CEM KAYHAN

Tarih: 25.12.2023 09:58

NİĞDE İLİNİN TURİZM VARLIKLARI

Facebook Twitter Linked-in

2.4 Niğde İlinin Turizm Arzı 
Niğde iline ait tarihi, turistik yerlerin farklı hizmet yerleri hakkında bilgiler verilmiştir.

2.4.1 Tarihi Eserler
Yazılı eserler incelendiğinde kültür ve tarih katanlarında genellikle Anadolu’ya büyük ver verilmiştir. Yapılan çalışımlar sonucunda ülkemizin ve Anadolu’nun tarihi ve kültürel olarak çok zengin bir yapıya sahip olduğu ortaya konulmuştur. Araştırmacılar tarafından ortaya konulan kitaplar sayesinde ülkemizi ziyaret turistler bölgenin kültürel ve turistik değerlerini farkında olmasına kaşın Niğde ilinin tarihinin ve kültürün korunmadığı, tanıtılmadığı ve bilinmediği görülmüştür. Niğde tarihinin ve kültürünün hak ettiği değeri bulabilmesi tanıtımının iyi bir şekilde yapılması, tarihi eserlerin korunması ve bilinirliğinin aratılmasıyla mümkün olacaktır. Bizans, Roma ve Anadolu uygarlıklarına ev sahipliği yapmakla birlikte Selçuklu dönemine ait tarihi eserlerin Sivas, Konya ve Kayseri illerinden sonra en fazla yer aldığı şehirdir. Araştırmacı tarafından görülüp ve birçok kaynaklardan derlenen bilgiler ışığında aşağıda tarihi eserlerin bazıları sıralanmıştır (Turan, 1984:297-306).

2.4.2 Camiler ve Mescitler
•Alaeddin Camii: 1223 yılında Ziynettin Beşare sancak beyi tarafından yaptırılmış önemli Selçuklu eserlerindendir.  Camin iki kapısı bulunmakta, kapılarından doğu kapısı üzerine gün doğumu ile birlikte görülebilen “Taçlı Kadın Başı” figürü görülebilmektedir.  “Taçlı Kadın Başı” figürü efsaneye göre sancak beyinin kızına âşık olan taş ustasının aşkının imkânsızlığından aşkını ölümsüzleştirmek için kapı üzerinde yer alan taşlara süsleme yaparak işlemiştir  (Turan, 1984:297-306).
•Sungurbey Camii: İlhanlı dönemi eserlerinde olan Sungur bey camisini Sungur bey inşa ettirmiş olup şehir merkezinde yer almaktadır. Cami dış kısım yapımında trakit taşı kullanılmış olup çift minareli, şekilde tasarlanmıştır. Sungur bey camisi 18. yy içerisinde çıkan yangın sonucunda iki minaresi yıkılmış olup büyük tahribata uğramıştır (Sönmez, 1989:239). 2020 yılında kültür ve turizm bakanlığı tarafından tekrar restorasyon işlemine başlanmıştır.
•Murat Paşa Camii: Osmanlı dönemine ait olan Osmanlı zarifliğinin ve sadeliğinin görüldüğü cami, tek şerefeli bir minareden ve üç kubbeli şekilde tasarlanmıştır. Caminin hemen yanında medrese yapılmış ve zamanlı yıkılmıştır. Aynı zamanda yanında eski dönemde kullanılan bir han ve hamamda bulunmaktadır.
•Dışarı (Çelebi Hüsamettin) Camii: 16 yüzyılda yapılmış olan camide çok fazla süsleme sanatı kullanılmamış ve tek kubbeli, tek minareli şekilde tasarlanarak inşa edilmiştir.
•Kığılı (Pazar) Camii: 1694 senesinde inşa edilen cami duvarlarında Sungurbey camiinde olduğu gibi trakit taşları kullanılmış, süsleme sanatlarının görüldüğü cami tek kubbeli ve tek minareli olarak inşa edilmiştir. Cami bahçesinde geçmiş yıllarda yaşamış ve camiye hizmet etmiş insanların düşünüldüğü bir mezar bulunmaktadır.
•Dört Ayak (Künkbaşı) Camii: Türbe ve tekkeden oluşan cami 1765 senesinde tek kubbeli ve tek minareli olarak inşa edilmiştir. Türbe ve tekke zamanla yıkılmış günümüze ulaşamamıştır.
•Bor Paşa Camii: 1573 yılında Sokullu Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış olan cami Niğde’nin bor ilçesinde yer almaktadır. Cami yanında aynı zamanda bedesten bulunmaktadır. Restorasyon çalışması gerçekleştirilen bedesten günümüzde hala kullanılmaktadır.
•Şeyh İlyas Camii (Bor Kale Camii): Bölgeye hâkim olan Ramazanoğulları tarafından 1530 senesinde yaptırılmıştır. Cami ismi halk tarından kale camii olarak bilinir. Onikigen bir kubbe tasarımına sahip camide oymalı mermer işlemeli bir minber, cami yanında yapılmış çeşme ve Şeyh İlyas Efendi türbesi yer almaktadır.
•Fertek Ömerağa Camii: Tek kubbeli olarak kesme taştan yapılmış cami 1669 senesinde inşa edilmiştir.
•Eskiciler Mescidi: Kapı kitabesine göre 1413-1414 yıllarında inşa edilmiş olan mescit Hacı Mahmut tarafından yapılmıştır. Mescit çatısı ahşap ayaklar üzerine inşa edilmiştir.  Dikdörtgen yapıya sahip mescit moloz taş kullanılmasından dış duvar oldukça sade olması ile birlikte mescit içerisinde zengin kabartma sanatı kullanılmıştır.
•Darü’z-Zikr Mescidi: 15. yüzyılda Karamanoğulları tarafından yapılmış olan mescidin zikir yeri olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Vakıflar bölge müdürlüğü tarafından 2008 senesinde restorasyona uğramış, örtü sistemi ahşap, dış duvarı kaba taş ve mihrap, kapısı ve kemerlerde ince taş kullanılmıştır.
•Kıble Mescidi: 1522-1584 yılları arasında inşa edildiği düşünülen cami oldukça sade bir yapıdadır. (DEVAMI YARIN)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —