Bazı insanlar vardır ki, hayatta sadece konuşur, ama hiçbir iş yapmazlar. Bunlar, laf üretmenin ötesine geçemeyen, sorumluluklarını yerine getirmekte aciz olan kişilerdir. Üstelik, kendilerine sunulan iyilikleri ve fırsatları da hiçe sayarak, her türlü desteği ve emeği boşa çıkarırlar. Bu tür insanlar, sadece başarısız değil, aynı zamanda nankördürler; yapılan iyiliklere ihanet etmekte tereddüt etmezler.
Yapılan her iyilik karşısında haince davranan bu kişiler, kendi eksikliklerini başkalarına mal etmekte ustalaşmışlardır. İşlerine gelmediğinde en yakınlarına bile ihanet eder, dostluk ve güveni hiçe sayarlar. Ancak unuttukları bir şey var: Her ihanetin bir bedeli vardır. Hesap günü geldiğinde, yapılanların karşılığı en akıllıca şekilde sorulacaktır.
İntikam, bazen sessizce gelir ve en acı verici olan da budur. Bu tür insanlara, yaptıklarının bedelini ödettirecek olan şey, onların kendi kötülükleri olacaktır. İhanetin hesabını sorarken, akıllıca ve derinden bir yaklaşım izlenir, bu kişiler en beklemedikleri anda, en büyük pişmanlıklarla karşı karşıya kalırlar.
Kimse yaptığı kötülüğün yanına kar kalacağını düşünmesin. İyilik karşısında hainlik yapanların cezası, en ağır şekilde gelir. Zamanı geldiğinde, bu kişilere acımasızca hesap sorulur, hayatları boyunca peşlerini bırakmayacak bir pişmanlıkla yüzleşirler. Her şeyin bir zamanı vardır ve o zaman geldiğinde, en akıllıca şekilde intikam alınır, hak yerini bulur.