Kanseri yenen Seyda öğretmeni öğrencilerinin ve evini açtığı ikizlerin sevgisi ayakta tutuyor.
Aksaray'da tiroit kanserini yenen, skolyoz (omurga eğriliği), bel fıtığı gibi çeşitli rahatsızlıkları bulunan Seyda Yılmaz, öğrencilerine ve koruyucu aileliğini üstlendiği ikizler Can ve Kaan'a gösterdiği sevgiyle örnek oluyor.
Öğretmen babanın kızı olarak dünyaya gelen Yılmaz, ortaokul, lise, üniversite ve yüksek lisans eğitimini Aksaray'da tamamladı.
Grip şikayetiyle 2006'da gittiği hastanede tiroit kanseri teşhisi konulan ve gördüğü tedaviyle kanseri yenen Yılmaz'ın omurga eğriliği, bel fıtığı, kronik anemi gibi rahatsızlıkları bulunuyor.
Tüm sıkıntılarına rağmen öğrencilerinden kopmamak için yıllarca özel okullarda biyoloji öğretmenliği yapan 37 yaşındaki Yılmaz, geçen yıl Aksaray Necmiye Mehmet Yazıcı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne atandı.
Kendisi gibi öğretmen eşi Hayrettin Yılmaz ile tedavi görmelerine rağmen çocuk sahibi olamayan Seyda Yılmaz, 7 yıl önce ikizler Can ve Kaan'a koruyucu aile oldu.
Seyda Yılmaz, şimdi 10 yaşında olan ikizlerle hayatını sürdürüyor.
- Zorlu hayatı onu yıldırmadı
Yüzde 40 bedensel engelli Yılmaz, sevgi ve mücadele dolu yaşamını AA muhabiriyle paylaştı.
Yılmaz, kanseri yenmiş olsa da 10 yaşından bu yana kronik hastalıklarla mücadele ettiğini söyledi.
Rahatsızlıklarına bağlı 2020'de kalça kemiğinin kırıldığını anlatan Yılmaz, "8 ay yatağa bağımlı yaşadım. Tedavilerim ve iki büyük ameliyatın ardından ayağa kalktım. Zorlu bir hayat yaşıyorum ancak hiçbir zaman yılmadım ve hep mücadele ettim." dedi.
- "Hayata tutunma sebebim öğretmenliğin bir meslekten fazla olması"
Yılmaz, sıkıntılarının ilacının hep çocuklar olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Mesleğimi çok seviyorum. İlk sınıfa girdiğim anı hiç unutamıyorum, tarif edilemeyecek kadar mutluydum. Birçok hastalıkla mücadele ettim, kanseri yendim ve ameliyatlara girdim. Bir sürü sıkıntılarım var, devam eden hastalıklarla mücadele ediyorum. Hayata tutunma sebebim öğretmenliğin bir meslekten fazla olması. Bu meslek çok kutsal bir meslek. Bunu yaşayarak görüyorum. Nice öğretmen arkadaşım gibi çocuklarımızın kalbine dokunmak için çabalıyorum. Kalplerine dokunmak, hayata kazandırmak güzel bir duygu."
- "Zorlu hastalık süreçlerimde yavrularım bana destek oldu"
Koruyucu ailelikle de bir çocuğa yuva olmak istediklerini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Başvuruların ardından çocuklarımıza kavuştuk. Çocukları ilk gördüğümüzde sevgi bağı hemen oluştu. Biz koruyucu aileler, çocukları kalplerinde taşıyor. Koruyucu ailelik sayesinde evlat sevgisi yaşamış oluyoruz. Yıllarca anne olma özlemini kurmuş biri olarak çocuklarıma sarıldığımda dünyalar benim oluyor. Anne ve baba olmak çok güzel bir duygu. İlk 'anne' dediklerinde tuhaf bir his oluştu. Zorlu hastalık süreçlerimde yavrularım bana destek oldu. Yatağa bağımlı olduğum dönemde eşim, annem ve babam yavrularıma yokluğumu aratmadı. İkizlerimin üniversiteden mezun olmalarını, askere gidişlerini ve düğünlerini görmek istiyorum. Onların her zaman yanında olacağım."