Türkiye’de müzeler, restorasyon ve deprem önlemleri gerekçesiyle yıllardır kapanıyor. Bu sessizlik içinde eserler zamanı bekliyor. En ağır bedeli ise Niğde ödüyor…
Kapı mühürlü müzeler… Kültürel mirasımız, içinde sergilendiği salonlar yerine depolarda tozlanıyor. İstanbul’dan Antalya’ya, Niğde’den Nevşehir’e yüzlerce müze ziyaretçilere kapatıldı. Bahane ne olursa olsun restorasyon, güçlendirme, yeni bina, süreç uzadıkça eserler sessizliğe mahkûm oluyor.
6 Şubat 2023’te Niğde Müzesi ağır hasar aldı. İçindeki 21.000’e yakın eser, sergilenme şansı bulamadan yıllardır depodan çıkamıyor. CHP’li Gürer’in de dikkat çektiği bu dram, “Niğde müzesiz kaldı, kültürel zenginliğimiz ortada kaldı” sözlerinde özetleniyor. Komisyon kurulmuş olsa da proje takvimi belirsiz.
Türkiye’deki müzelerin büyük kısmı İstanbul’daki mozaiklerden Antalya Arkeoloji’sine, Fethiye’den Adıyaman’a yaklaşık 1–2 yıldır ziyaretçi kabul etmiyor. Bu müzeler tarih zincirini halkla bağlayan halkalardı; ama bugün zincir halkasında koparak ziyaretçisinden koparıldı.
Kapalı müzelerde eserler 3 risk altına giriyor: Fiziksel tahribata daha yatkın hale gelme, İhmal sonucu kaybolma, Kaçakçılık ya da altyapısız depolarda izinsiz erişim riskleri.
Zaman çizelgesi belirlenmeli: Her müze için yıl ve ay hedefi koyulmalı. Niğde gibi en çok ihmal edilen müzeler öncelik almalı.Geçici sergi alanları kurulmalı: Tam güçlendirme tamamlanana kadar eserler taşınabilir salon ve müze gemileri gibi alternatiflerle halkla buluşmalı.Finansman hızla kullanılmalı: Döner sermaye ve bakanlık bütçesi beklemeden projelere aktarılmalı. Antalya Arkeoloji’de olduğu gibi, kaynak var; uygulama kalmadı. Şeffaf ilerleme raporu yayımlanmalı: Her üç ayda bir halk bilgilendirilmeli; yasayan tarih kaybedildi mi, kazanıldı mı net görülmeli.
Tarih sessizliğe mahkûm edilemez. Kapalı müzelerimiz sadece kapalı bina değil, kapalı hafızadır. Niğde bu hafızanın en somut örneği. Eserlerimizi tozlu depolarda bekletmek değil, ziyaretçiyle buluşturmak asli görevimizdir. Kültür geleceğe doğru yeniden açılmalı, kapılar kapatılmayı hak etmiyor.
Niğde sadece tarihiyle değil, Niğdelilerin duygularıyla da küstürülüyor. Müzesi açılınca kent yeniden hafızasını bulacak. Bütün Türkiye diyor ki: “Müzelerimizi yeniden açın, tarihimizi suskun bırakmayın.”