Don Vurdu Ama Direnç Bitmedi: Niğde’nin Toprağı Umutla
Yazan:
Fatih Mehmet Adaş
Soğuk bir nisan gecesi…
Toprak, baharın sıcak yüzünü beklerken, don sessizce indi Niğde’nin bereketli bağlarına. Henüz çiçeğe duran ağaçlar, buz gibi havanın altında titreşirken, sadece çiçekler değil umutlar da kırıldı.
Elma üreticisinin gözündeki çaresizlik, yalnızca hava koşullarının değil, sistemin eksikliklerinin de bir yansımasıydı. Elma Üreticileri Birliği Başkanı Atilla Kaplan’ın şu sözleri yüreğe dokunuyor:
“Geçen yıl sıcaktan yandık, bu yıl da 11 Nisan’da don vurdu. 350 bin ton üretimin altına düşeceğiz. Gerçekten çok ekstrem bir soğuktu.”
Bu sadece üreticinin değil, bir ilin geçim kaynağının yok oluşudur. Niğde, tarımın kalbidir. Patatesinden elmasına, kirazından fasulyesine kadar uzanan bu zenginlik zinciri, sadece çiftçiye değil; pazarcıya, esnafa, sanayiciye kadar uzanan bir hayat damarını temsil eder.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, ÇKS’ye kayıtlı üreticilere zarar oranında destek sağlanacağını açıkladı. Bu olumlu bir gelişme… Ancak yeterli mi?
Hayır.
Şimdi vakit, laf değil, eylem zamanıdır.
Niğde için özel bir “Zirai Afet Eylem Planı” oluşturulmalıdır. Zarar tespitleri yerinde, hızlı ve şeffaf yapılmalı, sigortalı–sigortasız ayrımı gözetmeksizin üreticiye doğrudan destek sağlanmalıdır. Gerekirse etkilenen köyler afet bölgesi ilan edilmeli, kredi borçları ertelenmeli, yeni sezon için hibe destekleri devreye alınmalıdır.
Ama daha da önemlisi;
Çiftçiye yalnız olmadığını hissettirmeliyiz.
Tarım Odaları, yerel yönetimler, üniversiteler ve halkla birlikte bir “Tarım Dayanışma Platformu” kurulmalı. Çünkü bu sadece bir felaket değil, bir dayanışma imtihanıdır.
Don vurmuş olabilir, ama Niğde’nin toprağı hâlâ umut taşır.
Yeter ki o toprağa inanalım.
Yeter ki çiftçinin elini yalnız bırakmayalım.
Unutmayalım:
Bir ağacı donla, bir çiftçiyi yalnızlıkla kurutursunuz.