Gurbet içre günlerimde,
Daha da bir garibim,
Tuhaf ve alacalı.
Alaca bir karga gibi işte...
Diken batınca ellerine
Ağlayan kadınlar da sevilmez.
Oysa merhamet de sevdaya dahil ol-mak-lıdır.
Hayat böyle garip ironilerle döner bazen.
Farkındalık, ön yargı, kaygı bozukluğu vesaire.
Çok düşünmenin iyi bir şey olmadığını bilirim.
Kişilik bozukluğundan iyidir derim.
Hatıralar da sorumluluk ister.
Ben arkasına bakmadan kaçanlardan da değilim.
Meczup:
Ruh kapım açıldığında
Ben bir eşsiz bahçeyim.
Uğur böceklerini ve karıncaları öldürmeyelim,
Lazım olur bir katile.
Bir çift ela göz, hani şu yeşil hareli,
Hani şu ne güzel, ne derin bakan...
Uyku ile uyanmak arası tüm düş(me)lerim.
Rezil bir şey bu muhatabı olmayan konuşmalar!
Kediler haklı olarak delirdiğimi sanıyor.
Şimdi uzaklık tam yeri göğsümün ortasında,
Bir kat gök kadar otağı...
Ve kordan bir potada eriyip akan,
Ben, aşkı satın alamam,
Ağlarım, ağlayan kadınları sevmezsiniz siz.
Çok uzun yıllar sustuğumun kanıtı, ağlarım.
Daha kötüsü var, çığlıklarım da sessiz
Ve duyan sadece Allah, var ve bir!
Bilirim, sigara içen ve küfreden azize de olmaz.
Meczup, ben susmayı neden bıraktım,
Neden durmadan konuşuyor gözlerim?
Belki de korkmak en kolayı.
Cehennem için kapatırız tüm hesapları.
Neden korkamıyorum Allah'ım neden...
Hiçler mi korkmazdı, aşıklar mı ölmezdi,
Son nerede başlardı,
Ezelde ne zaman tanışılırdı,
Ruh kapım söyle bana; ben eşiğinden geçerken
senin de canın yanar mı, kanın var mı akar mı?




