Tarih: 21.08.2024 09:03

Gürer: Hayvancılıkta tehlike çanları çalıyor

Facebook Twitter Linked-in

CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, süt politikalarındaki yanlış uygulamaların süt ineklerinin kesimine ve hayvan varlığında kayıplara neden olduğunu belirtti.
Gürer, süt fiyatlarındaki düşüklüğün üreticiyi zor durumda bıraktığını vurgulayarak, üreticilerin maliyet artışlarına rağmen çiğ süt fiyatlarının sabit kalmasından hatta düşmesinden şikayetçi olduğunu belirtti. Hayvancılıkla uğraşan Nevzat Genişyürek ise sektördeki yapısal sorunlara dikkat çekerek, tarım ve hayvancılık politikalarının kökten ele alınması gerektiğini söyledi. Genişyürek, maliyetler karşısında süt üreticilerinin zor durumda olduğunu ve bu durumun ülkenin gelecekteki gıda güvenliğini tehlikeye atacağını dile getirdi.
GÜRER, SÜT ÜRETİCİLERİNİN SIKINTILARINI DİLE GETİRDİ
CHP Niğde Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye’de süt üreticilerinin karşı karşıya kaldığı büyük krizi gündeme taşıdı. Gürer, son 5 yılda Türkiye’nin hayvan varlığında 10 milyona yakın bir kayıp yaşandığını belirterek, süt ineklerinin kesilmesine yol açan yanlış yönetim politikalarının bu kaybı derinleştirdiğini ifade etti. Gürer, “Yalnızca geçen yıldan bugüne kadar 1 milyon 200 bin  üzerinde hayvan ithal edildi. İthalat durmuyor ama sütte yanlış uygulamalar yeniden krize dönüşme noktasında” dedi. Gürer, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği 14 lira 65 kuruşluk fiyatın üreticiyi kurtarmadığını, bazı bölgelerde ise halen 12 liradan süt alındığını belirterek, süt inekçiliği yapan üreticilerin durumunu yerinde inceledi.
ÜRETİCİ NEVZAT GENİŞYÜREK: "SORUNLARIMIZ ÇOK DERİN"
Hayvancılık yapan Nevzat Genişyürek, süt üreticilerinin yaşadığı sorunları dile getirirken, bu sorunların sadece yüzeysel olmadığını, derin ve yapısal olduğunu vurguladı. Genişyürek, “Süt verdiğimiz firmalar doğru düzgün (kazanç sağlayacak kadar) bize süt parası ödemiyor. Reyona gidiyoruz, tam yağlı diye kreması bile alınmış sütlerin fiyatı 45 lira, ama biz 15 liraya süt satacağız diye debeleniyoruz. Eğer ki bir ülke üreticisine sahip çıkarsa büyür. Hollanda'nın bile bugün farklı yerlere gelme sebebi, gayri safi milli hasıladan ayrılan payın bize göre kat kat fazla olması. %28 ve %29'a tekabül eden bir oran olduğu söyleniyor.” dedi. Artan maliyetler karşısında süt fiyatlarının artmadığını, bunun yanı sıra et fiyatlarının da gerilediğini belirten Genişyürek, üreticilere yeterli destek verilmediğini ifade etti.
"YEMLE SÜTÜ ENDEKSLESİNLER, BAŞKA BİR ŞEY İSTEMİYORUZ"
2011 yılında 1 litre sütten aldığı yem miktarını bugün de alabilmeyi isteyen Nevzat Genişyürek, destek taleplerinin ötesinde adil bir fiyat politikası talep etti. “Ben destek falan istemiyorum. Bunu bir kaldıralım ortadan. Bana ne verecek biliyor musunuz? 1 litre sütün bir buçuk kilo yem alabilmesi lazım. Bana, 2011 yılında verdiğim sütüm ne kadar yem alıyorsa, şu anki fiyat endeksi bunu versin, başka bir şey istemiyorum. Biz çiftçilik yaparak ayakta kalıyoruz. Ben ufak tefek çerçici gibi o paralara ihtiyacım yok, istemiyorum.” diye konuştu.
"ÜRETİCİYE SAHİP ÇIKILMAZSA BU ÜLKE BÜYÜYEMEZ"
