FIRAT ENSARİ

Tarih: 03.12.2025 16:40

Niğde’nin Bir Bileninden…

Facebook Twitter Linked-in

Birçok eylem ve anı yaşamayı unutuyor, hele ki bireysel çıkarımızın olmadığı her duruma ‘tu kaka’ mantığıyla yaklaşıp, küçük hesapların minik insanları olma sıfatımız eşliğinde, var oluşumuza bir anlam katamıyoruz.

İşte bu düşüncelerin daha insan zihinlerine nakış gibi işlenemediği tarihler olan 12 Eylül 1980 ihtilali sonrasında, birçok siyasi parti kapatılmış ve liderler siyasi yasaklı haline gelmişti.

Darbenin sert yaptırımları arasında konuşamayan ve isim olarak ortaya çıkamayan liderleri, ülke gidişatının geneli hakkında kendilerine ait fikir ve görüşlerini, ufak ufak da olsa halka anlatma noktasında, kamuoyuna bir şekilde yansıtırlardı.

Onlardan biri de Türk siyasetine yıllarca yön vermiş rahmetli “Çoban Sülü “ lakaplı Sayın Süleyman Demirel idi.

Esas lakabı; dönemin karanlık yasaklarına meydan okuyan ülke ve dünya siyasetinde var olma noktasında kendine yakın gazeteciler aracılığıyla fikirlerini beyan ettiği ve isminin yazılmadığı “Bir Bilen“ sıfatıydı.

“Bir Bilen” yine bir şekilde memleketi;

Düşünür, tartar, ölçer, biçer

Doğduğu topraklara olan hissiyat ve bilgisini bir şekilde toplum faydasına paylaşıp, sorumluluk hissederdi.

İşte böylesine bir siyasetçi profili olan Değerli büyüğüm Sayın Akın Gönen;

“Bir Bilen” sıfatını Niğde adına taşıyıp,

83 yaşında olmasına rağmen hiçbir bezginlik ve yılgınlık hissetmeden,

Niğde’yi dert edip tasalanarak kendini ortaya koyan,

Ciddi bir siyasetçi olmanın dışında, kent sevdalısı olarak da göze çarpıyor.

Yahu Sevgili Ağabeyim hiç yorulmaz mısınız, kentin gelişimi ve büyümesi konusunda sürekli tetikte durursunuz…

Sayın Gönen dertlenen haliyle bütçe görüşmelerini de baz alarak siyasetçileri siyasetçi olarak eleştirmekten ziyade, esas sitayişini Niğde de ki sivil toplum kuruluşlarına yapıyordu.

Niğde’nin yüksek hızlı treni gidiyordu,

30 yıllık havaalanı ortada yoktu,

Ecemiş suyunun bahsi geçmiyordu,

Bütçe görüşmeleri yapılırken Ziraat Odası neden sulama projeleri sunup takipçisi olmuyordu,

Ticaret odası hızlı tren konusunda tavır almıyordu,

Aksaray – Ulukışla hattı bittiği an geleceğin parlayan yıldızı olacak olan Ulukışla için bütçe görüşmelerinde bir inisiyatif var mıydı?

Anayasal güvence altında olan onca sivil toplum kuruluşları Niğde’nin menfaatlerini koruma noktasında, çaba gösteriyorlar da biz mi farkında değildik?

Bütçe işin kaynağıyken Niğde adı projelerde neden geçmiyor ve takip edilmiyordu?

Diye dertlenen Sayın Gönen;

Sadece çıkarlarımız için bir seçimde bulunmak zorunluluğumuzun, şu zamanda ayakta kalmanın bir düsturu olduğunu, her nedense hesaba katmıyordu.

Konuşma kültürümüzü yitirip, diğerinin sesini kısmanın baskın geldiği,

Her şart ve şekilde oturulan koltuğun kendi cismani varlığımız dışında temsili olunamayacağının egosuyla beslenip, obez olmuş zihinlerimizde,

Hangi Niğde’yi hangi şekilde tasavvur ediyor oluşunu, anlamış değilim.

Bir Bilen olmanın bu zamanda sadece yük olacağını düşünmeden,

Dört dönemlik milletvekilliği, devlet bakanlığı, birikimi ve deneyimi noktasında,

Sahip olmanın maddi hazzı varken,

Neden var olmayı seçiyor,

Niye kendini yoruyor,

Onu da bilmiş değilim…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —