Niğde'de isminin kökeni Nahita'dan geliyor. Nahita'nın tarihi ise M.Ö. 9 yüzyıla kadar dayanıyor. Gazeteci Fatih Mehmet Adaş, Nahita'dan Niğde'ye okuyucularımızı tarihi bir yolcuğa çıkarıyor.
---
Binlerce yıllık tarih, günümüz şehirlerinin köklerinde saklanır. Niğde de bu kadim geçmişin izlerini taşıyan şehirlerden biridir. Zamanın derinliklerine indiğimizde, Niğde’nin bugünkü adı ve dokusunun arkasında Nahita adında başka bir kimlik belirir. “Nahita” veya “Nahitiya,” bu topraklarda binlerce yıl önce kurulmuş bir yerleşim yeri olarak bilinir. Ve bu antik kentin bilinen ilk kralı, gururla kendi adını taşıyan bir taşa kazıyarak kendisini tarihe not düşmüştür: Saruvanas!
MÖ 9. yüzyılda yaşamış olan Kral Saruvanas, kendisini “Nahitiya şehrinin yönetici ve efendisi” olarak tanıtır Andaval Kabartması’nda. Niğde’nin Aktaş (eski adıyla Andaval) köyünde bulunan bu taş, yalnızca bir kralın adı değil, aynı zamanda bir medeniyetin hikayesini anlatır bize. Bugün Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen bu kabartma, binlerce yıl önce bu topraklarda yaşanan kültürün ve ihtişamın sessiz bir tanığıdır.
Nahita, Anadolu’nun pek çok antik yerleşimi gibi stratejik bir öneme sahipti. Hititlerin ardından gelen Geç Tunç Çağı ve Demir Çağı kültürlerinin etkisinde şekillenen bu şehir, Hitit İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte bağımsızlığını kazanan küçük krallıkların bir parçasıydı. Ve bu küçük krallığın lideri olarak Saruvanas, Nahitiya’nın yalnızca yöneticisi değil, aynı zamanda bu toprakların ilk koruyucusuydu. Dairesel bir taş rölyefe kazıttığı ismi, binlerce yıl sonra bile yankı bulacak kadar güçlüydü.
Niğde’nin, yani o dönemki adıyla Nahitiya’nın tarihine baktığımızda, Saruvanas’ın mirasıyla birlikte şehrin kaderini belirleyen pek çok isim ve kültürün izini görebiliriz. Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi büyük medeniyetler, bu toprakları kendi kültürleriyle yoğurmuş, Nahitiya’yı farklı bir boyuta taşımışlardır. Ancak Saruvanas’ın ismi, bu köklü tarih yolculuğunda her zaman bir başlangıç noktası olarak kalmıştır.
Günümüzde Niğde’nin sokaklarında gezerken, belki de çoğu kişi, bu şehrin binlerce yıllık bir mirası taşıdığını bilmeden dolaşır. Ancak Aktaş’taki Andaval Kabartması, Niğde’nin tarihine ışık tutmaya devam ediyor. Saruvanas’ın kazıttığı bu taş, binlerce yıl önce Nahita’nın dağlarında yankılanan bir ses gibi bizlere sesleniyor: “Ben Saruvanas, Nahitiya şehrinin yönetici ve efendisiyim.”
Bu toprakların her köşesi, bir tarih sahnesi gibi geçmişin izlerini saklar. Niğde’nin adı Nahitiya’dan bugüne uzanan bir yolculukla şekillenmiştir. Bu yolculukta Saruvanas gibi kralların izleri, bizim kimliğimizin bir parçası olarak geleceğe aktarılmaktadır. Niğde, yalnızca bir şehir değil, tarihin derinliklerinden bugüne uzanan bir köprü olarak Anadolu’nun kadim hafızasında yaşamaya devam ediyor.
Her taşında, her sokağında, Nahita’nın ruhunu hissetmek isteyenler için Niğde, sadece bir şehir değil, bir medeniyetin mirasıdır. Saruvanas’ın adı, bu kadim mirasın içinde fısıldanan bir hikaye olarak kalmaya devam ediyor. Ve bizler, her adımda bu hikayeye kulak veriyoruz.