1968 yılından beri kale altı dükkanında faaliyet gösteren Abdullah Öztürk, dikiş makineleri, saatler ve diğer birçok antika eşyanın tamirini yaparak bu değerli parçaları yeniden kullanıma kazandırıyor.
Öztürk, elinde bulundurduğu 300 yıllık bir dikiş makinesi ve 250 yıllık bir saati ise özel bir koleksiyon olarak saklıyor. Bu nadide parçalar, hem tarihsel önemi hem de estetik görünümleriyle dikkat çekiyor. Öztürk, “Bu antikalar, geçmişin izlerini taşırken geleceğe de bir köprü görevi görüyor. Her birinin kendine özgü bir hikayesi var” diyor.
Dükkanın duvarları, geçmişe ait birçok hikaye barındıran eşya ile dolu. Dikiş makineleri, her biri farklı bir dönem ve tarzı yansıtan, zamanın getirdiği değişimlerin izlerini taşıyor. Saatler ise sadece zamanı göstermekle kalmıyor, aynı zamanda mekanın ruhunu besleyen estetik birer obje haline geliyor.
Bu antikaların tamiri sırasında, her parça için özel bir özen gerektirdiğini belirte Öztürk, “Bir antikayı restore etmek, onun geçmişine saygı göstermek demektir. Her parçanın kendi hikayesi var ve ben onları yeniden canlandırmak için buradayım” dedi.
Abdullah Öztürk’ün özenle koruduğu bu antika dünyası, tarih tutkunları için keşfedilmeyi bekleyen bir hazine olmaya devam ediyor.