasıl çıktığını bilmiyorum." yanıtını verdi.

Cumhuriyet savcısının resepsiyon bölümündeki en yetkiliyle ilgili soru sorduğu Çetin, "Zeki Yılmaz" dedi.

Daha sonra sanık Çetin'in yangın anında ne yaptığına dair resepsiyon güvenlik kamera görüntüleri izlenerek çapraz sorgusu yapıldı.

"Güvencede hissetmeseydim misafirlerimi tehlikeye atmazdım" 

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Halit Ergül, Grand Kartal Turizm AŞ'nin Yönetim Kurulu Başkanı olduğunu söyledi.

Ergül, şirket bünyesinde 6 iş yerinin olduğunu aktararak, "Grand Kartal Otel, Gazelle Resort Otel, Han Restoran, Macera Parkı, Gölcük Restoran, güneş enerji santrali. Yangın gecesi Gazelle Otel'deydim. İlk ifademle çelişiyor olabilirse de zaman farkını bilemediğim için eşim saat 03.00-03.30 arası aradı, 'Halit çok kötü yanıyoruz.' dedi. Hemen giyindim, süratle yola çıktım. Yolda 112'yi aradım, 'Haber verdiler, gidiyoruz.' dediler. Mehmet Güner aradı, durumu sordu, yolda olduğumu söyledim. 15 kilometre kala Kartalkaya görünüyor. Baktım, kızıllık var, 'Eyvah.' dedim. Otele vardım ki her tarafı zaten sarmış, felaket durumdaydı." diye konuştu.

Yolun 45 dakika-1 saat sürdüğünü belirten Ergül, "Otele vardım, çok az sonra da itfaiyeler peş peşe gelmeye başladı. İçeri girecek oldum, girilecek gibi değildi binanın içi, geri çekildim. Biraz sonra itfaiyeciler çoğaldı, o arada personel merdivenlerle indirebildiklerini indiriyorlardı." dedi.

Ergül, bir kişinin hayatını kaybettiğini söylediklerini dile getirerek, "Ondan sonra yıkıldım orada. Serseri mayın gibi dolaşırken forkliftle kepçeci geldi. İtfaiyecinin yanaşacağı yerde misafir araçları vardı, pahalı cipler vardı. Kepçeye artık pahalı mahalı kaldırın diye elimle işaret yaptım. Kepçe, arabaları alıp itfaiyeye yol açtı. Yangından haberim bu şekilde." ifadelerini kullandı.

Damadı ve şirketin genel müdürü tutuklu sanık Emir Aras'ı aradığını anlatan Ergül, "Üstü başı is içindeydi. Zeki'yi (otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz) gördüm, orada uğraşıyordu. İtfaiye ve AFAD'cılar uzaklaştırdılar, kendileri müdahale etti." dedi.

Ergül, bir süre sonra Kartalkaya'daki karakola çağrıldığını aktararak, "Sonra Bolu'ya geldik. Yangın, 'şov bölümü'nde aşçılar yapmaması gereken bir şeyi yaptılar, herhalde oradan çıkmıştır diye düşündüm. Yine de yanılmamışım, 300 personelden birinin hatasını bugün burada hepimiz çekiyoruz." diye konuştu.

Bilirkişi raporunda yangının gazın kontrol edilmesi durumunda kendi kendine bile sönebileceğinin yazıldığını iddia eden Ergül, "Daha sonra avukatların dediğine göre Aygaz'da sözleşmemiz varmış. Aygaz'ın senede 2 kez denetim yapması gerekiyormuş ama böyle bir denetim yapan olmamış." dedi.

Ergül, personelin birçoğunun, "Aman bana sıçramasın." diye Gazelle Otel'de çalıştığını söylediğini savunarak, iş güvenliği ve denetim işleriyle muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir'in ilgilendiğini anlattı.

Sanık Özdemir'in kendisi için "İş sağlığı ve güvenliği tutmaya gerek yok." dediği şeklinde ifade verdiğini hatırlatan Ergül, öyle bir şey demediğini savundu.

