Tarih: 29.04.2023 15:22

Niğde'nin muhteşem camileri

Facebook Twitter Linked-in

AL­EDDİN CAMİ

Niğde san­cak beyi Ziy­net­tin Be­şa­re ta­ra­fın­dan 1223 yı­lın­da yap­tı­rıl­mış­tır. Ki­ta­be­si­ne göre ya­pı­nın mi­mar­la­rı, üstad Sıd­dık ve kar­de­şi Gazi’dir. Ay­rı­ca inşa ki­ta­be­sin­de, Müs­te­ni­red­din adı geç­mek­te­dir, bu şah­sın ca­mi­nin in­şa­atın­dan so­rum­lu yapım yö­ne­ti­ci­si ol­du­ğu an­la­şıl­mak­ta­dır. Bazı ona­rım­lar­la gü­nü­mü­ze gelen cami, ori­ji­nal özel­li­ği­ni büyük öl­çü­de ko­ru­mak­ta ve iş­le­vi­ni devam et­tir­mek­te­dir. Cami iki ka­pı­lı­dır. Do­ğu­ya bakan kapı üze­rin­de yaz ay­la­rın­da 09.30 – 11.00 sa­at­le­ri ara­sın­da güneş ışık­la­rı­nın bı­rak­tı­ğı gölge, ka­pı­nın taş ma­ha­ret­li el­le­riy­le iş­le­yen us­ta­nın “ Taçlı Kadın Başı” nı or­ta­ya çı­kart­mak­ta­dır. Ef­sa­ne­ye göre usta, âşık ol­du­ğu ve hiç ev­le­ne­me­ye­ce­ği­ni bil­di­ği Niğde San­cak be­yi­nin kı­zı­na duy­du­ğu aşkı son­su­za dek ya­şat­mak için ko­nu­yu kapı süs­le­me­sin­de­ki taşa res­met­miş­tir. Yapı, harım ile ku­zey­do­ğu kö­şe­si­ne yer­leş­ti­ri­len tek şe­re­fe­li mi­na­re­den oluş­mak­ta­dır.
Kay­nak: Niğde Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dür­lü­ğü Ta­nı­tım Ki­tap­çı­ğı

 

 

SUN­GUR­BEY CAMİ

Ca­mi­nin inşa ki­ta­be­si yok­tur. Ancak 1335 yılı ci­va­rın­da ya­pıl­dı­ğı dü­şü­nül­mek­te­dir. İlhan­lı dö­ne­min­de Niğde Va­li­si olan Sun­gur Bey ta­ra­fın­dan yap­tı­rıl­mış­tır. Ca­mi­nin mi­ma­rı bi­lin­me­mek­te­dir. Fakat min­ber ile muh­te­me­len kuzey taç ka­pı­sı­nın ahşap kapı ka­nat­la­rı­nı Hoca Ebu­be­kir, daha son­ra­ki dö­ne­me ait doğu taç ka­pı­sı­nın ahşap kapı ka­nat­la­rı­nı ise Hacı Mu­ham­med isim­li us­ta­lar yap­mış­tır. Niğde Ka­le­si­nin gü­ney­ba­tı yö­nün­de­dir. Bazı ona­rım­lar­la gü­nü­mü­ze gelen camii, örtü sis­te­mi ve mi­na­re­ler ha­ri­cin­de ori­ji­nal özel­li­ği­ni ve fonk­si­yo­nu­nu ko­ru­mak­ta­dır. Doğu taç ka­pı­sı asıl giriş açık­lı­ğı üze­rin­de 874 H./1469–70 M. ta­rih­li vergi ki­ta­be­si bu­lu­nur. Muh­te­me­len bu ta­rih­te cami tamir gör­müş ola­bi­lir. Yapı barut mah­ze­ni ola­rak kul­la­nı­lır­ken, XVIII. yy. or­ta­la­rın­da ma­hal­le­de çıkan yan­gın so­nu­cu cami yan­mış, örtü sis­te­mi ve mi­na­re­ler de ta­ma­men yı­kıl­mış­tır. Son­ra­sın­da tamir edi­le­rek ahşap di­rek­li ve düz top­rak damlı cami şek­li­ni al­mış­tır. Yapı 1948 yılı ci­va­rı tek­rar ona­rım gör­müş doğu taç ka­pı­sın­da­ki mi­na­re­ler­den biri ye­ni­den ya­pıl­mış­tır. Cami, doğu- batı doğ­rul­tu­sun­da me­yil­li bir arazi üze­ri­ne inşa edil­miş ve dış­tan 28.45x37.10 m. öl­çü­le­rin­de­dir. Yapı, harim, doğu ve kuzey cep­he­ler­de birer taç kapı ile doğu cep­he­nin güney ta­ra­fı­na ca­mi­ye bi­ti­şik yer­leş­ti­ri­len tür­be­den mü­te­şek­kil­dir. Camii in­şa­sın­da sa­rım­tı­rak renk­te ince yonu tra­kit taşı kul­la­nıl­mış­tır. Yapı in­şa­sın­da ol­duk­ça temiz ve iti­na­lı bir iş­çi­lik gö­rü­lür. 

