Öyle ki konut fiyatlarını yakalamak ve bir noktada sabitlemek neredeyse imkânsız hale geldi. O nedenle konut satışları önemli ölçüde azaldı ve durma noktasına geldi diyebiliriz.
Dar ve sabit gelirliler için artık konut edinmek hayal bile edilemez. Yıllarca önce hem memurlar ve hem de işçiler emekli olduklarında aldıkları ikramiye ve kıdem tazminatı ile bir ev ve bir araba alabiliyorlardı. Hatta yıllar önce bir evde, bir ailede bir kişi çalışıyor, aldığı aylık ve ücretle hem evini geçindiriyor ve hem de çocuklarını birlikte okutabiliyordu. Şimdi ise bunlar sadece bir hatıradan ibaret.
Kira artışlarının hızına ulaşmak neredeyse imkânsız hale geldi. Kira artışları konusunda yasal düzenlemeler yapılmış olsa da sonuç alınamadı. Sadece ev sahibi ile kiracılar arasındaki sorunlar yumağı büyüyerek devam etti. Konu adliyelere intikal etti. Ama sorun çözülemedi.
Çünkü sorunun kaynağı paramızın her geçen gün süratli bir şekilde değer kaybetmesi. Bu değer kaybının önüne geçilmediği sürece hiçbir düzenlemenin sonuç vermeyeceği ortada.
Elbette ev sahipleri daha vicdanlı ve daha makul taleplerde bulunmalı, konut sorunu en seri şekilde çözüme kavuşturulmalıdır.
Özellikle kamu bankalarından konut kredisine ulaşmak yolların yeniden açılmalı, faiz oranları yeniden kabul edilebilir bir noktaya getirilmelidir. Yoksa bu iki konu gündemdeki yerini korumaya devam edecektir. Buda sosyal ve ekonomik hayatımızda derin yaralar açacaktır. Bu nedenle çok önemli olan bu konuda hemen adımlar atılıp, çözüm yolları ortaya konulmalıdır