Ergül, Özdemir'in Kartalkaya'ya ayda bir gittiğini aktararak, "Hatta bana 'Araba eskidi, Kartalkaya'ya giderken zor oluyor.' dedi. Ben de ona 4x4 araba aldım rahat rahat gitsin diye." dedi.

İtfaiye raporuna değinen Ergül, şöyle devam etti:

"Aşağıdaki inşaattayken Emir bana telefon açtı, eksik şeyleri okudu. Listeyi okurken, 'Kadir yanlış bir müracaat yapmış ama geri çekebilirmiş.' dedi. 'Anormal bir şey değilse çeksin ama yapabileceklerinizi yapalım.' dedim ben de. Bir de bizim zaten 2007'de alınmış güncel raporumuz var.

Bütün tesislerin girişinde 'Bu tesis Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından denetleniyor' diye yazı vardır. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetleniyoruz. Biz kendimizi güvencede hissediyoruz. Güvencede hissetmeseydim misafirlerimi tehlikeye atmazdım. Kendi torunlarımı da orada yatırıyordum. 12'nci katta özel misafirler değil, kimse kalmıyordu hatta 11'inci kata asansör çıkmaz. Oranın kameralarını izlersek müşteri girip çıkmadığını görebiliriz. Oranın boş olduğunu Zeki Bey de söyledi."

"Yangın tatbikatı yapılmadığını burada öğrendim"

Mahkeme Başkanı'nın sorularını yanıtlayan Ergül, "Emir Aras, bana sormadan bir şey yapmaz. Kadir Özdemir muhasebe müdürüdür ama bayağı yetkilidir, alışları yapar. Büyük alış olursa benim onayımı alır. Cemal (otelin muhasebe personeli tutuklu sanık Cemal Özer) ve Mehmet (muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun), Kadir'i temsilen Kartalkaya'da durur." dedi.

Ergül, iki yıl öncesine kadar kendi elektrikçilerinin olduğunu, teknik personel sanıklar Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü'nün iki otelin de elektrik işlerini yaptığını aktararak, "Hüseyin emekli olunca Emir, 'Bu yetişmiş adamdır, kaybetmeyelim lazım olur.' dedi. Bunun üzerine Hüseyin'i aldık. Gazelle'de duruyordu, çok nadir Kartalkaya'ya çıkardı." diye konuştu.

Teknik personel şefi tutuklu sanık Tahsin Pekcan'ın Grand Kartal Otel'de değil, Gazelle Otel'de görev yaptığını aktaran Ergül, "Zeki Yılmaz müdürdür ama çok yetkisi yoktur, genelde rezervasyonlara bakar, misafirleri gezdirir. Cemal Özer de sıradan eleman. Zeki Yılmaz, Mehmet Salun ve Kadir Özdemir'in imza yetkisi yok. Yangın vanalarının kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı denetmenleri geldiği zaman Emir, duman dedektörlerine, her şeye baktıklarını söyledi. Ben de 'Daha iyi.' dedim, onları çalışıyor sanıyordum. Elektrik tesisatında bir değişiklik olsaydı Hüseyin Bey'in haberi olurdu." savunmasında bulundu.

Ergül, "Yangın eğitimi verilip verilmediğinden haberiniz var mı?" sorusuna "Burada öğrendim, yokmuş. Gaz bağlantı borusunda değişiklik yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, olsa Hüseyin Özer'in haberi olurdu." dedi.

"Şov alanını denetleyen biri var mı?" sorusuna Ergül, "Oranın komple denetimi aşçıbaşı Reşat Bölük'e aittir hatta dün akşamki konuşmalarda 'Saat 00.00-00.30 gibi açarım saat 04.00'te kapatırım.' dedi. Tam tersine saat 04.00-05.00'te açması lazım. O saatlerde neden açılıyor anlamadım." yanıtını verdi.

Ergül, yangın müdahale ekibi ve yangın tatbikatıyla ilgili soruları, "Burada gördüm böyle bir şeyi (Yangın müdahale ekibi). Yangın tatbikatı yapılmadığını burada öğrendim. Yangın tüpü her katta vardı. Duman dedektörü vardı, sıkıntı yoktu. Olsaydı zaten Kültür ve Turizm Bakanlığından bize denetime geldiklerinde söylerlerdi. Bize süre verirler, tamamlamazsak oteli kapatırlardı." şeklinde cevapladı.

