Avrupa’nın göbeğinde Bosna da tarihler 11 Temmuz 1995 tarihini gösterirken, İnsanlık bir kez daha öldü.
Dünya utancından bir kez daha battı.
Srebrenitsa’da tüm insanlığın gözleri önünde bir soykırım yapıldı. Tam 8.372 Bosnalı Müslüman sırf Müslüman oldukları için canice katledildi.
Peki ya bu soykırım tarih boyunca gelen bir nefretin patlaması mı?
1463 yılında ecdadımız Fatih Sultan Mehmet Han Bosna’yı fethetti. Bosna’ya Osmanlılar hükmedince O topraklarda barış ve huzur hüküm sürmeye başladı.
Bosna tarihinde görmediği toplumsal refaha ulaştı ve hatta 1492 yılında Avrupa’nın değişik ülkelerinde zulümden kaçan Yahudiler Bosna’ya yerleşti.
Yine ecdadımız gittiği yerlere adalet barış ve huzur getirmişti.
Osmanlının Avrupa’da hâkimiyetini kaybetmesi ile birlikte Avrupa’da bir çok devletler kurulmaya başlandı. Bu devletlerden bir tanesinde Yugoslavya devletiydi.
1991- 1995 yılları arasında Yugoslavya’da bir iç savaş meydana geldi. Sırplar tam 500 yıl adaletle ve barış içerisinde Müslümanların hükmettiği topraklarda bir soykırım gerçekleştirdiler.
Osmanlı isteseydi, yüzyıllarca hükmettiği milletlerin dilini değiştirebilirdi. Dinini değiştirebilirdi ve hatta Sırpların yaptığı gibi soy kırımda da yapabilirdi.
Ama yapmadı!
Herkes, o coğrafyada kendi milletinin kendi dininin kuralara göre serbestçe yaşadı yüzyıllar boyunca.
Tüm bunların nankörlüğü ve kompleksi için de Sırplar, Avrupa’dan Müslüman kimliğini silmek istediler.
Ve hiçbir dinin kabul etmediği bir şekilde kadın çocuk demeden orada katliam yaptılar. Ve tüm dünya ile birlikte maalesef yine Müslüman ülkelerde sustu. Seyirci kaldı.
İşte bu katliamların içinden bir kahraman çıktı ve ezilenlerin lideri oldu.
Aliya Izzetbegoviç.
Gerçek bir kahramandır. Nesiller boyu çocuklarımıza anlatacağımız bir karakterdir.
Gücünü paradan, silahtan değil Allah’tan ve imandan alan bir kişidir.
Aliya, 1925 yılında Bosna’da doğdu. İslamiyet’i yaşayan bir aile terbiyesinde büyüdü. II Dünya savaşı sürerken gençliğinin ilk yıllarında Müslüman gençler kulübünü kurarak birçok aileye yardım etti.
Maalesef Sırplar II dünya savaşı kargaşasından faydalanarak 100 bin civarında Bosnalı Müslümanı katlettiler. Dünya bu katliamı da görmezden geldi.
Aliya, 1983 te “İslam Manifestosu” adlı yazdığı kitaptan dolayı hapse girdi. Ama bu kitaptan dolayı hapse girmesi onun herkes tarafından tanınmasına sebebiyet verdi. 1983’den 1988’e kadar hapiste geçen sürede fikir ve düşünce eserlerini kaleme aldı. “Doğu ve Batı arasında İslam” adlı meşhur eserini yazdı.
Aliya, hapisten çıktığında komünist rejim çökme dönemine girmişti, Aliya, Demokratik Eylem Partisi’ni kurarak İlk seçimlerde Cumhurbaşkanı seçildi. 1992 seçimlerinde referanduma giden Bosna bağımsızlığını ilan etti. Sırplar hiç vakit kaybetmeden Müslümanlara savaş açtılar ve o savaşta 250.000 kişi hayatını kaybetti. 1 milyondan fazla insan göçe zorlandı.
İşte sırf Müslüman oldukları için, sırf korumasız oldukları için, sırf zayıf oldukları için Müslümanları Avrupa’dan öldürerek, soykırım yaparak atmak istediler. Avrupa’da Müslüman nüfusunu yok etmek istediler.
Bir Aliya Izzetbegoviç çıktı ve ezilen Müslümanların bayraktarlığını yaptı. Bağımsız bir Bosna Hersek Cumhuriyeti’ni tüm dünyaya tanıttı ve kabul ettirdi.
Bu gün Bosna, bize ilk önce Fatih Sultan Mehmet Han’dan sonra da Aliye Izzetbegoviç’ten emanet.
Onların umut bağladıkları tek yer Güçlü lider “TÜRKİYE”.
