FATİH MEHMET ADAŞ

Tarih: 03.09.2024 08:02

Sahte Maskelerin Arkasındaki Gerçek

Facebook Twitter Linked-in

Günümüzde herkes, büyük bir illüzyonun içinde yaşıyor. Toplumun her kesiminde bir sahtecilik hüküm sürmekte. İnsanlar, söyledikleriyle yaptıkları arasındaki uçurumları görmezden gelmeyi alışkanlık haline getirmiş. Gerçek, artık bir anlam ifade etmiyor; çünkü herkes kendi yalanlarını gerçek olarak pazarlamaya o kadar alıştı ki, artık kimse neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edemez hale geldi.

İnsanın içindeki boşluğu doldurmak için uydurduğu sahte bir dünya var artık. Herkes birbirini kandırıyor, herkes birbirine yalan söylüyor, ama bu yalanlar öyle ustaca söyleniyor ki, kimse farkında bile değil. Sahte gülüşler, sahte övgüler, sahte dostluklar… Herkes sahte bir kimliğin arkasına saklanmış, kendi yalanlarına inanmış durumda. Kimse gerçeklerle yüzleşmek istemiyor çünkü bu yüzleşme, sahte hayatlarını yerle bir edecek.

Yanlışlar o kadar içselleştirilmiş ki, artık kimse bunları sorgulamıyor bile. Yanlışların üzerine inşa edilen hayatlar, bir karton ev kadar dayanıksız. Her an yıkılmaya hazır, her an çökmeye müsait. Ama insanlar, bu yalancı dünyalarını korumak için öylesine çaba sarf ediyor ki, bu çabanın gerçek bir amaca hizmet edip etmediğini bile sorgulamaz hale gelmişler.

Toplum, sahte ve özenti dolu bir yaşam biçimini benimsemiş durumda. Herkes, başkalarının ne düşündüğüne o kadar bağımlı ki, kendi düşüncelerini yitirmiş. İnsanlar, özentiyle şekillendirdikleri hayatları, sahte bir mutluluk maskesiyle örtüyorlar. Bu maskeler, altında saklanan boşluğu daha da derinleştiriyor, ama kimse bu boşluğa bakmaya cesaret edemiyor. Çünkü bakmak, yüzleşmeyi gerektirir, ve yüzleşmek, sahte dünyalarının yıkılması anlamına gelir.

Hiç kimse hatalarını kabul etmiyor. Yanlış yapmak, insanın doğasında var; ama yanlışlarını kabul etmemek, bu toplumun yozlaşmış bir alışkanlığı haline gelmiş. Herkes suçsuz, herkes masum; ama ortada bir suç var, bir yıkım var. Bu yıkım, herkesin inkar ettiği, herkesin yokmuş gibi davrandığı büyük bir felaketin habercisi.

Sonuç olarak, sahte bir dünya yaratıldı ve bu dünyanın içinde gerçek insanlar kayboldu. Gerçek, kimsenin umurunda değil çünkü sahte olan, daha rahat, daha kolay, daha güvenli. Ama bu güvenlik bir yanılsamadan ibaret. Gerçekle yüzleşilmediği sürece, bu sahte dünya çökmeye mahkum. Ve o gün geldiğinde, herkesin inkar ettiği hatalar, herkesin kaçtığı yanlışlar, kaçınılmaz bir şekilde gün yüzüne çıkacak. Sahte maskeler düştüğünde, geriye ne kalacak? İşte o zaman, toplumun gerçek yüzüyle yüzleşmeye hazır olup olmadığını göreceğiz.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —