Hiç beklenmedik bir anda ve beklenmedik bir yerde deprem olayı meydana geldi. Deprem kuşağında diye tanımlanan illerin ve bölgelerin dışında sayılabilecek olan Tokat ilinde yaşanan deprem hadisesi bütün kamu kurumlarını derinden etkileyen bir konu olması gerekir. Artık Türkiye'nin bütün bölgeleri bu acı gerçekle günün birinde çok acı bir şekilde yüzleşebilir.
Depremin bir özelliği de sadece meydana geldiği ili ve çevresini değil diğer yakın ve uzak illeri de derinden etkilemekte ve korkutmaktadır.
Nitekim Tokat depremi Çorum da Yozgat da hatta burnumuzun dibindeki Nevşehir de bile hissedilmiş. Bu birkaç gün içerisinde temas ettiğim kişi ve aileler bile bunun tedirginliğini yaşadıklarını bana anlatmışlardır. Nevşehir ile komşu bir iliz. Etrafımızda özellikle Adana ile Mersin tarafında ve daha aşağıda Maraş, Hatay, Malatya ve Elâzığ gibi illerimizde depremin en acı tablosunu yaşadığımız gerçeği göz önünde bulundurulacak olursa çok geniş kapsamlı tedbirleri çok gerçekçi ölçüler içerisinde almak mecburiyetindeyiz.
Hiç vakit kaybetmeden çok acil bir biçimde bilimin önderliğinde gerçekçi önlemleri birbiri peşi sıra alıp hayata geçirmeliyiz. Bu yöndeki çalışmalar yapılırken kamu kurum ve kuruluşları arasında ayrım göz etmek hele hele itham ve isnat edici birtakım tavırlar geliştirmek hiçbir kimseye bir şey kazandırmaz. Sadece bu acı gerçeğin korkunç yüzüyle karşı karşıya kalmamıza sebep olur. O zaman ise iş işten geçmiştir ve bu korkunç gerçeğin yıkıcı tahribatının altında ezilir gideriz. Bunun kime yararı olabilir ki.
O nedenle aklımızı başımıza alalım bütün imkanlarımızı bu uğurda birleştirip bir noktada buluşup uygulamaya geçelim. Ama bütün bunları yaparken bu işi bilen çevrelerde yakın temasta bulunup aklın ve bilimin önderliğinde bu meseleyi değerlendirelim. Yoksa günün birinde Allah korusun böylesine bir yükü çekemez ve altında ezilir kalırız.
Böyle bir tabloda ise sosyal, kültürel ve ekonomik kayıplarımız bir daha yerine konulamaz oyuklara ulaşır ki hep birlikte altında kalırız.