Hava sıcaklıklarının gündüz ve gece arasında büyük fark göstermesi, toplu yaşam alanları ve kapalı ortamlarda virüslerin kolayca yayılmasına neden oluyor. Dr. İnan, özellikle toplu taşıma araçları, alışveriş merkezleri, kreşler, bakım evleri ve hastanelerde virüsle karşılaşma riskinin yüksek olduğunu vurguladı.
Soğuk algınlığının genellikle hafif seyirli olduğunu belirten İnan, “Biraz baş ağrısı, hafif boğaz dolgunluğu ve kuru öksürükle ortaya çıkar, antibiyotik gerektirmez. Gripte ise yüksek ateş, boğaz ve baş ağrısı, kas-eklem ağrıları ve öksürük görülebilir. Uygun istirahat alınmazsa bakteriyel enfeksiyonlar ve zatürre gibi ciddi tablolar gelişebilir” dedi.
İnan, mevsim geçişlerinde hastalıklardan korunmak için dengeli beslenme, C vitamini tüketimi, egzersiz, el hijyeni ve kapalı alanların düzenli havalandırılması gerektiğini vurguladı. Özellikle yaşlılar, kronik hastalar, gebeler, çocuklar ve toplu yaşam alanlarında bulunan öğrencilerin daha dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizdi.
Antibiyotiklerin viral enfeksiyonlarda faydalı olmadığını hatırlatan İnan, “Evde kalmış antibiyotikleri hekime danışmadan kullanmayın. Antibiyotik yalnızca doktor önerisiyle kullanılmalı. Hafif ateşi olanlar bol sıvı tüketerek, dinlenerek ve ateş düşürücü ilaçlarla hastalığı atlatabilir. Ancak uzun süren yüksek ateş, nefes darlığı, boğazda ciddi şişlik veya kulak akıntısı gibi şikâyetlerde mutlaka hekime başvurulmalıdır” dedi.
Dr. İnan, alınacak basit tedbirlerle mevsim geçişlerinde grip ve soğuk algınlığının önlenebileceğini belirterek vatandaşlara dikkatli olmaları çağrısında bulundu.