SEDAT ÇAĞLAR

Tarih: 29.09.2025 17:21

LEGAL HAYATLAR İÇİNDE İLLEGAL TEHLİKELER

Facebook Twitter Linked-in

Evinizden çıkıyorsunuz ve dış dünya ile o andan itibaren etkileşime geçiyorsunuz. Sizler işinize giderken çocuklarınız okullarına gidiyorlar. Sizler mesleğinizin ve işinizin gereği olan işlerle iştigal olurken çocuklarınız okullarında eğitimlerini görmektedirler. Akşam olduğunda sizler işinizde çıkıyorsunuz. Eviniz için alışveriş yapılması gerekiyorsa alışveriş yapıyorsunuz ve evinize gidiyorsunuz. Aynı şekilde çocuklarınızda okullarından çıkarak evinize doğru yol alıyorlar. Toplum içerisinde her birey kendine verilmiş olan ödevleri yerine getiriyor. Herkes sorumluluklarını yerine getirdiği için toplum içerisinde ki güven ve huzur da sağlanmış oluyor. Evet, sade bir yaşam süren kendi halindeki bir vatandaşın hayatı gerçekten de böyle bir seyirde devam ediyor.
Durum aslında tam olarak böyle değil. Vatandaşlık ödevlerini eksiksiz yerine getiren, kanunlara ve devlet otoritesine bağlı sorumlu bireyler madalyonun bir yüzünü gösterirken her an suç işleyebilme kapasitesi içerisinde aramızda gezen insanlarda bizlere madalyonun diğer yüzünü göstermektedirler. Sizler sabah evinizden huzurlu bir şekilde işinize giderken bir trafik magandası huzurunuzu bozabiliyor. Bu insanlar sizleri ya suç işlemeye yöneltiyor ya da canınıza ve malınıza kastediyor. Gündelik hayatınıza devam ederken bir dolandırıcı sizlere musallat olup bütün tasarruflarınızı elinizden alabiliyor. Tesadüfen bulunduğunuz bir yerde bir çatışmanın içerisinde kalabiliyorsunuz. Bu çatışma neticesinde yaralanabiliyorsunuz veyahut hayatınızı kaybedebiliyorsunuz. Anneniz, eşiniz, kız kardeşiniz veya da kızınız sokak ortasında sözlü ve fiziksel tacize maruz kalabiliyor. Çocuklarınız yollarına devam ederken her an kendilerini bir gaspın içerisinde bulabiliyorlar. Bir madde bağımlısı aile ferlerinizden herhangi birine zarar verebiliyor. Bir uyuşturucu satıcısı uyuşturucuya alıştırmak için çocuklarınızı gözüne kestirmiş olabilir. Dolandırıcılardan cep telefonunuza tuzak bir mesaj gelebilir, bilgisayarınızı açtığınızda e-postanıza sizin bütün bilgilerinizi ele geçirecek bir e-mail gelebilir. Kendinizi terör örgütlerinin kahpece bir saldırısının ortasında bulabiliyorsunuz.
Gündelik hayatta bütün bu saydıklarımızla herkesin karşılaşma ihtimali var. İşte o an geldiğinde hayatınıza bir an da kâbus gibi çöküveriyorlar. Kendinizi bir dünyadan bir başka dünyaya transfer olmuş gibi düşünüyorsunuz. Sizin hayatınızda yeri olmayan şeyler başınıza gelmiş oluyor. Yaşadığınız şehirde veya kasabada bu kötülükler hiç yok gibi düşünürken bu kötülüklerle yan yana yaşadığınızın farkına varıyorsunuz. Bu güne kadar görmezden geldiğiniz bir sorunun kurbanı olabiliyorsunuz. Sizlerin huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamınızı sürdüğünüz şehrin bir köşesinde bu kötülüklerin yuvalandığının farkına varıyorsunuz. Tesadüfen karşılaştığınız kötülüklerin sizler için ağır bir bedeli oluyor. Bu ağır sonuçlar doğuran bedeli ya siz ödüyorsunuz ya da ailenizin herhangi bir bireyi ödüyor. Hepiniz masumsunuz. Hiçbir suçunuz ve günahınız yok. Masum olmanız, suçsuz ve günahsız olmanız sizleri bu kötülüklerden alı koymuyor.
Bütün bu sorunlar için herkesin yapacağı bir şey vardır. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” fikrinde olmamamız gerekir. O yılan bugün olmasa dahi yarın size de dokunabilir. O halde yılanın ortadan kaldırılması için toplum olarak birlikte hareket etmemiz gerekir. Yanı başımızda her hangi bir gayri ahlaki bir durum olduğunda ortak tepki verebiliyor olmamız gerekir. Toplum baskısıyla bu tür insanlar ortalık yerde suç unsuru sayılacak şeyler yapamaması gerekmektedir. Suçu övecek ve suçu güzel gösterecek şeylerden uzak durulması gerekir. Bunun için sinema filmlerinden dizilere, sosyal medya hesaplarından her türlü yayım organına kadar büyük iş düşmektedir. Ortak akıl ve davranış ile bu soruna çözüm üretebiliriz.
Son söz: “Toplum; sevgiyle kaynaşır, adaletle yaşar.” Farabi
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —