Kayseri'de ailesinin geçimini 22 yıldır taş ocağında çalışarak sağlayan 48 yaşındaki eski milli atlet Muzaffer Koçyiğit, zorlu mesaisinin ardından atletizm pistinde sporcuları için ter döküyor.
Ortaokul yıllarında beden eğitimi öğretmeninin yönlendirmesiyle atletizme başlayan 3 çocuk babası Koçyiğit, lise yıllarında 3 bin, 5 bin ve 10 bin metrelerde elde ettiği Türkiye şampiyonluklarıyla "yılın en iyi sporcusu" seçilmeyi başardı.
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünü kazanan Koçyiğit, üniversite yıllarında da başarılı sporculuk hayatına devam ederken, üçüncü sınıfta geçirdiği sakatlığın ardından pistlere veda etti.
Daha sonra antrenörlük yapmaya başlayan ve milli takıma önemli atletler yetiştiren Koçyiğit, ailesinin geçimi sağlayabilmek için de taş ocağında işe başladı.
Taş ocağında kaya kırmadan kesmeye ve yontmaya kadar her alanda çalışan Koçyiğit, zor bir işte çalışmasına rağmen pistlerden kopmadı ve mesaisinin ardından gönüllü antrenörlük yaparak Türk atletizmine yeni sporcular kazandırmaya devam etti.
Geçmişte koşu ve yürüyüş branşlarında Türkiye'yi yurt dışında temsil eden atletlerin antrenörlüğünü yapan Koçyiğit, şu anda da kısıtlı zamanına rağmen Muhammed Miraç Şahin ve Sinem Yurt gibi Türkiye rekortmeni sporcularla çalışmalarını sürdürüyor.
Muzaffer Koçyiğit, AA muhabirine, atletizm hayatının başarılar ve madalyalarla geçtiğini, özellikle uzun mesafe ve maraton koşularında Türkiye'nin sayılı atletleri arasına girmeyi başardığını söyledi.
Ömer Halisdemir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünü bitirdiğini anlatan Koçyiğit, ardından Aksaray'da antrenörlük yapmaya başladığını belirtti.
Milli takım antrenörlüğüne kadar yükseldiğini dile getiren Koçyiğit, "Üniversite dönemimde de sporculuk yaptım, kulüplerde yarıştım. 3 bin, 5 bin ve engelli de şampiyonluklarım var. Lisede yılın en iyi sporcusu seçildim. 3 bin ve 5 bin metrede en iyi performans gösteren sporcu oldum. Bu başarılar hayatıma yansıdı." diye konuştu.
- "Fabrikadan arta kalan zamanlarımda sporcu yetiştirdim"
Aksaray'da antrenörlük yaparken 2003 yılında memleketi Kayseri'ye döndüğünü ve ailesinin geçimini sağlayabilmek için taş ocağında işçi olarak çalışmaya başladığını ifade eden Koçyiğit, şunları kaydetti:
"Kayseri Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde bir türlü antrenör olarak kadro alamadım. Olmayınca ben de çalışmak ve ailemi geçindirmek zorundaydım. Arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine bu işe başladım. Taşın ustası oldum, atölyede kesimini yaptım, fabrikada makinesini kullandım. Yaptığım iş benim kişiliğime uygun geldi. Çok kez antrenörlüğe dönüş yapmak istedim fakat günümüzün şartları uygun olmadığından dönüş yapamadım. İçimde ukde kalmaması ve ülkemize vefa borcumuzu ödemek için bilgi birikimlerimden yararlanılsın diye fabrikadan arta kalan zamanlarımda sporcu yetiştirdim."
Spordaki azimli ve mücadeleci karakterinin taş ocağındaki işine de yansıdığını dile getiren Koçyiğit, "İşimde de prensipli şekilde çalıştığım için iş yerleri de her zaman fazla maaş vererek mesleğin içerisinde kalmamı sağladı. Bu işi ne kadar bırakmak istesem de nasip olmadı. Demek ki ekmeğimizi taştan çırakmamız gerekiyormuş, bunu da yaşayarak gördük." diye konuştu.
- "Sporcuları da adeta taş gibi işlemiş oluyorum"
Koçyiğit, zaman zaman ümitsizliğe kapılmasına rağmen, ağır ve yorucu bir mesainin ardından sporcu yetiştirmekten geri durmadığına dikkati çekti.
Zamanının olmamasına rağmen, sevdiği spordan ayrı kalamadığını anlatan Koçyiğit, şöyle devam etti:
"Şampiyon sporcular yetiştirmeyi başardım. Zamanım olsaydı daha kaliteli daha üst seviyede ülkemiz adına sporcular yetiştirirdim. Taş işi ağır, herkes çalışmıyor. Taşa şekil veriyoruz, özenerek santim santim, milim milim ölçüyü kaçırmadan kesiyoruz, biçiyoruz. Aynı şekilde sporcularımızı da çalıştırırken, onların fiziklerinin şekillenmesi, şampiyon olabilmeleri ve topluma sağlıklı bireyler olmaları için elimizden geleni yapıyorum. Sporcuları da adeta taş gibi işlemiş oluyorum. Şimdiye kadar düğünler, akrabalarımın özel günleri olsun çoğuna iştirak edemedim. Akşamları öğrencilerle antrenmanda vakit geçiriyorum. Zamanım çok kısıtlı bunu da öğrencilerime harcıyorum. Bazen yılgınlık oluyor, bırakıp gitmek istiyorum ama alttan gelen öğrenciler var. Bunların hayatına dokunmak beni mutlu ediyor."
- Sporcu Akpınar: "Çocuklarının yanına gitmeden bizim yanımıza geliyor"
Sporculardan 17 yaşındaki Nurcan Akpınar da orta mesafe koşucusu olduğunu belirterek, Muzaffer Koçyiğit'le bu spora başladığını ve 8 yıldır birlikte çalıştıklarını söyledi.
Hocalarının fedakarca kendileriyle ilgilendiğini kaydeden Akpınar, "Hocamız çalıştığı için antrenmanlara bazen geç geliyor ama zor işte çalışıyor. Bazen işinden dolayı sakatlıkları oluyor ama bizi hiç mahrum bırakmıyor. Muzaffer hocam sabahtan akşama kadar çalışıyor, hiç evine uğramadan, çocuklarının yanına gitmeden bizim yanımıza geliyor. 3 saat bizimle çalışıyor. Ona çok teşekkür ediyoruz." ifadelerini kullandı.