Devleti ve milleti için çalışan, çabalayan ve adaleti gözeten yöneticilerden Allah razı olsun. Bu ülkenin menfaatleri doğrultusunda hareket eden, halkın refahı için ter döken her birey, milletin gözünde her zaman takdir edilir. Zira devleti yönetenlerin asıl görevi, halkın hakkını korumak, refahını artırmak ve verilen sözlerin arkasında durmaktır. Ancak, bunun aksini yapan, kendi çıkarını gözeten ve halkın beklentilerine sırt çeviren yöneticiler için işler aynı şekilde yürümez. İ
Halk, sadece sözlerle oyalanmak istemiyor. Özellikle seçim dönemlerinde vaat edilen projelerin, hizmetlerin ve reformların hayata geçmesini bekliyor. Bu, halkın en doğal hakkıdır. Yöneticiler, söz verdikleri hizmetleri gerçekleştirmekle yükümlüdür. Aksi takdirde, bu yükün sorumlusu halk değil, söz verip yerine getirmeyen yöneticilerdir. Halk, kendisine verilen vaatlerin yerine getirilmesini beklerken, en iyi hizmeti hak etmektedir. Çünkü millet, devlete olan güvenini sözlerden çok icraatlarla güçlendirir.
Adalet, bir toplumun temel taşıdır. Adaletin olmadığı bir yerde düzen bozulur, insanlar hakkını arayamaz hale gelir ve toplumda derin yaralar açılır. Yöneticiler, adaleti gözetmek zorundadır; aksi takdirde milletin gözündeki itibarlarını yitirmeleri kaçınılmazdır. Halkın hakkını gasp eden, kendi menfaatlerini halkın önüne koyan her kim olursa olsun, sonunda perişan olacaktır. Çünkü halkın huzuru ve refahı, yöneticilerin menfaatlerinden önce gelir.
Sonuç olarak, adaletli davranan ve halk için çabalayan yöneticiler başımızın tacıdır. Ancak, kendi çıkarını gözeten ve verilen sözleri tutmayanların bu dünyada ve ahirette hesabı çetin olacaktır. Halk, hak ettiği hizmeti almayı bekler ve hak ettiği şekilde de hizmet görecektir. Yöneticilerin, sadece söz vermekle kalmayıp, bu sözlerin arkasında durarak milletin güvenini kazanmaları en büyük sorumluluklarıdır. Halkın huzuru ve mutluluğu, adaletli bir yönetimle mümkündür. Adaletin olmadığı bir toplumda ise ne huzur kalır ne de güven.