Her yıl biraz daha sessizleşiyor Niğde… Dar sokaklarında yankılanan çocuk sesleri azalıyor, çarşısında eski kalabalıklar kayboluyor, pencereler ardında ışıklar bir bir sönüyor. İnsanımız gidiyor. Daha büyük umutların, daha geniş caddelerin, daha aydınlık bir geleceğin peşine düşüyor. Ama geride neyi bıraktığımızı, neleri kaybettiğimizi fark ediyor muyuz?
Gençler Gidiyor, Şehir Yaşlanıyor
Günümüz Niğde’sinde en büyük tehlike, gençlerin birer birer şehri terk etmesi. Eğitim için gidenler dönmüyor, iş arayanlar burada bir gelecek kuramayacağını düşünüyor. Oysa bir şehri ayakta tutan en güçlü damar, gençliğin enerjisi, umudu, emeğidir. Eğer bu damar kesilirse, şehir sadece binalardan ve sokaklardan ibaret kalır.
Bir düşünelim, neden buradan gidiyoruz? Çünkü yeterince iş imkanı yok, sanayi gelişmiyor, teknolojik yatırımlar sınırlı. Çalışmak isteyenler Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerin gölgesine sığınıyor. Kültürel hayatın sınırlı olması, sosyal imkanların yetersizliği, gençleri burada tutamıyor. Akşamları ışıkları sönmüş caddeler, sessiz parklar, boşalan kahvehaneler bize bu göçün sessiz çığlığını fısıldıyor.
Köyler Boşalıyor, Topraklar Yetim Kalıyor
Sadece şehir merkezinden değil, köylerden de büyük bir göç dalgası var. Bir zamanlar bereket fışkıran topraklar artık sahipsiz. Tarımın gerilemesiyle birlikte, köyler gençlerini kaybediyor. Eskiden toprakla büyüyen, hayvanlarını güden, sabahın ilk ışıklarında tarlasına giden insanlar şimdi şehirde iş arıyor. Ama bulabiliyorlar mı? Pek çoğu için şehir, beklenen kurtuluşu sunamıyor.
Eskiden köylerimiz bereketin simgesiydi. Şimdi ise unutulmuş bahçeler, kurumuş kuyular, kilitlenmiş ahırlar var. Bir şehir kendi kırsalını kaybederse, köklerini kaybeder. Ve kökleri olmayan bir ağaç, ilk fırtınada devrilmeye mahkumdur.
Göçü Durdurmazsak Ne Olur?
Eğer bu sessiz göçü durduramazsak, gelecekte Niğde giderek küçülen, yaşlanan, ekonomik olarak zayıflayan bir şehir olacak. İş imkanları daralacak, yatırımlar azalacak, ticaret gerileyecek. Geriye sadece anılar kalacak.
Ama kaderimizi kendimiz yazabiliriz. Peki, ne yapabiliriz?
Sanayi ve Teknoloji Geliştirilmeli: Niğde’de yatırım yapmak isteyen iş insanlarına destek verilmelidir. Sanayi bölgeleri genişletilmeli, gençlere yeni iş fırsatları sunulmalıdır.
Eğitim Güçlendirilmeli: Üniversite mezunları için kariyer destek programları oluşturulmalı, gençlerin Niğde’de kalması teşvik edilmelidir.
Sosyal Hayat Canlandırılmalı: Kültürel etkinlikler, konserler, festivaller düzenlenmeli. Şehir, sadece yaşanacak değil, aynı zamanda keyif alınacak bir yer haline getirilmelidir.
Tarım ve Hayvancılık Desteklenmeli: Kırsal alanlarda yaşayan insanlara modern tarım ve hayvancılık teknikleri öğretilmeli, üreticilere teşvikler sunulmalıdır.
Geri Dönmek Mümkün mü?
Belki de en önemli soru budur: Gitmiş olanları geri getirebilir miyiz?
Eğer Niğde yeniden büyüyen, gelişen, gençlerine umut veren bir şehir olursa, evet, geri dönmek mümkün. Ama bunu sağlamak için hepimizin taşın altına elini koyması gerekiyor.
Çünkü şehirler, sadece yolları ve binalarıyla değil, insanlarıyla yaşar. Ve insanları gittiğinde, geriye sadece adını yaşatan bir tabela kalır.
Niğde’nin bir tabela şehri olmaması için, birlikte hareket etmeli, bu gidişi durdurmalıyız. Şehrimize sahip çıkmazsak, kimse çıkmayacak.