Güneş gökyüzünde yükseldikçe, yeryüzü daha önce hiç alışık olmadığı bir tehlikeyle karşı karşıya kalıyor: Artık sadece sıcak değil, öldürücü sıcak söz konusu. Ancak çoğumuzun duymadığı, göz ardı ettiği hayati bir kavram var bu konuda: Yaş termometre sıcaklığı.
Bundan 5 yıl önce bilim kanalları bu konuyu bolca işlemiş ve bu günleri işaret etmişti. Gelin çok önemli konuya değinelim! Terleyemeyecek terlesekte soğumayacak kadar sıkıntı yaşayacağımız bu sıcak eşiğini geçiyor muyuz?
Yaş Termometre Nedir, Neden Önemlidir?
Normal termometreyle ölçülen sıcaklık, havanın gerçek ısısını gösterir. Ancak yaş termometre sıcaklığı, hava nemiyle birlikte, insan vücudunun ısıyı nasıl algıladığını ve ona nasıl tepki vereceğini belirler. Çünkü insan bedeni, kendini terleyerek soğutur. Fakat hava nemli olduğunda, ter buharlaşamaz ve soğuma gerçekleşemez. İşte yaş termometre sıcaklığı, bu kritik noktayı ölçer.
35 Derece: Bilimin Ölüm Eşiği
Bilim insanlarına göre yaş termometre sıcaklığı 35°C’ye ulaştığında, insan vücudu artık kendini serinletemez. Vücut iç sıcaklığı hızla yükselir, ter buharlaşamaz, organlar iflas eder. Enzimler parçalanır, beyin fonksiyonları durur, kalp ritmi bozulur. Bu, sıcaklıkla değil, buharlaşamayan terle gelen ölümdür.
Bu bir teori değil. Hindistan, Pakistan, Basra Körfezi ve Afrika’nın bazı bölgelerinde bu eşik kimi zaman aşıldı. Ölüm haberleri bu yüzden geldi. Yani bu artık iklim değişikliğinin değil, iklimin intikamının bir işaretidir.
Hissedilen Değil, Taşınan Tehlike
Çoğu insan meteoroloji raporlarında sadece “hissedilen sıcaklığa” odaklanıyor. Oysa yaş termometre sıcaklığı, suskun ama ölümcül bir düşman gibi ilerliyor. Çünkü tehlike sadece havanın sıcak olması değil; nem oranı arttıkça tehlike katlanıyor. 30°C’de yüzde 90 nem, 45°C’de yüzde 50 nem, aynı felaketi yaratabilir.
Bu Sıcaklıkta Ne Olur?
Ter buharlaşmaz;vücut ısıyı dışarı atamaz. İç organlar ısınır;kalp-damar sistemi çöker. Enzimler bozulur; hücresel yıkım başlar. Isı stresi;yaşlılar, bebekler, kalp ve böbrek hastaları için ölüm demektir. Ve bu süreç klima, gölge veya suya ulaşamayan milyonlar için sessiz bir felakettir.
Ne Yapmalı?
İklim değişikliğini ciddiye alın. Bu bir doğa olayı değil, insan eliyle hazırlanmış bir krizdir. 2. Nemli havalarda fiziksel aktiviteden kaçının. Vücut zaten mücadele halindedir. 3. Bol su tüketin ancak tuz dengesine dikkat edin. 4. Yaş termometre verilerini izleyin. Bu veri artık sadece bilim insanlarının değil, halkın da yaşam kılavuzu olmalı.
Gözle Görünmeyeni Anlamak…
Yaş termometre sıcaklığı belki ekranlarda görünmez, ama ölümler onunla başlar. Gelecekte yaşanacak sıcak dalgaları, artık sadece bunaltıcı değil; öldürücü olacak. Bunu önlemek için yapılacak tek şey; farkındalık, bilimi rehber almak ve doğayla yeniden barış imzalamaktır. Aksi takdirde sıcak bir yaz gününün sonu, insanlık için son gün olabilir.