FATİH MEHMET ADAŞ

Tarih: 22.12.2024 09:37

Yılbaşı: Kutlama mı, Kutuplaşma mı?

Facebook Twitter Linked-in

Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte ülkemizde artık geleneksel hale gelen tartışmalar yeniden alevlendi. Bir kesim yılbaşı kutlamalarına tepki gösterirken, bir diğer kesim bu özel günü keyifle kutlamanın hiçbir sakıncası olmadığını savunuyor. Kimi insanlar yılbaşı ile Noel’in birbirine karıştırılmasından şikâyetçi olurken, bazıları ise bu tartışmaları tamamen gereksiz buluyor. Peki, gerçekten yılbaşı bu kadar anlam yüklenmesi ya da tartışılması gereken bir konu mu?


 

Öncelikle, yılbaşının tarihsel ve kültürel arka planına bakmak gerekiyor. Yılbaşı, dünyanın birçok yerinde yeni bir başlangıcı simgeleyen bir gündür. İnsanlar, yeni yılı umutla karşılamak, geride bıraktıkları yılın muhasebesini yapmak ve gelecek için dileklerde bulunmak isterler. Ancak bu kutlama, her toplumda farklı şekillerde anlamlandırılmış ve yorumlanmıştır. Kimi toplumlarda bu gün, dini bir anlam taşırken, bizim gibi ülkelerde daha seküler bir şekilde kutlanır.


 

Türkiye’de ise yılbaşı kutlamaları, son yıllarda bir kimlik tartışmasına dönüştü. Muhafazakâr kesimler, bu kutlamaların Batı taklitçiliği olduğunu ve kültürümüze uymadığını öne sürerken, daha modern veya seküler kesimler ise yeni yıl kutlamalarını eğlenceli bir sosyal etkinlik olarak görüyor. Tartışmalar, “Biz Noel mi kutluyoruz?” sorusuyla daha da derinleşiyor. Oysa ki yılbaşı kutlamalarının Noel ile herhangi bir bağlantısı olmadığını anlamak için çok da derin bir araştırmaya gerek yok. Yeni yıl, evrensel bir takvim dönüşümünün kutlanmasıdır; Noel ise dini bir bayramdır ve Hristiyan inancına dayanır.


 

Bu noktada, tartışmaların kendisi asıl problemi oluşturuyor. Yılbaşını kutlamak isteyen insanlar ile bu kutlamaya mesafeli duranlar arasında neden bir gerilim oluşuyor? Kendi tercihini yaşamak isteyenlerin bunu başkalarına dayatması ya da diğerlerinin tercihlerine karışması, toplumsal huzuru bozmaktan başka bir işe yaramaz.


 

Bir yılın sonuna gelirken yapılması gereken, bu günü bir kutuplaşma aracı haline getirmek değil; geçmiş yılın muhasebesini yapmak, yeni yıla umutla ve planlarla hazırlanmak olmalıdır. Yılbaşı, bireylerin kendi tercihleri doğrultusunda kutlayabileceği ya da kutlamayabileceği bir gündür. Kimse bu konuda bir başkasına ne yapması gerektiğini söyleme hakkına sahip değildir.


 

Asıl mesele, bu tartışmaların enerjimizi nasıl tükettiğidir. Yılbaşına kutlama ya da kutlamama üzerinden anlam yüklemek yerine, toplum olarak bizi bir araya getirecek, dayanışmayı artıracak, umutlarımızı büyütecek ortak paydalar bulmaya çalışmalıyız. Herkesin kendi doğrusu, kendi tercihleri vardır. Kimse, bir başkasının değerleri üzerinde hüküm koyucu olmamalıdır.


 

Yılbaşı bir başlangıçtır; ama bu başlangıç, tartışmaların değil, umutların, mutluluğun ve yeniliklerin başlangıcı olmalıdır. Yeni bir yıla girerken hepimiz, hangi tarafta olursak olalım, daha anlayışlı, hoşgörülü ve birbirimizin tercihlerine saygılı olmayı öğrenmeliyiz. Çünkü en güzel yeni yıl dileği, herkes için daha iyi bir dünyadır.


 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —