Öyle ki irili ufaklı barajlar, büyük göletler ve küçük göller birbiri peşisıra kurudu. Aylardır yağmur ve kar adına toprağa hiçbir ey düşmedi. Kasım ayının son haftasındayız. Artık Aralık ayına adım atmaya hazırlanıyoruz. Beklenen sonbahar yağmurları bir türlü yağmadı. Geçtiğimiz Ekim ayında çiftçi bir türlü ekimini yapamadı. O nedenle çiftçilerin bir kısmı kuyusundan su kullanarak ekimini gerçekleştirmek mecburiyetinde kaldı. Bu durum üretim maliyetine doğrudan etki eden en önemli faktörlerin başında gelir. Buda üreticiden tüketiciye giden zincir içerisinde çok büyük bir aşamadır.
O nedenle çarşı pazardaki pahalılık bütün hızı ile kendini hissettirmeye başladı. Kışlık meyveleri bile çok pahalı. Çünkü maliyete etkili olan unsurların bedeli her gün yeniden artıyor. Bundan dolayı da tüketici zor durumdadır. Üretici ise ürettiğini değer pahasına satamamaktan şikayetçi.
Sonuç olarak maliyeti önemli oranda etkileyen ara faktörler düzeltilmeden bu tablo görünümünü hiç şüphe yok ki değiştirmeyecektir. Olan yine son halkayı oluşturan tüketiciye olacaktır. Maaşlar ve ücretler yeterli değil. O nedenle en hayati öneme sahip gıdalara sahip olmak neredeyse imkansız hale gelmektedir. Bu tablo Türkiye’nin hemen her yerinde aynıdır. Onun için bir dakika bile zaman kaybetmeden alınması gereken tedbirler bir paket halinde uygulamaya konulmalı üretim maliyetini doğrudan etkileyen ana unsurlar uygun bir hale getirilmelidir.
Eğer bu yapılmaz ise pahalılık artmaya devam edecek. Doğal olarak sonuçları da katlanılmaz boyutlara ulaşacaktır. Onun için tez elden tedbirler uygulamaya konulmalı ve denetimler daha aktif bir şekilde ve aralıksız olarak sürdürülmelidir. Elbette bu denetimler tam bir titizlik ve ciddiyet içerisinde yerine getirilmeli ve peşi bırakılmamalıdır. Herkes bu denetimlerin bu ölçüler içerisinde yapılacağını ve sonuçlarına muhataplarının katlanacağını çok yakından bilmelidir.