Nevzat Genişyürek, Türkiye’nin tarım ve hayvancılık politikalarının bireysel çıkarlar doğrultusunda yönetildiğini belirterek, “Hayvancılıkta ve tarım sektöründe bireysel çıkarlara göre yönetiliyoruz, çünkü adamlar küçük küçük menfaatleri ile bizim işletmemize dokunuşlarıyla bu ülkenin tarım ve hayvancılık politikasını yönettiğini düşünüyorlar. Aslında bu, duvara toslama diye bir tabir var ya, biz şu an komple oraya gidiyoruz. Eğer ki bir ülke üreticisine sahip çıkarsa büyür. Örneğin, şimdi ben Trakya'ya gidiyorum; istediğim zaman bu düveleri alıp gelebiliyorum. Mustafa Kemal Paşa'ya gidip, istediğim zaman bu düveleri alıp gelebiliyordum ya da İzmir'e gittiğim zaman bu düveleri alıp gelebiliyordum. Ben şu anda buralardan düve alamadığım için ithalatçı oldum.” dedi. Türkiye’nin düve ithalatına bağımlı hale geldiğini, ancak bu ithalatın da sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Genişyürek, “Şu anda biz Danimarka'dan, Avusturya'dan, Çekya'dan, Almanya'dan düve ithal ediyoruz. Peki, yarın bu ülkeler düve vermeyi durdurursa, iş piyasasını nasıl regüle edeceksiniz?” diyerek, bu durumun yaratacağı risklere dikkat çekti.
TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR
Nevzat Genişyürek, geçmişte de bugün olduğu gibi benzer krizlerin yaşandığını hatırlatarak, süt fiyatlarının o dönemde de üreticiye yeterli kazanç sağlamadığını söyledi. Bu nedenle birçok işletme sahibi, süt ineklerini kesime göndermek zorunda kaldı. Bunun sonucunda ise piyasada büyük bir açık oluştu ve et fiyatları hızla yükseldi. Genişyürek, bu absürt piyasanın o dönem hiçbir şekilde çözülemediğini ve etkili bir müdahale yapılamadığını belirtti.
SÜT SEKTÖRÜNDEKİ KRİZ DERİNLEŞİYOR
Hayvancılık sektörü, özellikle süt üreticileri, maliyet artışları ve krizler nedeniyle büyük zorluklar yaşıyor. Süt üreticisi Nevzat Genişyürek, Türkiye'de süt üretiminin ve hayvancılığın karşı karşıya olduğu derin sorunları detaylandırdı. Holstein ve Simental ırklarına sahip olan işletmesinde hayvan başına , ortalama 27-28 litre süt alındığını belirten Genişyürek, her bir hayvanın günlük özel 9 kilo yem tükettiğini, yaz aylarında ise bu miktarın 7-8 kilo aralığında olduğunu ifade etti. Yem çeşitliliği arasında yonca, by-pass, premix, soda, soya, beyaz saman ve silaj yer aldığını, tüm bu maliyetlerin toplamda büyük bir yük oluşturduğunu söyledi.
SABİT VE DEĞİŞKEN MALİYETLER
Besici Nevzat Genişyürek, aşı ve veteriner giderleri gibi sabit maliyetlerin bu hesaplamaların dışında tutulduğunu, bu nedenle toplam maliyetlerin çok daha yüksek olduğunu vurguladı. Bir düve öldüğünde, canlı başına 150.000 lira gibi büyük bir kayıp yaşandığını belirtti. "Bir düve, akşam girip sabaha karşı doğum yaparken kısmi felce yakalanabiliyor. Bu durumda veterinerin bile hayatta tutma oranı %50'nin altında” dedi. Buzağı ölümlerinin eskisi kadar yaşanmadığını ancak mevcut durumun çok tehlikeli bir noktaya gittiğini ifade etti.
PİYASA REGÜLASYONU VE ÜRETİCİLERİN MAĞDURİYETİ
Hayvancılık yapan Genişyürek, iç piyasada süt fiyatlarının regüle edilmesine rağmen, gidişatın tehlikeli bir noktaya geldiğini ve üreticilerin yaşadığı mağduriyetin tüm ülkeyi etkileyeceğini söyledi. “Makas açılacak, bunu yetkililerin bilmesini, görmesini istiyorum. Üreticilerin mağduriyeti sonucunda Türkiye Cumhuriyeti sancısını çekecek. Yetkililerin bireysel çıkarlar yerine ülkenin yapısal sorunlarına müdahale etmelerini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —