Niğde'nin tarihi ve mimari güzellikler içeren muhteşem camilerini sizin için derledik.
ALÂEDDİN CAMİ
Niğde sancak beyi Ziynettin Beşare tarafından 1223 yılında yaptırılmıştır. Kitabesine göre yapının mimarları, üstad Sıddık ve kardeşi Gazi’dir. Ayrıca inşa kitabesinde, Müstenireddin adı geçmektedir, bu şahsın caminin inşaatından sorumlu yapım yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır. Bazı onarımlarla günümüze gelen cami, orijinal özelliğini büyük ölçüde korumakta ve işlevini devam ettirmektedir. Cami iki kapılıdır. Doğuya bakan kapı üzerinde yaz aylarında 09.30 – 11.00 saatleri arasında güneş ışıklarının bıraktığı gölge, kapının taş maharetli elleriyle işleyen ustanın “ Taçlı Kadın Başı” nı ortaya çıkartmaktadır. Efsaneye göre usta, âşık olduğu ve hiç evlenemeyeceğini bildiği Niğde Sancak beyinin kızına duyduğu aşkı sonsuza dek yaşatmak için konuyu kapı süslemesindeki taşa resmetmiştir. Yapı, harım ile kuzeydoğu köşesine yerleştirilen tek şerefeli minareden oluşmaktadır.
Kaynak: Niğde Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tanıtım Kitapçığı
SUNGURBEY CAMİ
Caminin inşa kitabesi yoktur. Ancak 1335 yılı civarında yapıldığı düşünülmektedir. İlhanlı döneminde Niğde Valisi olan Sungur Bey tarafından yaptırılmıştır. Caminin mimarı bilinmemektedir. Fakat minber ile muhtemelen kuzey taç kapısının ahşap kapı kanatlarını Hoca Ebubekir, daha sonraki döneme ait doğu taç kapısının ahşap kapı kanatlarını ise Hacı Muhammed isimli ustalar yapmıştır. Niğde Kalesinin güneybatı yönündedir. Bazı onarımlarla günümüze gelen camii, örtü sistemi ve minareler haricinde orijinal özelliğini ve fonksiyonunu korumaktadır. Doğu taç kapısı asıl giriş açıklığı üzerinde 874 H./1469–70 M. tarihli vergi kitabesi bulunur. Muhtemelen bu tarihte cami tamir görmüş olabilir. Yapı barut mahzeni olarak kullanılırken, XVIII. yy. ortalarında mahallede çıkan yangın sonucu cami yanmış, örtü sistemi ve minareler de tamamen yıkılmıştır. Sonrasında tamir edilerek ahşap direkli ve düz toprak damlı cami şeklini almıştır. Yapı 1948 yılı civarı tekrar onarım görmüş doğu taç kapısındaki minarelerden biri yeniden yapılmıştır. Cami, doğu- batı doğrultusunda meyilli bir arazi üzerine inşa edilmiş ve dıştan 28.45x37.10 m. ölçülerindedir. Yapı, harim, doğu ve kuzey cephelerde birer taç kapı ile doğu cephenin güney tarafına camiye bitişik yerleştirilen türbeden müteşekkildir. Camii inşasında sarımtırak renkte ince yonu trakit taşı kullanılmıştır. Yapı inşasında oldukça temiz ve itinalı bir işçilik görülür.
Doğu ve kuzey cephelerde birer taç kapıya yer verilmiştir. Ayrıca kuzey cephenin doğu köşesinde merdivenle çıkılan fevkani, “bey kapısı” vardır. Çifte minareli abidevi taç kapının doğu cepheye yapılması arazinin topografik yapısıyla alakalıdır. Doğu taç kapısı eyvan türünde olup, iki yandan birer minareyle sınırlandırılmış ve Türk Mimarisinde kendine özgü seçkin bir yeri vardır. Eyvan Gotik Mimarisinin bir özelliği olarak kaburgalı tonozla kapatılmıştır. Eyvanın yan duvarlarına simetrik yerleştirilen mihrabiyeler, zeminden yüksekte tutulmuştur. Eyvanın duvarları tamamen bitkisel, geometrik ve figürlü süslemeyle dekore edilmiştir. Dikkati çeken en önemli bezeme, mihrabiye ve eyvan köşe sütunceleri arasında kalan ve sekiz kollu yıldızlardan oluşan, geometrik motiflerle bezenen panolar dıştan, kıvrık dallar arasına yerleştirilen çeşitli hayvan başları, spiral kıvrık dalların uçlarında ve aralarındaki boşluğu doldurur vaziyette; kuzey panoda 37 güney panoda ise 42 figür vardır. Bunlar; Kuş, fil, oğlak, at, panter, antilop, ejder, sıçan, boğa, tavşan, maymun, köpek, aslan, koyun, ördek ve balık figürlerinden oluşmaktadır. Bunların On iki hayvanlı Türk Takviminin bir hatırası olarak, taç kapıyı bezemek amacıyla yapıldığını sanmaktayız. Keza, Kuzey Taç Kapı da geometrik, bitkisel ve figürlü bezemelerle dekore edilmiştir. Cami de batı duvarın alt tarafında 4, doğu duvarın alt tarafında 1, üst tarafında 3 ve kuzey duvarın üst tarafında bir pencere orijinal özelliklerini koruyarak günümüze gelmiştir. Cami de ahşap bezemeyi kuzey ve doğu taç ahşap kapıları ile bugün Dışarı Camii’nde bulunan minberin de görmekteyiz.
Caminin inşa kitabesi yoktur. Ancak 1335 yılı civarında yapıldığı düşünülmektedir. İlhanlı döneminde Niğde Valisi olan Sungur Bey tarafından yaptırılmıştır. Caminin mimarı bilinmemektedir. Fakat minber ile muhtemelen kuzey taç kapısının ahşap kapı kanatlarını Hoca Ebubekir, daha sonraki döneme ait doğu taç kapısının ahşap kapı kanatlarını ise Hacı Muhammed isimli ustalar yapmıştır. Niğde Kalesinin güneybatı yönündedir. Bazı onarımlarla günümüze gelen camii, örtü sistemi ve minareler haricinde orijinal özelliğini ve fonksiyonunu korumaktadır. Doğu taç kapısı asıl giriş açıklığı üzerinde 874 H./1469–70 M. tarihli vergi kitabesi bulunur. Muhtemelen bu tarihte cami tamir görmüş olabilir. Yapı barut mahzeni olarak kullanılırken, XVIII. yy. ortalarında mahallede çıkan yangın sonucu cami yanmış, örtü sistemi ve minareler de tamamen yıkılmıştır. Sonrasında tamir edilerek ahşap direkli ve düz toprak damlı cami şeklini almıştır. Yapı 1948 yılı civarı tekrar onarım görmüş doğu taç kapısındaki minarelerden biri yeniden yapılmıştır. Cami, doğu- batı doğrultusunda meyilli bir arazi üzerine inşa edilmiş ve dıştan 28.45x37.10 m. ölçülerindedir. Yapı, harim, doğu ve kuzey cephelerde birer taç kapı ile doğu cephenin güney tarafına camiye bitişik yerleştirilen türbeden müteşekkildir. Camii inşasında sarımtrak renkte ince yonu trakit taşı kullanılmıştır. Yapı inşasında oldukça temiz ve itinalı bir işçilik görülür. Doğu ve kuzey cephelerde birer taç kapıya yer verilmiştir. Ayrıca kuzey cephenin doğu köşesinde merdivenle çıkılan fevkani, “bey kapısı” vardır. Çifte minareli abidevi taç kapının doğu cepheye yapılması arazinin topografik yapısıyla alakalıdır. Doğu taç kapısı eyvan türünde olup, iki yandan birer minareyle sınırlandırılmış ve Türk Mimarisinde kendine özgü seçkin bir yeri vardır. Eyvan Gotik Mimarisinin bir özelliği olarak kaburgalı tonozla kapatılmıştır. Eyvanın yan duvarlarına simetrik yerleştirilen mihrabiyeler, zeminden yüksekte tutulmuştur. Eyvanın duvarları tamamen bitkisel, geometrik ve figürlü süslemeyle dekore edilmiştir. Dikkati çeken en önemli bezeme, mihrabiye ve eyvan köşe sütunceleri arasında kalan ve sekiz kollu yıldızlardan oluşan, geometrik motiflerle bezenen panolar dıştan, kıvrık dallar arasına yerleştirilen çeşitli hayvan başları, spiral kıvrık dalların uçlarında ve aralarındaki boşluğu doldurur vaziyette; kuzey panoda 37 güney panoda ise 42 figür vardır. Bunlar; Kuş, fil, oğlak, at, panter, antilop, ejder, sıçan, boğa, tavşan, maymun, köpek, aslan, koyun, ördek ve balık figürlerinden oluşmaktadır. Bunların On iki hayvanlı Türk Takviminin bir hatırası olarak, taç kapıyı bezemek amacıyla yapıldığını sanmaktayız. Keza, Kuzey Taç Kapı da geometrik, bitkisel ve figürlü bezemelerle dekore edilmiştir. Cami de batı duvarın alt tarafında 4, doğu duvarın alt tarafında 1, üst tarafında 3 ve kuzey duvarın üst tarafında bir pencere orijinal özelliklerini koruyarak günümüze gelmiştir. Cami de ahşap bezemeyi kuzey ve doğu taç ahşap kapıları ile bugün Dışarı Camii’nde bulunan minberin de görmekteyiz.
Kaynak: Niğde Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tanıtım Kitapçığı
AFİFE HANIM CAMİ
Burhan Mahallesi’ndedir. İnşa kitabesine göre; 856H./1452M. Yılında yapılmıştır. Yaptıran Murat’ın Oğlu Hacı Dursun’ dur. Bazı onarımlarla günümüze gelen camii, orijinal özelliğini kısmen yitirmiştir. Dıştan 8.70x16.90 m. ölçülerinde olup, enine dikdörtgen planlı yapı, düz ahşap tavanlı camiler gurubundadır. Son cemaat yeri yoktur. Cami harim ile tek şerefeli minareden oluşur. Yapı oldukça sade inşa edilmiştir.
Kaynak: Niğde Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tanıtım Kitapçığı
MURAT PAŞA CAMİ
Günümüze bazı onarımlarla gelen camii, orijinal özelliğini büyük ölçüde korumakta ve işlevini devam ettirmektedir. Enine dikdörtgen planlı yapı, dıştan yaklaşık 13.00x30.60 m. boyutlarındadır. Farklı çapta 4 kubbeyle örtülen harimin kuzeybatı köşesinde türbe ve kuzey cephenin doğu tarafına tek şerefeli minare yer alır. Kuzey cephenin orta bölümünde ise önceden üç gözlü son cemaat yerinin olduğu sanılmaktadır. Yapının duvar ve örtü sisteminde sarımtırak renkte ince yonu trakit taşı, payelerde bazalt taşı, minber ile bir kapısında mermer malzeme kullanılmıştır. Temiz bir işçilik vardır. Cepheler de ikişer sıra pencere açılarak duvarların masifliği giderilmiştir. Cami genelinde sade inşa edilmekle birlikte, dikkati çeken bezemeler avlu kapısında, mihrap, minber ve harimin batı bölümündeki ahşap mahfilde görülür. 16 Eylül 1670 M. tarihinde inşa edilmiştir.
Kaynak: Niğde Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tanıtım Kitapçığı
DIŞARI (ÇELEBİ HÜSAMETTİN) CAMİ
Saruhan Mahallesi Bor Caddesi Üzerindedir. Yapının inşa kitabesi yoktur, Fakat XVI. yy. yapıldığı sanılmaktadır. Günümüze bazı onarımlarla gelen camii, orijinal özelliğini büyük ölçüde korumakta ve işlevini devam ettirmektedir. Daha önce yıkılan son cemaat yeri aslına uygun yeniden inşa edilmiştir. Yapı, tek kubbeli camiler sınıfındadır. Dıştan 17.10x17.10 m. ölçülerinde harim, kuzeyinde 5.40x17.10 m. ölçülerinde üç kubbeli son cemaat yeri ve kuzeybatı köşesinde yer alan tek şerefeli minareden oluşur. Cephe duvarlarında ve kubbe kasnağında sarımtırak ince yonu trakit taşı, minare de kül renginde mihrapta ise kül rengi kesme taş kullanılmıştır. İtinalı işçilik göze çarpar. Cephe duvarları oldukça yüksek tutulmuştur. Yapının bütün duvarlarında iki sıra pencere açılarak monotonluk giderilmeye çalışılmıştır. Son Cemaat Yeri köşelerden pandantiflerle geçilen üç kubbeyle örtülmüştür. Harime girişi sağlayan 1.15x2.10 m. ölçülerinde cümle kapısı kuzey duvarının ortasına yerleştirilmiş, basık kemer ve söveler mermerden yapılmıştır. İç mekâna aydınlık, her duvarda eşit şekilde sekizi alt sırada, sekizi üst sırada ve biri de kubbe kasnağında olmak üzere on yedi pencereyle sağlanmıştır. Camide aşırı süsleme yoktur. Dikkati çeken bezeme mihrap ve müezzin mahfilindedir.
Kaynak: Niğde Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tanıtım Kitapçığı
DÖRT AYAK (KÜNKBAŞI) CAMİ
Ebu Bekir Ağa tarafından 1764-1765 yıllarında yaptırılan cami Kuzey-güney doğrultusunda eğimli bir arazi üzerine yerleştirilmiştir. Düz ahşap tavanlı camiler gurubundadır. Camii, dıştan 12.70 x 13.45 m. boyutlarındaki harim ile kuzeye yerleştirilen üç gözlü son cemaat yerinden oluşmaktadır. Ahşap hatıl lı cephe duvarında sarımtırak renkte kaba yonu taş, kapı mihrap, paye ve kemerler ile duvar köşe bağlantılarında ince yonu taş, son cemaat yerindeki sütunlarda mermer, örtü sisteminde ise ahşap ve kiremit malzeme kullanılmıştır. Harim kısmına kuzey duvarı ortasına yerleştirilen taş söveli ve ahşap lentolu kapıdan girilir. Yakın zamanlarda yapılan son cemaat yeri tarafında tek şerefeli minare bulunur. Camii sadedir. Dikkati çeken elemanlar son cemaat yerindeki mihrabiye ile harimdeki mihraptır. Mihrap istiridye yivli kavsaraya sahiptir.
Kaynak: Niğde Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tanıtım Kitapçığı
RAHMANİYE CAMİ
Dikdörtgen planlı düz damlı camiler gurubuna girmektedir. Abdurrahman paşa tarafından 1747 yılında yaptırılmıştır. Orijinal özelliği büyük ölçüde korunan camii, dıştan 9.25 x 12.20 m. boyutlarındaki harim ile Kuzey tarafına yerleştirilen 3.70 x 10.55 m. ölçülerinde üç gözlü son cemaat yeri ve kuzeydoğu köşesinde tek şerefeli minareden oluşur. Duvar ve minarede sarımtırak renkte ince yonu trakit taşı, son cemaat yerinin sütun ve cümle kapısının kemer ve sövelerinde bazalt, mihrapta alçı, örtü sisteminde ahşap ve kiremit malzeme kullanılmıştır. Camii duvarlarında tek sıra basık kemerli büyük pencereler açılarak cephe masifleri giderilmiştir. Yapı sadedir. Son cemaat yerinin sütunları, İon nizamının özelliklerini yansıtacak şekilde iki kıvrımlı başlıklara sahiptir. Cephe duvarları, pencerenin üst kısmından itibaren kornişle kuşatılmıştır. İç mekânda dikkati çeken süsleme ise mihrapta görülür. Mihrap mukarnas kav saralıdır. Taç kısmında üçgen alınlıklar olup kıvrım dal, lale ve çeşitli çiçeklerle bezenmiştir. Mihrap toplam yedi ince silmeyle üç yandan kuşatılmıştır. Yapının süslemelerinde dönemin özelliği olan barok süslemeler görülür.
Kaynak: Niğde Kültür ve Turizm Müdürlüğü Tanıtım Kitapçığı
GAZİOSMAN PAŞA CAMİ
Kayardı Bağları mevkisinde bulunan tek katlı bir camidir. Tarihi niteliğini koruyan dört sütunlu minaresinin ilginç bir mimarisi bulunmaktadır. Yapı dış görünüşü ile sade tek katlı, basık bir camidir. Çan kulesi şeklinde dört başlıklı yekpare sütun ile oluşturulan minaresi vardır. Yapının içinde taş sütunlar üzerine kemerler örülerek düzdam bu kemerler üstüne oturtulmuştur.
KESİKBAŞ CAMİ (ŞEMS-İ TEBRİZİ)
Minaresi sonradan inşa edilen caminin adını taşımakta ve batı köşesinde yer almaktadır. Çeşitli zamanlarda da restore edilmiştir. Sarı trakit taşından yapılmış minare, üzeri çimento sıvalı dikdörtgen bir kürsüye oturur. Pabuç kısmı karenin köşelerinde ve iki yanında üçgen şeklini alarak sekizgene, üste daralan prizma şeklini almıştır. Göbek kısmı on altıgen şeklinde olup uçlara yakın yerlerinde iki taş bileziklidir. Minare tek şerefeli olup konik taş külahlı ve ucu âlemlidir.
TEPEBAĞLARI CAMİ MİNARESİ
Tepebağları’nda yer almaktadır. Düzgün yonu kesme taştan inşa edilmiş dikdörtgen planlı çardak minare üç bölümden oluşur. Gövde sütunlu minare ve merdivenler ardışık olarak açıklı koyulu kahverengi küfeki taştan yapılmış gövdenin geniş cephelerinden birine bazalt lentolu basık yuvarlak kemerli kapısı yerleştirilmiştir. Kapı üzerinde kitabesi vardır. Kısa kenarlardan birinde moloz taştan yapılmış rampa üzerine yerleştirilmiş kesme taş basamaklardan oluşan merdiven yer alır. Bu merdivenlerden köşk minaresinin bulunduğu mekâna çıkılır. Dört sütun üzerine yükselen piramidal külahlı minaresi vardır. Sütun gövdeleri bazalttan yapılmış kaide ve mukarnaslı başlıklar küfeki taşındandır. Yuvarlak kemerlerde iki renkli taş sırası uygulanmıştır. Piramidal taş külahın tepesinde âlem mevcuttur.