CEM KAYHAN

Tarih: 26.12.2023 09:33

NİĞDE İLİNİN TURİZM VARLIKLARI (2)

Facebook Twitter Linked-in

2.4.3 Türbeler
Hüdavend Hatun Türbesi: 1312yılında Hüdavend Hatun tarafından sekizgen ve üzeri piramit şeklinde inşa edilen türbe Selçuklu mimarisinin Niğde ilinde yer alan nadide eserlerindendir. Türbe yapımında trakit taşı, pencere ve kapılarda söve, lento, kemer, kitabetlerde ve kasnak kuşakları beyaz mermerden yapılmıştır. Türbede özellikle pencerelerde çeşitli hayvan kabartmaları ve insan başlı kuş figürleri kullanılmıştır. Çift başlı kartal, aslan ve ceylan figürleri birkaç tanesidir. Türbede yer alan üç mezarın; Hüdavend Hatun, Paşa hatun (Hüdavend hatun kızı) ve Belkıs hanıma (Niğde sancak beyi kızı) ait olduğu bilinir.
Gündoğdu Türbesi: Gündoğdu’nun oğlu Hakkı Besvap tarafından 1344 senesinde yapılmış olan türbe Hüdavend Hatun türbesinin yanında yer almaktadır. Genel olarak sade bir şekilde inşa edilen türbede kapı, pencere ve mihrapta kabarma işlemeciliği göze çarpmaktadır.
Sungurbey Türbesi:      Sungur ağa 1335 senesinde aynı isimde yer alan Sungurbey camisi yanına kubbe kısım yarım daire ve iç kısmı ise sekiz odalı şekilde inşa edilmiştir. 
Esenbey Türbesi: Şehir merkezinde yer alan paşa kapı cadde üzerinde ve iç kısmımda iki adet mezar bulunan türbe tek katlı kare biçimde inşa edilmiştir.
Dört Ayak Türbesi: L biçimde, süsleme sanatları kullanılarak inşa edilen türbe şehir merkezinde Dört Ayak camisi ve çeşme ile yan yana bulunmaktadır.
Şeyh İbrahim Kümbeti: Merkeze bağlı Güllüce köyünde inşa edilen türbe kar kümbet biçimde ve kesme taş kullanılmış, çatısı kubbe yapılarak kapatılmıştır. 

2.4.4 Medreseler
Akmedrese: Klasik Türk medrese mimarisi ile inşa edilen medrese Karamanoğulları dönemimde Alaeddin Bey oğlu Ali Bey tarafından yaptırılmıştır. Medrese ismin kapı yapımında kullanılan beyaz mermerden almaktadır. Akmedrese ile birlikte şehir merkezinde Paşa Camisi ve Şah mescidi yanında iki farklı medrese inşa edilmiş olup medreseler günümüze kadar ulaşamamış ve yıkılmıştır (Özge, 1987).

2.4.5 Kilise ve Manastırlar
Osmanlıda dini inanışlara olan saygıdan dolayı oldukça fazla gayrimüslim yaşamıştır. Bu dönemde Niğde ilinde yaşayan gayrimüslim sayısı çok olduğundan şehirde 30’a yakın kullanılabilir manastır ve kilise yer almaktadır. Şehir merkezinde yer alan Begüm Camii olarak kullanılan kilise ve Prodromos kilisesi kullanılabilir halde iken Stephanos kilisesi köhneleşmesinden ve tahrip olmasından dolayı kullanılmaz haldedir (Akın, 1990:153).
Yeniköy (Andabalis, Eski Andaval) Kilisesi: Bizans dönemine ait olan kilise Niğde kayseri yolu üzerinde merkeze 8 km mesafede yer alan Aktaş beldesinde yer almaktadır. Halk tarafından Bizans imparatoru Constantinus ve Helena (annesi) tarafından yatırıldığı düşünülen kilise aynı zamanda Constantinus ve Helena kilisesi olarakta adlandırılmaktadır.
Hagios Ionnes Prodromus Manastırı (Rum Kilisesi) Kilisesi: Niğde merkezde sungur bey camii yakınlarında yer alan kilise 1861 senesinde yenileme yapılmıştır. Bu kilise aynı zamanda Hagios Prodromos manastırlarından bir tanesidir.
Hagios Theodros Manastırı, Hagios Stephanos (Ermeni Kilisesi) Kilisesi:   Ermeniler tarafından inşa edilmiş olan kilisede birde fazla süsleme sanatı etkileri görülmekle birlikte tahribe uğramasından dolayı yenileme yapılması gerekmektedir.
Meryem Ana Kilisesi/ Begüm Camii: Kitabesinde yer alan bilgiler ışığında kilisenin 1835 yılında yapıldığı, isminin Meryem Ana kilisesi olduğu ve 1841 senesinde kilsen camiye çevrilerek ibadet hane olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Hamamlı (Kurdonos) Yılanlı Kilisesi: Merkeze 4 km mesafede hamamlı köyünde tepelik bir alanda bulunmaktadır. Daha önceden manastır olarak bir yapının da bulunduğu alanda yer alan kilise 1830-1840 senelerinde kesme taştan inşa edildiği bilinir.
Hasaköy Kilisesi: Niğde merkeze 40 km mesafede yer alan Hasaköy de yer la kilisenin tarihinin 1200’lere dayandığı düşünülmektedir. Şehrin en eski kiliselerinden bir tanesi olan yapıda Hristiyanlığa ait işaret ve figürler yer almakla birlikte korunmadığından ve bakım yapılmadığından kısmen tahrip olmuştur.
Ermeni Kilisesi (Bor): Şehrin Bor ilçesinde yer alan kilise 19. Yüzyılda inşa edilmiş olup, bölgeden Ermenilerin göçmesi ile birlikte şahsi mülkiyete geçirilmiştir. Kilise içerisindeki ibadet alanında 4 sütun bulunmakla birlikte dış yapısı tahrip olmasından dolayı orijinallik yitirilmiş ancak kabartmalardan bazıları günümüze kadar ulaşmıştır.
Sokubaşı Rum Kilisesi (Bor): bor ilçe sınırları içerisinde yer alan 19. yüzyılda inşa edilen kilise Rum göçünden sonra kendi halinde bırakılmıştır. Kilise inşasından moloz ve kesme taş kullanılmış olup kilisenin ön kısmında narteks yer almaktadır. Narteksler sekiz tane ayak üzerine yerleştirilmiş olup günümüzde duvarlarla çevrilerek dükkân şekli verilmiştir. Ayrıca kilise içerisinde iki sıra şeklinde her biri içer sütunlu üç tane nefe bulunmakta olup nefelerin çatı kısmının içi tonozdan, dış kısmı ise kırma çatı biçiminde inşa edilmiştir. Çatıda bir adet küçük kubbe bulunup çatı inşasından taş plak kaplamaları kullanılmıştır.
Gümüşler Manastırı: büyük bir kayanı oyulması ile yapılan kilise Niğde merkeze 9 km uzaklıkta yer alan Gümüşler kasabasında bulunmaktadır. Manastır büyüklük olarak Kapadokya bölgesinin en büyük manastırlarındandır. Manastırın iç kısımları da 10. yüzyıla ait Bizans sanatının etkilerinin yanı sıra, Hristiyanlığın ileri gelenleri ile birlikte Hz. İsa’nın doğumu, vaftiz edilişi, kiliseye gelişi ve havarilerin gösterildiği figürler bulunmaktadır. Anadolu da kilise ve manastır iç kısmında tek olan gülümseyen “Meryem ana ve Bebek İsa” freskleri yer almaktadır. (DEVAMI YARIN…)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —