Son zamanlarda sıkça duyduğum bir sağlık problemini ve neden olduğu farklı rahatsızlıklar sanırım çoğumuzun problemi haline geldi. Bu konuda bir araştırma yaparak sizleri aydınlatmak isterim…
Niğde’de son dönemde artan mide rahatsızlıkları, aslında toplumun sessiz bir uyarısı olabilir. Birçok kişi, sabahları yorgun uyanıyor, gün boyu halsiz dolaşıyor, akşam olunca da hiçbir şey yapmak istemiyor. Kimimiz bunu strese, kimimiz mevsim değişikliğine bağlıyoruz. Oysa bu tablo, midenin tamamını etkileyen bir rahatsızlığın sessiz sinyali olabilir: Pangastrit.
Tıpta “pan” tümü, “gastrit” ise mide iltihabı anlamına gelir. Yani pangastrit, midenin tamamında gelişen bir iltihaplanmadır. Uzmanlar bu hastalığın genellikle Helicobacter pylori bakterisi, yoğun stres, düzensiz beslenme ve ağrı kesici ilaçların uzun süreli kullanımı gibi nedenlerle ortaya çıktığını belirtiyor.
Belirtileri tanıdık: mide yanması, şişkinlik, bulantı, gaz, halsizlik, iştahsızlık…
Ancak asıl tehlike burada bitmiyor. Çünkü mide yalnızca sindirim organı değildir; ruh hâlinin barometresidir. Vücut stres altındayken, mide ilk tepkiyi veren organdır. Asit artar, kaslar kasılır, iltihap derinleşir. Kişi “midem ağrıyor” der ama aslında “içim daralıyor”dur.
Niğde’de Artan Stres ve Hızlı Yaşam Düzeni
Niğde son yıllarda büyüyen bir şehir. Trafiği, iş temposu, ekonomik kaygılarıyla artık küçük şehir huzurundan uzaklaşıyor. Bu değişim, insanların beslenme ve uyku düzenini de bozuyor.
Sabah kahvaltısını geçiştiren, öğle yemeğini ayakta atlatan, akşam yorgunluktan hiçbir şey yemek istemeyen binlerce insan…
İşte bu yaşam tarzı, mide duvarındaki koruyucu tabakayı zayıflatıyor. Stres hormonları da devreye girince, mide adeta “dayanma noktasına” geliyor.
Birçok Niğdeli vatandaş, doktora gittiğinde “gastrit” tanısı alıyor. Ancak genellikle bu tablo yalnızca mideyle sınırlı kalmıyor. Zamanla halsizlik, isteksizlik, sinirlilik, uykusuzluk gibi ruhsal yorgunluk belirtileri de başlıyor.
Ruh ve Beden Arasındaki Görünmez Hat
Tıp dünyası son yıllarda “mikrobiyota” yani bağırsak-mide florasının ruh hâliyle olan bağlantısını daha net açıklıyor.
Mide sağlığı bozulduğunda yalnızca sindirim değil, serotonin gibi mutluluk hormonlarının dengesi de bozuluyor.
Yani aslında “ruh çöküyor” çünkü “mide susuyor.”
Bu durum, Niğde gibi toplumsal baskının, ekonomik mücadelenin ve gelecek kaygısının yoğun olduğu şehirlerde daha da belirginleşiyor. İnsanlar ruhsal sıkıntı yaşadığını fark etmiyor; ağrı kesiciyle bastırıyor, mide ilacıyla erteliyor. Oysa her mide ağrısı bir yardım çağrısıdır.
Çözümü İlaç Değil, Farkındalık
Pangastrit tedavisinde elbette ilaçlar, antibiyotikler ve beslenme düzeni önemli. Ancak kalıcı iyileşme için yalnızca mideye değil, hayatın bütününe bakmak gerekiyor.
Niğde’de bu konuda farkındalık yaratmak artık zorunlu hale geldi.
Düzenli beslenme saatleri, Asitli içecek ve sigaradan uzak durmak, Yeterli uyku ve dinlenme, Ve en önemlisi: stresi yönetebilmek.
Niğde İl Sağlık Müdürlüğü’nün ve yerel yönetimlerin bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapması, halk sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Çünkü mide rahatsızlıkları yalnızca bireyin değil, toplumun üretkenliğini de azaltıyor.
Belki de artık “psikolojik yorgunluk” dediğimiz şeyin temelinde bir mide çığlığı var.
Yorgunuz, çünkü sindiremiyoruz.
Sadece gıdayı değil; hayatı, duyguları, kaygıyı, beklentiyi de…
Pangastrit, bir mide hastalığı değil; çağımızın sessiz salgınıdır.
Ve belki de ruhsal çöküşümüzün asıl sebebi, midenin bize anlatamadıklarıdır.