Resepsiyonda yangın alarm sisteminin çalışıp çalışmadığından haberi olup olmadığı sorulan Ergül, "Cezaevine girdiğimizde Hüseyin olduğunu söyledi." dedi.

Ergül, yangın raporuyla ilgili denetimden bilgisi olup olmadığının sorulması üzerine, "Emir'in bana söylediğiyle var. Emir bana 7-8 kalem bir şey okudu. 'Kadir, yanlış müracaat yapmış, bunlar bize eksik olarak çıkmış, geri çekebilirmiş.' dedi. Ben de 'Yasal mı geri çekmesi, bize sorun çıkarmasın.' dedim. 'Yasalmış.' dedi. Ben de 'Tamam o zaman ama yapabildiklerimizi yapalım.' dedim." yanıtını verdi.

Bir soruya karşı sanık Emir Aras'ın genelde bilgisayar işleri, fiyat araştırması, kampanya yaptığını, sık sık da İstanbul'a gittiğini aktaran Ergül, Kadir Özdemir'in ödeme yetkisinin bulunduğunu kaydetti.

Ergül, Mahkeme Başkanı'nın, "Kadir Özdemir beyanında iş sağlığı ve güvenliği uzmanı gerektiğini söylemiş, siz de 'Gerek yok.' cevabını vermişsiniz." demesi üzerine, "Ben öyle bir şey demedim." dedi.

Denetimlerin takibinin kim tarafından yapıldığı sorulan Ergül, "Kadir Özdemir" cevabını verdi.

Ergül, eşinin oteldeki konumuna ilişkin soruyu, "Eşim oteldeki hiçbir şeye karışmazdı. Onlar genelde İstanbul'da otururdu. İstanbul'daki evimiz kentsel dönüşümden yıkıldı ama gidince kızlarımız da kalıyordu." diye yanıtladı.

Kızları ve şirketin yönetim kurulu üyeleri tutuklu sanıklar Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu'na huzur hakkı verilip verilmediği sorulan Ergül, "Hiçbir şeye karışmazlardı. Ben kendim karar verir, kendim yapardım. Huzur hakkı geçen sene vermeye başladık. Mali müşavir kontrolünde herkesin payı oranında belli zamanlarda büyük meblağlar ödeniyordu." cevabını verdi.

Ergül, "Personele müşterileri uyandırmayın diye bir talimat verilip verilmediğinden haberiniz var mı?" sorusunu, "Duymadım, böyle bir şey olacağını da sanmıyorum." şeklinde yanıtladı.

Bir soruya karşı Ergül, "Kültür ve Turizm Bakanlığı hemen hemen her sene denetime gelirdi. Zeki Bey veya muhasebe birimiyle denetlerlerdi. Bu sene Gazelle'de kaldı denetmenler. Denetçileri Grand Kartal Otel'e (tutuklu sanık Gazelle Otel Genel Müdürü) Ahmet Demir götürdü." dedi.

Ergül, "Yangın ikaz kapalı mıydı, bilginiz var mıydı?" sorusuna, "Hüseyin Özer'le konuştuğumuzda çalışıyor olduğunu söylemişti." cevabını verdi.

Bir soruya karşılık Ergül, "Grill plate (elektrikli pişirme cihazı) bildiğim kadarıyla uzun süredir değişmedi. Zaten servis geliyordu bakıma. Değişmesi gerekseydi söylerlerdi." dedi.

Ergül, "Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin sözleşmesinden haberiniz var mı?" sorusu üzerine, "Vardı, Emir ilgileniyordu. Yangın raporu başvurusundan haberim yoktu." dedi.

Daha sonra cumhuriyet savcısının sorularını yanıtlayan Ergül, "LPG projesi daha önceden kayınpederim zamanında yapıldı. 2005'te yapılmış. Ben 2007'de devraldım. 2007'den sonra tesisatın yerinde herhangi bir değişiklik yapılmadı." ifadelerini kullandı.

