Son yıllarda, günlük hayatın yoğun temposunda koşuşturan Türk milleti olarak kendimizi sürekli bir yarış içinde buluyoruz. İş telaşı, geçim kaygısı, daha fazlasını kazanma arzusu… Bu hırs, ne yazık ki bizi sadece maddi çıkarlara odaklanmış bireyler haline getiriyor. Ancak bu yol, bizi ayrıştırırken, gelecekte bizi bekleyen zorlukları çözme yetimizi de zayıflatıyor.
Peki, bizler birbirimizi unutursak, aynı acıyı paylaşmaz, aynı sevinçte buluşmazsak bu yolun sonu nereye varır? Geleceği tek başına göğüslemeye çalışan bireylerden oluşan bir toplum değil, birbirine kenetlenen, birlikte çözüm üreten bir topluma dönüşmeliyiz. İşte şimdi, en çok ihtiyaç duyduğumuz şey bu: Ortak akıl, sevgi ve hoşgörüyü yeniden inşa etme vakti.
Bir zamanlar komşunun çocuğunu kendi çocuğundan ayırt etmeyen, aynı sofrada yoksul komşusuyla lokmasını paylaşan bir milletken, şimdi bireyselliğin peşinde savruluyoruz. O eski değerleri, saf sevgiyi ve hoşgörüyü hatırlamalıyız. Çünkü sevgi olmadan dayanışma, hoşgörü olmadan ortak akıl inşa edilemez. Birbirimizi sevecek, saygı duyacak ve anlamaya çalışacağız. İnsanları dışlayan, ötekileştiren değil, birleştiren bir toplum olmaya çalışmalıyız.
Unutmayalım ki, güçlü bir toplumun temeli birlikte hareket edebilmekten geçer. Tarih boyunca bu topraklar nice badireler atlatmıştır. Ancak her zorluk, bu milletin dayanışması, paylaşımı ve inancı ile aşılmıştır. Bugün de benzer bir sınavdan geçiyoruz; ekonomik sıkıntılar, sosyal sorunlar ve hızla değişen dünya düzeni karşısında ayakta kalmak için birbirimize daha sıkı sarılmalıyız. Bu sıkıntılı günlerde, geleceğe umutla bakmak için kendimizi ve birbirimizi daha fazla önemsemeliyiz.
Kenetlenmenin, ortak akıl üretmenin tam zamanıdır. Her bireyin bir fikri, bir katkısı vardır. Toplum olarak bu fikirleri, bu katkıları bir araya getirip ortak bir çözüm aramalıyız. Zengin-fakir, genç-yaşlı demeden, herkesi dinlemeli, herkesin düşüncesine değer vermeliyiz. Unutmayalım ki, güçlü fikirler birlikte oluşur. Ancak sevgi ve hoşgörü ikliminde büyüyen fikirler, topluma fayda sağlar.
Maddi kazançların geçici olduğunu, esas değerin birlik, beraberlik ve sevgi olduğunu yeniden anlamalıyız. Sevgi ve hoşgörüyü zor da olsa yeniden inşa etme çabasıyla geleceğe emin adımlarla yürüyeceğiz. Bu yazıyı bir çağrı olarak kabul edin; bugün kenetlenme günüdür. Geleceğin Türkiye’sini, birlikte kuracağız.