Son dönemde artan şiddet olayları, toplumumuzda derin yaralar açmaya devam ediyor. İstanbul’da yaşanan son trajik olay, 19 yaşındaki iki genç kızın hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı ve bir kez daha şiddetin toplumumuzdaki yıkıcı etkisini gözler önüne serdi. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için bireysel, toplumsal ve sistematik önlemler alınması gerektiği ortada. Peki, bu tür trajedilerin önüne geçmek için neler yapabiliriz?
Psikolojik Destek Sistemleri Güçlendirilmelidir
Olayların arkasında genellikle derin psikolojik sorunlar yatmaktadır. Katil Semih Çelik’in geçmişinde de bu tarz sorunların olduğu ve tedavi gördüğü biliniyor. Ancak bu tedavilerin ne kadar etkin olduğu ve bireyin toplum içinde nasıl izlendiği büyük bir soru işareti olarak karşımızda duruyor. Psikolojik rahatsızlıklar, genellikle toplumumuzda yeterince ciddiye alınmamakta ve tedavi süreçleri yetersiz kalmaktadır. Psikolojik destek sistemlerinin daha ulaşılabilir ve etkin olması, bireylerin bu tür travmatik süreçlerde yalnız bırakılmaması büyük önem taşıyor. Tedaviye erişim, sadece kriz anlarında değil, erken teşhisle başlatılmalı ve sürdürülebilir şekilde izlenmelidir.
Empati ve Duygusal Zeka Eğitimleri Verilmelidir
Şiddetin temelinde yatan sorunlardan biri, empati eksikliğidir. İnsanların birbirlerine karşı hoşgörü ve anlayış geliştirebilmesi için duygusal zekanın eğitimle güçlendirilmesi gerekiyor. Bu noktada eğitim sistemimize empati temelli derslerin eklenmesi, özellikle erken yaşlarda çocuklara ve gençlere bu değerlerin öğretilmesi büyük önem taşıyor. Empati, karşıdaki insanın duygularını anlamayı, onu bir birey olarak görmeyi ve ona zarar vermeme bilincini aşılar. Bu tür değerlerin topluma kazandırılması, uzun vadede şiddeti önleyici bir rol oynayacaktır.
Aile İçi İletişim ve Eğitim Desteklenmelidir
Aileler, bireylerin ilk sosyal deneyimlerini kazandıkları yerlerdir. Aile içi iletişim ne kadar güçlü olursa, bireyler de sağlıklı ilişkiler geliştirmeye o kadar yatkın olur. Ancak günümüzde birçok aile, ekonomik zorluklar, sosyal medya etkisi ve yoğun yaşam koşulları nedeniyle çocuklarıyla yeterince sağlıklı iletişim kuramıyor. Ailelere yönelik eğitim ve destek programlarının yaygınlaştırılması, çocukların erken yaşlarda duygusal olarak daha güçlü bireyler olarak yetişmesini sağlayacaktır. Özellikle ailelerin çocuklarının ruh sağlığı ve sosyal ilişkileri konusunda daha bilinçli olması, olası sorunların önüne geçebilir.
Erken Müdahale Mekanizmaları Kurulmalıdır
Bir bireyin psikolojik sorunları ya da şiddet eğilimleri erken tespit edilip, etkin bir şekilde müdahale edilirse birçok trajik olayın önüne geçilebilir. Bu nedenle, özellikle okullarda, iş yerlerinde ve sosyal yaşamın her alanında riskli bireylerin tespiti ve yönlendirilmesi için mekanizmalar oluşturulmalıdır. Öğretmenler, iş arkadaşları ya da aile bireyleri bu mekanizmaları kullanarak, tehlike arz eden durumları yetkililere bildirebilir ve bireyin rehabilitasyonu için gerekli adımlar atılabilir. Bu müdahalelerin temel amacı, bireyi topluma kazandırmak ve olası şiddet eğilimlerinin önüne geçmektir.
Medyanın Rolü ve Sorumluluğu
Medya, toplumda algıların ve davranışların şekillenmesinde büyük rol oynar. Özellikle şiddet içeren haberlerin sunumu, bu olayları “normalleştirmemeli” ve şiddeti özendirici şekilde yayınlar yapılmamalıdır. Medyanın şiddet haberlerini daha duyarlı ve eğitici bir şekilde ele alması, toplumsal farkındalık yaratma konusunda önemli bir adımdır. Ayrıca, şiddeti önlemeye yönelik kamu spotları, belgeseller ve eğitici programlar toplumun bilinçlenmesine katkı sağlayabilir.
Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi
Toplumumuzda kadına yönelik şiddet, ne yazık ki hâlâ ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürüyor. Bu şiddet olaylarının arkasında yatan sosyal ve kültürel nedenler, kadınların toplumda yeterince güçlü bir konumda olmamasından kaynaklanıyor. Kadınların ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak güçlendirilmesi, şiddete karşı daha dirençli olmalarını sağlayacaktır. Kadın hakları konusunda farkındalık artırıcı eğitimler ve kampanyalar düzenlenmeli, kadınlar yalnız bırakılmamalıdır.
Toplumsal şiddeti önlemenin en etkili yolu, bireylerin birbirlerine karşı daha duyarlı ve anlayışlı olmasını sağlamaktan geçiyor. Empati, duygusal zeka, psikolojik destek sistemleri ve eğitimle bu değerleri toplumun her kesimine aşılamak, uzun vadede şiddetin azalmasına katkıda bulunacaktır. Bireylerin sağlıklı bir ruh hali ve güçlü sosyal bağlarla yetişmesi, toplumun genel refahı için vazgeçilmezdir. Her birey bu konuda sorumluluk almalı, şiddete karşı hep birlikte dur demelidir.