"İlgili müdürler size personelin yangın güvenliği eğitimi alması gerektiği teklifiyle geldiler mi?" sorusunu Ergül, "Gelmediler. Gelseydi kesinlikle 'Hemen yapın.' derdim." şeklinde cevapladı.

Halit Ergül, savunmasının ardından müşteki avukatlarının sorularını yanıtladı.

Ergül, "Kültür ve Turizm Bakanlığının aralıktaki denetimine katılan iki personelin Gazelle Otel'de kaldığına dair fatura kestiniz mi, ücret tahsil ettiniz mi?" sorusuna, "Bilemiyorum." cevabını verdi.

"Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının zorunlu hale getirdiği sprinkleri (yangın söndürme sistemi) neden kurmadınız?" sorusunu Ergül, "Denetimlerde normal çıktığımız için bilmiyorum. Bizden sonra 1500 otel mühürlendi. Keşke bizi de 15 gün mühürleselerdi bu olay yaşanmasaydı." şeklinde yanıtladı.

Otele kesilen cezalara ilişkin soru üzerine Ergül, "Büyük bir ceza yemedik ama müşteri şikayetleriyle ilgili cüzi miktar ceza yedik." ifadesini kullandı.

Ergül, "Yönetimde üst gözetim görevinizi devrettiniz mi?" sorusuna, "Hayır devretmedim, öyle bir şey olmadı. Bana gelirler 'Ne gerekiyorsa yapın.' derdim." cevabını verdi.

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansında görevi olup olmadığı sorulan Ergül, "Vardı, seçimle geldim." dedi.

"Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimleriyle ilgili bir yetkiliyle irtibatınız var mıydı?" sorusunu, "Yoktu." olarak cevaplayan Ergül, "Bakanlık denetçilerini ücretsiz misafir ettiniz mi?" sorusuna da "Hayır, etmedik." yanıtını verdi.

Ergül, "Yangın kontrol paneli yangından sonra sökülmüş, bu konuda talimatınız var mı?" sorusunu, "Ben ve personelimle alakası olmadığı belli çünkü biz otele yangından sonra girmedik. Bizden önce jandarma girdi, biraz daha bakılsa jandarma kriminalin söküp çıkarttığı ortaya çıkar." şeklinde cevapladı.

Sanık Ergül, "Bizce yangına ilişkin kusurunuz var, kasten bir durum var. Hiç pişmanlık duyuyor musunuz?" sorusuna cevap vermek istemediğini söyledi.

"Pişman mısınız? Pişman olduğunuzu, özür dilediğinizi duymadık." denilmesi üzerine "Uyumuyorum ben." diyen Ergül, "Kusurunuz var mı?" sorusuna, "Benim kusurum falan yok." cevabını verdi.

Yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin'in, "Müşterilerin bir an önce kurtarılmasıyla ilgili talimat verdiniz mi?" sorusuna, "Düşünemedim." diyen Ergül, "Arabaların satılmasıyla ilgili talimat verdiniz mi?" sorusunu, "Öyle bir şey yok. Bir aracın bile satıldığı ispat edilirse başım üstüne." şeklinde yanıtladı.

Gültekin'in soru sorduğu sırada müdafi avukatının araya girmesiyle sanık yakınları, müştekiler ve avukatlar arasında tartışma çıktı.

Birbirlerinin üzerine yürümek isteyen tarafları, güvenlik güçleri arayarak girerek engelledi.

Güvenlik güçleri, taraflar arasında güvenlik koridoru oluştururken duruşma salonu boşaltıldı.

Duruşmaya yarın sabaha kadar ara verildi. 

Duruşmayı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, AK Parti Sakarya Milletvekili Murat Kaya ile siyasi parti temsilcileri de izledi.

Süreç

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi yaralanmıştı.

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 98 sayfalık iddianamede, otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Mürtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve itfaiye eri İrfan Acar hakkında 78 kez "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Otelin teknik görevlileri Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in de "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep ediliyor.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —