Filistin-İsrail arasındaki savaş bir ay öncesinden bugüne kadar aralıksız bir biçimde devam etmektedir. Öyle ki İsrail bütün acımasızlığı ile saldırmaya devam etmektedir. Önemli noktaları bombalamakta, hiçbir ayrım gözetmeksizin binlerce insanı öldürmektedir.
Şu anda Gazze ve Filistin tam bir yıkımı ve çaresizliği yaşamaktadır. Her tarafta bomba izleri, kan ve barut kokuları, yıkılan kamu binaları, Hastaneler ve evlerin kalıntıları hemen hemen herkesin içini acıtmaktadır. Artık bu noktadan sonra yapılacak iş bütün dünyanın bir araya gelerek bu kan ve barut kokan olayı bıçak gibi keserek hemen durdurmaktır.
Ama tam tersi bir tablo ile karşı karşıyayız. Sözde medeni dünyanın bütün ülkeleri bu yıkımı ve vahşeti seyretmekte, hiçbir tedbir almaya yanaşmamakta ve adeta yıkımın seyircileri konumunda olmaya devam etmektedirler. Bazı çevreler ise olaya tamamen duygusal ölçekte yaklaşmakta, sözde medeni dünya ve Müslüman ülkeler sadece seyretmeye devam etmektedirler.
Bazı çevreler ise bu fotoğraftan siyasal çıkar sağlamak için sadece hamasi duygulara hitap eden bir tavır sergilemektedirler.
Milletler arası kuruluşlar nerede? Adları ve unvanları büyük ve süslü olan kurum ve kuruluşlar nerede? Nerede Batı ülkeleri? Nerede Medeniyet? Nerede İnsan Hakları? Eğer bu olaylar bir Batı ülkesinde yaşansaydı, başta Amerika olmak üzere diğer Avrupalı ülkeler hep birlikte olaya hemen ve en acil bir biçimde el koyacaklardı. Ama yıkıma uğrayan ülke Müslüman Filistin olunca hemen herkes dut yemiş bülbül misali suskunluğunu sürdürmekte ve sadece uzaktan seyretmektedir. YAZIKLAR OLSUN, YAZIKLAR OLSUN.