Niğde’nin Gümüşler Kasabası’nda yıllardır arıcılık yapan Ayhan Güngör, bu yıl yaşanan iklim koşullarının bal üretimini olumsuz etkilediğini söyledi. Babadan gelen mesleklerini yaklaşık 40 yıldır sürdürdüklerini belirten Güngör, “Bu yıl don, soğuk ve değişken hava koşulları nedeniyle arı gelişimi zayıf kaldı. Haziran yağışları güzel geçti ama temmuzdaki beklenmedik yağmurlar rekolteyi düşürdü. Çok verimli bir sezon olmadı” dedi.
Arı ürünlerinin yalnızca baldan ibaret olmadığını vurgulayan Güngör, polen, propolis, arı ekmeği ve özellikle arı sütünün değerine dikkat çekti. “Arı sütü en özel ürünümüz. Hücre yenileyici, bağışıklığı güçlendirici özellikleri var. Kanser hastalarından çocuk sahibi olmak isteyenlere kadar birçok kişi yoğun ilgi gösteriyor. Ancak üretimi çok zahmetli. Bal yılda bir kez hasat edilirken, arı sütü her üç günde bir toplanmak zorunda” diye konuştu.
Arı sütünün saklama koşullarının önemine değinen Güngör, soğuk zincirin mutlaka korunması gerektiğini ifade ederek, “Kovandan çıktığı andan itibaren buz kasetleri ve buzdolabında muhafaza ediyoruz. Kısa süreli kullanımda normal buzdolabı yeterli, ancak altı ay ve üzeri için derin dondurucu şart” dedi.
Tüketim şekillerine de değinen Güngör, çocuklarda yarım gram, yetişkinlerde ise 1 gram arı sütü önerildiğini belirterek, “Tahta ya da plastik kaşıkla, sabah aç karna tüketilmeli. Ayrıca bal, polen ve propolisle karıştırıldığında daha güçlü etkiler gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Niğde’de sabit arıcılığın zor olduğunu ancak kekiğin ve kır çiçeklerinin verdiği özel aromalı balların çok değerli olduğunu dile getiren Güngör, özellikle pandemi sonrası propolis, arı ekmeği ve arı sütünün toplumda daha fazla tanınmaya başladığını söyledi.
Sahte bal konusuna da değinen Güngör, vatandaşlara şu uyarıda bulundu: “Doğru ve güvenilir ürün için en yakınlarındaki arıcılardan alışveriş yapsınlar. Artık sosyal medya ve internet üzerinden de gerçek üreticiye ulaşmak mümkün. Balda da diğer gıdalarda olduğu gibi sahteciliğe dikkat edilmeli.”