Büte, ülkemizde ve dünya genelindeki sanat akademilerinde yaygın olarak uygulanan tekniklerin öğrencilerin bireysel yaratıcılıklarını geliştirmekte yetersiz kaldığını belirtti.
Büte’nin değerlendirmesine göre, öğrenciler genellikle çizimlerinin gerçeğe ne kadar yakın olduğu ya da objeleri ne kadar dengeli yerleştirdikleri gibi kriterlerle değerlendiriliyor. Ancak bu yaklaşım, öğrencilerin kendi özgün üsluplarını keşfetmelerine engel oluyor. Yıllarca taklit çalışmalarıyla sınırlı kalan bireyler, özgün bir sanat kimliği geliştiremiyor ve eserleri uluslararası ölçekte kabul görmüyor.
Sanatçı, olması gereken eğitim modelinin, öğrencilerin hayal gücünü ve iç dünyalarını ön planda tutarak, özgün eserler üretmelerine olanak sağlayan bir yaklaşım olması gerektiğini ifade etti. Safa Büte, bu tür bir sürecin, sanatçının eserine kendine özgü bir değer kazandıracağını ve sanat tarihçileri tarafından kolayca ayrıştırılabileceğini vurguladı.
Sanat eğitimindeki bu eksikliklere dikkat çeken Büte, yaratıcı süreçlere öncelik veren bir modelin, sanat dünyasına farklılık ve özgünlük katacağını belirtti.