Doğu ve kuzey cep­he­ler­de birer taç ka­pı­ya yer ve­ril­miş­tir. Ay­rı­ca kuzey cep­he­nin doğu kö­şe­sin­de mer­di­ven­le çı­kı­lan fev­ka­ni, “bey ka­pı­sı” var­dır. Çifte mi­na­re­li abi­de­vi taç ka­pı­nın doğu cep­he­ye ya­pıl­ma­sı ara­zi­nin to­pog­ra­fik ya­pı­sıy­la ala­ka­lı­dır. Doğu taç ka­pı­sı eyvan tü­rün­de olup, iki yan­dan birer mi­na­rey­le sı­nır­lan­dı­rıl­mış ve Türk Mi­ma­ri­sin­de ken­di­ne özgü seç­kin bir yeri var­dır. Eyvan Gotik Mi­ma­ri­si­nin bir özel­li­ği ola­rak ka­bur­ga­lı to­noz­la ka­pa­tıl­mış­tır. Ey­va­nın yan du­var­la­rı­na si­met­rik yer­leş­ti­ri­len mih­ra­bi­ye­ler, ze­min­den yük­sek­te tu­tul­muş­tur. Ey­va­nın du­var­la­rı ta­ma­men bit­ki­sel, ge­omet­rik ve fi­gür­lü süs­le­mey­le de­ko­re edil­miş­tir. Dik­ka­ti çeken en önem­li be­ze­me, mih­ra­bi­ye ve eyvan köşe sü­tun­ce­le­ri ara­sın­da kalan ve sekiz kollu yıl­dız­lar­dan olu­şan, ge­omet­rik mo­tif­ler­le be­ze­nen pa­no­lar dış­tan, kıv­rık dal­lar ara­sı­na yer­leş­ti­ri­len çe­şit­li hay­van baş­la­rı, spi­ral kıv­rık dal­la­rın uç­la­rın­da ve ara­la­rın­da­ki boş­lu­ğu dol­du­rur va­zi­yet­te; kuzey pa­no­da 37 güney pa­no­da ise 42 figür var­dır. Bun­lar; Kuş, fil, oğlak, at, pan­ter, an­ti­lop, ejder, sıçan, boğa, tav­şan, may­mun, köpek, aslan, koyun, ördek ve balık fi­gür­le­rin­den oluş­mak­ta­dır. Bun­la­rın On iki hay­van­lı Türk Tak­vi­mi­nin bir ha­tı­ra­sı ola­rak, taç ka­pı­yı be­ze­mek ama­cıy­la ya­pıl­dı­ğı­nı san­mak­ta­yız. Keza, Kuzey Taç Kapı da ge­omet­rik, bit­ki­sel ve fi­gür­lü be­ze­me­ler­le de­ko­re edil­miş­tir. Cami de batı du­va­rın alt ta­ra­fın­da 4, doğu du­va­rın alt ta­ra­fın­da 1, üst ta­ra­fın­da 3 ve kuzey du­va­rın üst ta­ra­fın­da bir pen­ce­re ori­ji­nal özel­lik­le­ri­ni ko­ru­ya­rak gü­nü­mü­ze gel­miş­tir. Cami de ahşap be­ze­me­yi kuzey ve doğu taç ahşap ka­pı­la­rı ile bugün Dı­şa­rı Camii’nde bu­lu­nan min­be­rin de gör­mek­te­yiz.

