Evet futbol sadece futbol değildir…
Hele ki günümüz dünyasının çeşitlenen dijital ortamında, yeşil sahalarda icra edilip, takım ve oyun boyutuyla birçoğumuzun hobisi olmaktan çıkıp tutku haline gelen bir duruma evrilmişse…
Yani anlayacağınız, futbolun ve onun etrafında dönen oyun dışı oyunların da seyircisi olup çıkmış durumdayız.
Çoğumuzu içine çekip hipnotize eden futbolun, bir oyun olmaktan çıkıp içinde barındırdığı bir ton etkenle, toplum yaşamının en derin hücrelerine indiği de net bir gerçek.
Paranın cazibe merkezi olması, ekonomik getirileri ve kazanç kapısı olma şekliyle dönen değirmenin akan suyunun para olması, sosyolojik olarak da incelenip ele alınması gereken bir husus olarak karşımıza çıkıyor.
Daha yapı kavramının açıklığa kavuşamadığı bir ortamda, gündeme bomba gibi düşen hakemlerin bahisle olan ilişkilerinin bizzat Futbol Federasyonu Başkanı tarafından dile getirilmesi, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konu.
Her şeyin normal karşılandığı, hele yolsuzluk yapmamanın neredeyse suç olacağı günümüz dünyasının ülkemiz değerler sisteminde,
Federasyonun profesyonel kategorilerde aktif görev yapan 571 hakemin 371 kişisinde bahis tespit etmesi, bunlardan 152 hakemin ise aktif olarak bahis oynuyor olması bir gariplik olarak bile tanımlanamıyor şahsım adına.
Bir kere 571 hakemden 371 hakemin bahis hesabı varsa, her şeyin kirlendiği bu ülke şartlarında, nasıl oluyor da 200 kadar hakemin hala namuslu kalabildiği sorusu aklımı kurcalıyor.
Bence gerekli mercilerin, bahis oynamayıp tekere çomak sokan 200 hakem arkadaşı, aktif bahis oynayan diğer 152 hakem arkadaşın yanına verip, bir an önce işi öğrenmeleri konusunda eğitilmeleri gerekiyor.
Millet işini bilecek işe gitmeyecek,
Oradan 200 oyun bozan bu işe müdahil olmayacak.
Nerde görülmüş böylesine bir sorumsuzluk!..
Her şeyin koktuğu,
Kokmuş tuzun ise şap sanıldığı,
Kokuşmuşluğun liyakatsizliği sırtladığı,
Bu mis-i haram dünyasında,
Var mısınız bahse,
Kokuşmuşlar,
Bence kokmayanları,
Koklayacak…