Niğde Belediyespor’un ilk yarısına bakınca insan ister istemez şu soruyu soruyor: Bu takım gerçekten kötü mü, yoksa yaşananlar zincirleme bir kırılmanın sonucu mu?
Sezon başındaki görüntü hâlâ akıllarda. İlk 5 haftada gelen 4 galibiyet, 1 beraberlik… Ardından Ziraat Türkiye Kupası’nda 68 Aksarayspor’un elenmesi. Tribünler dolu, şehir heyecanlıydı. O günlerde sahaya çıkan takım, özgüveni yüksek, ne yaptığını bilen bir Niğde Belediyespor’du.
Ama futbol böyle. Bir şeyler yolundan çıkmaya başladığında, gerisi çabuk geliyor.
Devre arasına girilirken tablo şu: 21 puan, 7. sıra. Kağıt üzerinde fena değil gibi duruyor ama işin içine detay girince durum değişiyor. Küme düşme hattıyla aradaki fark 6-9 puan arasında. Yani bu ligde hiçbir şey garanti değil.
Kırılma noktası net. 4 Ekim 2025’te MD Grup Osmaniyespor karşısında alınan 2-0’lık galibiyetten sonra Niğde’de iç saha galibiyeti yok. Kendi sahasında kazanamayan bir takımın iddiası da, direnci de zamanla törpüleniyor. Tribün gelmeye devam ediyor ama sahadaki karşılığı göremeyince bağ zayıflıyor.
Deplasman cephesi de farklı değil. 8 Kasım 2025’te Suvermez Kapadokyaspor karşısında alınan galibiyetten sonra dış sahada da kazanılamadı. Bu süreçte gelen 2 beraberlik, 3 mağlubiyet; Niğde Belediyespor’u 2. sıradan 7. sıraya kadar geriletti. Bu düşüş tesadüf değil.
İşin bir de perde arkası var. Sezon içinde yaşanan bahis soruşturması ve verilen cezalar… Burada önemli bir detay var: Ceza alan futbolcular arasında, takımın kemik ilk 11’inde yer alan isimler de vardı. Bu, sadece kadro eksilmesi değil; takımın zihinsel dengesini de etkileyen bir durum. Sahadaki düşüşü yalnızca taktik ya da teknik başlıklarla açıklamak, yaşananları eksik okumak olur.
Bir başka kırılma da kalede yaşandı. Kaleci Süleyman Kasap’ın ilk yarı içinde yaşadığı sakatlık, Niğde Belediyespor’u bu bölgede zorunlu bir arayışa itti. Ardından yapılan kaleci transferi, kağıt üzerinde doğru bir hamleydi ama sezon içindeki bu değişim savunma dengesini ister istemez etkiledi. Kalede yaşanan her belirsizlik, sadece kaleciyi değil tüm takımı etkiler.
Teknik direktör Ahad Kömürlüoğlu ile yolların ayrılması da bu sürecin doğal bir sonucu oldu. Ancak mesele sadece teknik adam değişikliği değil. Niğde Belediyespor ilk yarıda 15 maçta 5 galibiyet, 6 beraberlik, 4 mağlubiyet aldı. Bazı maçlarda skorlar kadar, sahadaki kopuşlar da dikkat çekti.
Şimdi devre arasındayız. Ama şu an itibarıyla ortada bir gerçek var: Devre arasına girilmesine rağmen, şimdilik kadroya yapılmış bir transfer yok. Bu durum ister istemez şu soruyu gündeme getiriyor: Plan ne? Beklenen hamleler ne zaman yapılacak?
Bu lig, “sonra bakarız” liglerinden değil. Doğru hamle, doğru zamanda yapılmazsa bedeli ağır oluyor. Geniş kadro değil, nokta dokunuşlar gerekiyor. Takımı yukarı taşıyacak, sahada ağırlık koyacak hamleler…
11 Ocak 2026 Pazar günü oynanacak Diyarbekirspor A.Ş. maçı, sadece ikinci yarının ilk maçı değil. Bu takımın mental olarak nerede durduğunu da gösterecek. Tribün yine orada olacak. Soğukta da, rüzgârda da bekleyecek.
Ama artık beklenti net.
Bu şehir, sadece kazanmayı değil; mücadele eden, sorumluluk alan ve formasının ağırlığını hisseden bir Niğde Belediyespor görmek istiyor. Tribün bekliyor.
Şimdi sıra sahada.
