FATİH MEHMET ADAŞ

Tarih: 10.10.2024 09:17

MANÜPLATİF HABERLERLE GALEYANA GELMEYİN!

Facebook Twitter Linked-in

Son dönemlerde ülkemizde yaşanan şiddet olayları ve bu olayların medya tarafından işlenme biçimi, toplumun bilinçaltında tehlikeli bir etkileyicilik yaratmaya başladı. Televizyonlarda, sosyal medyada ve gazetelerde karşılaştığımız her şiddet haberi, bazı insanlar için sadece bir bilgi aktarımı değil, aynı zamanda bir rol model olabilir. Özellikle gençlerin ve psikolojik olarak kırılgan bireylerin, medyada sürekli karşılaştıkları bu haberlerden etkilenmeleri ve bu davranışları normalleştirme riski oldukça büyük.

Şiddet içerikli haberlerin reyting kaygısıyla abartılı ve sansasyonel bir dille sunulması, zaten gerilmiş olan toplumsal duyguları daha da körüklüyor. Yanlış ve yalan haberler ise bu ateşe adeta benzin dökmek gibi. Toplumun bilgiye aç olduğu ve medya aracılığıyla doğru bilgiye ulaşması gereken bir dönemde, manipülatif haberler insanları galeyana getiriyor, yanlış kararlar almalarına, toplumsal kaosa neden olabilecek davranışlara yönelmelerine sebep oluyor.

Bir habercinin asli görevi, bilgilendirme ve topluma yol gösterme olmalıdır. Ancak maalesef ki bazı medya kuruluşları, kısa vadeli kazançlar uğruna şiddeti körükleyen, kışkırtıcı içerikler yayınlayarak toplumun psikolojisine zarar veriyorlar. Evet, şiddet olayları haber değeri taşıyor; ancak bu haberlerin nasıl sunulduğu, hangi dilin kullanıldığı ve neyin altının çizildiği büyük önem taşıyor. Şiddeti öven, failin “kahraman” gibi gösterildiği ya da mağdurun acılarını pornografik bir şekilde sunan haberler, sadece olaya değil topluma da zarar verir.

Bu noktada, medyanın sorumluluğu toplumu bilgilendirmek kadar eğitmekten de geçiyor. Şiddeti teşvik eden, öfkeyi körükleyen haberler yerine, empatiyi, hoşgörüyü ve toplumsal barışı ön plana çıkaran yayınlar yapılmalı. Zira medya, bir yandan toplumun aynası olurken, diğer yandan toplumu şekillendiren en güçlü araçlardan biri.

Toplum olarak biz de her duyduğumuza hemen inanmamalı, doğruluğunu sorgulamalı ve bilgi kirliliğine karşı dikkatli olmalıyız. Yanlış bilgilendirme ve manipülatif haberlerle galeyana gelmek, sadece bireysel yanlışlara değil, büyük toplumsal felaketlere de yol açabilir.

Şiddet ve öfkenin değil, sağduyunun, empati ve anlayışın hakim olduğu bir medya anlayışını ve bunun toplum üzerinde yaratacağı pozitif değişimi desteklemek, hem medya kuruluşlarının hem de biz bireylerin ortak sorumluluğudur. Medya, toplumu doğru yönde bilinçlendirmeli; bizler de her gördüğümüz haberi sorgulayan ve düşünen bireyler olmalıyız.

Sonuç olarak, medya kuruluşlarına ve bireylere büyük görevler düşüyor. Şiddetin özendirilmediği, doğruluk ve etik değerlerin ön planda olduğu bir habercilik anlayışını hep birlikte talep etmeliyiz. Toplumsal huzur ve barış, bilinçli ve sorumlu bir medya ile sağlanabilir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —