Daha birisi söndürülmeden bir başka yerde yeni bir yangının başladığı haberini almaktayız. Yaşanan yangınlardan sonra yapılan açıklamalarda çok çeşitli sebepler ileri sürülmekte ve hemen müdahale edildiği haberleri alınmaktadır. Ancak yangınlar çok değişik bölgelerimizde ve ormanlık alanlarda o kadar yaygınlaştı ki önünü almak nerede ise imkansız bir hale gelmiştir. Elbette hemen akabinde yerden ve havadan müdahaleler yapılıyor. Tedbirler alınıyor. Ancak olan oluyor ve hektarlarca alan simsiyah bir toprağa ve açık alana dönüşüyor.
Sebepleri ve failleri hakkında elbette araştırmalar yapılıyor. Sonuç alınan oluyor, alınmayan oluyor. Sonuçta yangın alanlararına yeri alanlar eklenmeye ve katılmaya devam ediyor. Adli yönden soruşturmalar süratle yapılıp neticeye gitmeye çalışılıyor. Ancak ortada alınan ve ulaşılan somut bir sonuç yok. Bu gidişle yangınların bir birini takip edeceği ve daha geniş yörelerde alanlarını artırmaya devam edeceği anlaşılıyor.
Onun için önleyici tedbirleri çok kapsamlı bir şekilde düşünüp hayata hemen geçirmeliyiz. Yoksa bu felaketlerin birisi bir diğerini takip edecek ve zincirleme bir şekilde yüreklerimizi yakmaya devam edecek. Elbette bunun bir de sosyal ve ekonomik sonuçları olacak. Bu da düşünmeye değer bir yanı. Yani en son yaşanan yangınlarda on vatan evladını yanarak şehit olduğuna tanıklık etmek hepimizin yüreklerini yaraladı desek doğruyu ifade etmiş olabiliriz. Ama yürek yangını bir türlü sönmez ve söndürülemez. Yangında yanarak hayatını kaybeden insanlarımızın hayat hikayelerini birer birer öğrendikten sonra yüreğimiz daha da çok sızlamaya başladı. Göstermelik baş sağlığı dilekleri ve sözüm ona hal çareleri konusunda ahkam kesmek ise hiçbir işe yaramaz, hiçbir yaramıza merhem olmaz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Yakınlarına ve Türk halkına baş sağlığı diliyoruz. İnşallah mekanları cennet olur, bu aziz şehitlerimizin.