 Ca­mi­nin inşa ki­ta­be­si yok­tur. Ancak 1335 yılı ci­va­rın­da ya­pıl­dı­ğı dü­şü­nül­mek­te­dir. İlhan­lı dö­ne­min­de Niğde Va­li­si olan Sun­gur Bey ta­ra­fın­dan yap­tı­rıl­mış­tır. Ca­mi­nin mi­ma­rı bi­lin­me­mek­te­dir. Fakat min­ber ile muh­te­me­len kuzey taç ka­pı­sı­nın ahşap kapı ka­nat­la­rı­nı Hoca Ebu­be­kir, daha son­ra­ki dö­ne­me ait doğu taç ka­pı­sı­nın ahşap kapı ka­nat­la­rı­nı ise Hacı Mu­ham­med isim­li us­ta­lar yap­mış­tır. Niğde Ka­le­si­nin gü­ney­ba­tı yö­nün­de­dir. Bazı ona­rım­lar­la gü­nü­mü­ze gelen camii, örtü sis­te­mi ve mi­na­re­ler ha­ri­cin­de ori­ji­nal özel­li­ği­ni ve fonk­si­yo­nu­nu ko­ru­mak­ta­dır. Doğu taç ka­pı­sı asıl giriş açık­lı­ğı üze­rin­de 874 H./1469–70 M. ta­rih­li vergi ki­ta­be­si bu­lu­nur. Muh­te­me­len bu ta­rih­te cami tamir gör­müş ola­bi­lir. Yapı barut mah­ze­ni ola­rak kul­la­nı­lır­ken, XVIII. yy. or­ta­la­rın­da ma­hal­le­de çıkan yan­gın so­nu­cu cami yan­mış, örtü sis­te­mi ve mi­na­re­ler de ta­ma­men yı­kıl­mış­tır. Son­ra­sın­da tamir edi­le­rek ahşap di­rek­li ve düz top­rak damlı cami şek­li­ni al­mış­tır. Yapı 1948 yılı ci­va­rı tek­rar ona­rım gör­müş doğu taç ka­pı­sın­da­ki mi­na­re­ler­den biri ye­ni­den ya­pıl­mış­tır. Cami, doğu- batı doğ­rul­tu­sun­da me­yil­li bir arazi üze­ri­ne inşa edil­miş ve dış­tan 28.45x37.10 m. öl­çü­le­rin­de­dir. Yapı, harim, doğu ve kuzey cep­he­ler­de birer taç kapı ile doğu cep­he­nin güney ta­ra­fı­na ca­mi­ye bi­ti­şik yer­leş­ti­ri­len tür­be­den mü­te­şek­kil­dir. Camii in­şa­sın­da sa­rımtrak renk­te ince yonu tra­kit taşı kul­la­nıl­mış­tır. Yapı in­şa­sın­da ol­duk­ça temiz ve iti­na­lı bir iş­çi­lik gö­rü­lür. Doğu ve kuzey cep­he­ler­de birer taç ka­pı­ya yer ve­ril­miş­tir. Ay­rı­ca kuzey cep­he­nin doğu kö­şe­sin­de mer­di­ven­le çı­kı­lan fev­ka­ni, “bey ka­pı­sı” var­dır. Çifte mi­na­re­li abi­de­vi taç ka­pı­nın doğu cep­he­ye ya­pıl­ma­sı ara­zi­nin to­pog­ra­fik ya­pı­sıy­la ala­ka­lı­dır. Doğu taç ka­pı­sı eyvan tü­rün­de olup, iki yan­dan birer mi­na­rey­le sı­nır­lan­dı­rıl­mış ve Türk Mi­ma­ri­sin­de ken­di­ne özgü seç­kin bir yeri var­dır. Eyvan Gotik Mi­ma­ri­si­nin bir özel­li­ği ola­rak ka­bur­ga­lı to­noz­la ka­pa­tıl­mış­tır. Ey­va­nın yan du­var­la­rı­na si­met­rik yer­leş­ti­ri­len mih­ra­bi­ye­ler, ze­min­den yük­sek­te tu­tul­muş­tur. Ey­va­nın du­var­la­rı ta­ma­men bit­ki­sel, ge­omet­rik ve fi­gür­lü süs­le­mey­le de­ko­re edil­miş­tir. Dik­ka­ti çeken en önem­li be­ze­me, mih­ra­bi­ye ve eyvan köşe sü­tun­ce­le­ri ara­sın­da kalan ve sekiz kollu yıl­dız­lar­dan olu­şan, ge­omet­rik mo­tif­ler­le be­ze­nen pa­no­lar dış­tan, kıv­rık dal­lar ara­sı­na yer­leş­ti­ri­len çe­şit­li hay­van baş­la­rı, spi­ral kıv­rık dal­la­rın uç­la­rın­da ve ara­la­rın­da­ki boş­lu­ğu dol­du­rur va­zi­yet­te; kuzey pa­no­da 37 güney pa­no­da ise 42 figür var­dır. Bun­lar; Kuş, fil, oğlak, at, pan­ter, an­ti­lop, ejder, sıçan, boğa, tav­şan, may­mun, köpek, aslan, koyun, ördek ve balık fi­gür­le­rin­den oluş­mak­ta­dır. Bun­la­rın On iki hay­van­lı Türk Tak­vi­mi­nin bir ha­tı­ra­sı ola­rak, taç ka­pı­yı be­ze­mek ama­cıy­la ya­pıl­dı­ğı­nı san­mak­ta­yız. Keza, Kuzey Taç Kapı da ge­omet­rik, bit­ki­sel ve fi­gür­lü be­ze­me­ler­le de­ko­re edil­miş­tir. Cami de batı du­va­rın alt ta­ra­fın­da 4, doğu du­va­rın alt ta­ra­fın­da 1, üst ta­ra­fın­da 3 ve kuzey du­va­rın üst ta­ra­fın­da bir pen­ce­re ori­ji­nal özel­lik­le­ri­ni ko­ru­ya­rak gü­nü­mü­ze gel­miş­tir. Cami de ahşap be­ze­me­yi kuzey ve doğu taç ahşap ka­pı­la­rı ile bugün Dı­şa­rı Camii’nde bu­lu­nan min­be­rin de gör­mek­te­yiz.
Kay­nak: Niğde Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dür­lü­ğü Ta­nı­tım Ki­tap­çı­ğı

 

 

AFİFE HANIM CAMİ

Bur­han Ma­hal­le­si’nde­dir. İnşa ki­ta­be­si­ne göre; 856H./1452M. Yı­lın­da ya­pıl­mış­tır. Yap­tı­ran Murat’ın Oğlu Hacı Dur­sun’ dur. Bazı ona­rım­lar­la gü­nü­mü­ze gelen camii, ori­ji­nal özel­li­ği­ni kıs­men yi­tir­miş­tir. Dış­tan 8.70x16.90 m. öl­çü­le­rin­de olup, enine dik­dört­gen plan­lı yapı, düz ahşap ta­van­lı ca­mi­ler gu­ru­bun­da­dır. Son ce­ma­at yeri yok­tur. Cami harim ile tek şe­re­fe­li mi­na­re­den olu­şur. Yapı ol­duk­ça sade inşa edil­miş­tir.
Kay­nak: Niğde Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dür­lü­ğü Ta­nı­tım Ki­tap­çı­ğı

 

 

MURAT PAŞA CAMİ

Gü­nü­mü­ze bazı ona­rım­lar­la gelen camii, ori­ji­nal özel­li­ği­ni büyük öl­çü­de ko­ru­mak­ta ve iş­le­vi­ni devam et­tir­mek­te­dir. Enine dik­dört­gen plan­lı yapı, dış­tan yak­la­şık 13.00x30.60 m. bo­yut­la­rın­da­dır. Fark­lı çapta 4 kub­bey­le ör­tü­len ha­ri­min ku­zey­ba­tı kö­şe­sin­de türbe ve kuzey cep­he­nin doğu ta­ra­fı­na tek şe­re­fe­li mi­na­re yer alır. Kuzey cep­he­nin orta bö­lü­mün­de ise ön­ce­den üç gözlü son ce­ma­at ye­ri­nin ol­du­ğu sa­nıl­mak­ta­dır. Ya­pı­nın duvar ve örtü sis­te­min­de sa­rım­tı­rak renk­te ince yonu tra­kit taşı, pa­ye­ler­de ba­zalt taşı, min­ber ile bir ka­pı­sın­da mer­mer mal­ze­me kul­la­nıl­mış­tır. Temiz bir iş­çi­lik var­dır. Cep­he­ler de iki­şer sıra pen­ce­re açı­la­rak du­var­la­rın ma­sif­li­ği gi­de­ril­miş­tir. Cami ge­ne­lin­de sade inşa edil­mek­le bir­lik­te, dik­ka­ti çeken be­ze­me­ler avlu ka­pı­sın­da, mih­rap, min­ber ve ha­ri­min batı bö­lü­mün­de­ki ahşap mah­fil­de gö­rü­lür. 16 Eylül 1670 M. ta­ri­hin­de inşa edil­miş­tir.
Kay­nak: Niğde Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dür­lü­ğü Ta­nı­tım Ki­tap­çı­ğı

 

 

DI­ŞA­RI (ÇELEBİ HÜ­SA­METTİN) CAMİ

Sa­ru­han Ma­hal­le­si Bor Cad­de­si Üze­rin­de­dir. Ya­pı­nın inşa ki­ta­be­si yok­tur, Fakat XVI. yy. ya­pıl­dı­ğı sa­nıl­mak­ta­dır. Gü­nü­mü­ze bazı ona­rım­lar­la gelen camii, ori­ji­nal özel­li­ği­ni büyük öl­çü­de ko­ru­mak­ta ve iş­le­vi­ni devam et­tir­mek­te­dir. Daha önce yı­kı­lan son ce­ma­at yeri as­lı­na uygun ye­ni­den inşa edil­miş­tir. Yapı, tek kub­be­li ca­mi­ler sı­nı­fın­da­dır. Dış­tan 17.10x17.10 m. öl­çü­le­rin­de harim, ku­ze­yin­de 5.40x17.10 m. öl­çü­le­rin­de üç kub­be­li son ce­ma­at yeri ve ku­zey­ba­tı kö­şe­sin­de yer alan tek şe­re­fe­li mi­na­re­den olu­şur. Cephe du­var­la­rın­da ve kubbe kas­na­ğın­da sa­rım­tı­rak ince yonu tra­kit taşı, mi­na­re de kül ren­gin­de mih­rap­ta ise kül rengi kesme taş kul­la­nıl­mış­tır. İti­na­lı iş­çi­lik göze çar­par. Cephe du­var­la­rı ol­duk­ça yük­sek tu­tul­muş­tur. Ya­pı­nın bütün du­var­la­rın­da iki sıra pen­ce­re açı­la­rak mo­no­ton­luk gi­de­ril­me­ye ça­lı­şıl­mış­tır. Son Ce­ma­at Yeri kö­şe­ler­den pan­dan­tif­ler­le ge­çi­len üç kub­bey­le ör­tül­müş­tür. Ha­ri­me gi­ri­şi sağ­la­yan 1.15x2.10 m. öl­çü­le­rin­de cümle ka­pı­sı kuzey du­va­rı­nın or­ta­sı­na yer­leş­ti­ril­miş, basık kemer ve sö­ve­ler mer­mer­den ya­pıl­mış­tır. İç me­kâ­na ay­dın­lık, her du­var­da eşit şe­kil­de se­ki­zi alt sı­ra­da, se­ki­zi üst sı­ra­da ve biri de kubbe kas­na­ğın­da olmak üzere on yedi pen­ce­rey­le sağ­lan­mış­tır. Ca­mi­de aşırı süs­le­me yok­tur. Dik­ka­ti çeken be­ze­me mih­rap ve mü­ez­zin mah­fi­lin­de­dir.
Kay­nak: Niğde Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dür­lü­ğü Ta­nı­tım Ki­tap­çı­ğı

 

 

DÖRT AYAK (KÜNK­BA­ŞI) CAMİ

Ebu Bekir Ağa ta­ra­fın­dan 1764-1765 yıl­la­rın­da yap­tı­rı­lan cami Ku­zey-gü­ney doğ­rul­tu­sun­da eğim­li bir arazi üze­ri­ne yer­leş­ti­ril­miş­tir. Düz ahşap ta­van­lı ca­mi­ler gu­ru­bun­da­dır. Camii, dış­tan 12.70 x 13.45 m. bo­yut­la­rın­da­ki harim ile ku­ze­ye yer­leş­ti­ri­len üç gözlü son ce­ma­at ye­rin­den oluş­mak­ta­dır. Ahşap hatıl lı cephe du­va­rın­da sa­rım­tı­rak renk­te kaba yonu taş, kapı mih­rap, paye ve ke­mer­ler ile duvar köşe bağ­lan­tı­la­rın­da ince yonu taş, son ce­ma­at ye­rin­de­ki sü­tun­lar­da mer­mer, örtü sis­te­min­de ise ahşap ve ki­re­mit mal­ze­me kul­la­nıl­mış­tır. Harim kıs­mı­na kuzey du­va­rı or­ta­sı­na yer­leş­ti­ri­len taş sö­ve­li ve ahşap len­to­lu ka­pı­dan gi­ri­lir. Yakın za­man­lar­da ya­pı­lan son ce­ma­at yeri ta­ra­fın­da tek şe­re­fe­li mi­na­re bu­lu­nur. Camii sa­de­dir. Dik­ka­ti çeken ele­man­lar son ce­ma­at ye­rin­de­ki mih­ra­bi­ye ile ha­rim­de­ki mih­rap­tır. Mih­rap is­ti­rid­ye yivli kav­sa­ra­ya sa­hip­tir.
Kay­nak: Niğde Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dür­lü­ğü Ta­nı­tım Ki­tap­çı­ğı

 

 

RAH­MANİYE CAMİ

Dik­dört­gen plan­lı düz damlı ca­mi­ler gu­ru­bu­na gir­mek­te­dir. Ab­dur­rah­man paşa ta­ra­fın­dan 1747 yı­lın­da yap­tı­rıl­mış­tır. Ori­ji­nal özel­li­ği büyük öl­çü­de ko­ru­nan camii, dış­tan 9.25 x 12.20 m. bo­yut­la­rın­da­ki harim ile Kuzey ta­ra­fı­na yer­leş­ti­ri­len 3.70 x 10.55 m. öl­çü­le­rin­de üç gözlü son ce­ma­at yeri ve ku­zey­do­ğu kö­şe­sin­de tek şe­re­fe­li mi­na­re­den olu­şur. Duvar ve mi­na­re­de sa­rım­tı­rak renk­te ince yonu tra­kit taşı, son ce­ma­at ye­ri­nin sütun ve cümle ka­pı­sı­nın kemer ve sö­ve­le­rin­de ba­zalt, mih­rap­ta alçı, örtü sis­te­min­de ahşap ve ki­re­mit mal­ze­me kul­la­nıl­mış­tır. Camii du­var­la­rın­da tek sıra basık ke­mer­li büyük pen­ce­re­ler açı­la­rak cephe ma­sif­le­ri gi­de­ril­miş­tir. Yapı sa­de­dir. Son ce­ma­at ye­ri­nin sü­tun­la­rı, İon ni­za­mı­nın özel­lik­le­ri­ni yan­sı­ta­cak şe­kil­de iki kıv­rım­lı baş­lık­la­ra sa­hip­tir. Cephe du­var­la­rı, pen­ce­re­nin üst kıs­mın­dan iti­ba­ren kor­niş­le ku­şa­tıl­mış­tır. İç me­kân­da dik­ka­ti çeken süs­le­me ise mih­rap­ta gö­rü­lür. Mih­rap mu­kar­nas kav sa­ra­lı­dır. Taç kıs­mın­da üçgen alın­lık­lar olup kıv­rım dal, lale ve çe­şit­li çi­çek­ler­le be­zen­miş­tir. Mih­rap top­lam yedi ince sil­mey­le üç yan­dan ku­şa­tıl­mış­tır. Ya­pı­nın süs­le­me­le­rin­de dö­ne­min özel­li­ği olan barok süs­le­me­ler gö­rü­lür.
Kay­nak: Niğde Kül­tür ve Tu­rizm Mü­dür­lü­ğü Ta­nı­tım Ki­tap­çı­ğı

 

 

GAZİOSMAN PAŞA CAMİ

Ka­yar­dı Bağ­la­rı mev­ki­sin­de bu­lu­nan tek katlı bir ca­mi­dir. Ta­ri­hi ni­te­li­ği­ni ko­ru­yan dört sü­tun­lu mi­na­re­si­nin il­ginç bir mi­ma­ri­si bu­lun­mak­ta­dır. Yapı dış gö­rü­nü­şü ile sade tek katlı, basık bir ca­mi­dir. Çan ku­le­si şek­lin­de dört baş­lık­lı yek­pa­re sütun ile oluş­tu­ru­lan mi­na­re­si var­dır. Ya­pı­nın için­de taş sü­tun­lar üze­ri­ne ke­mer­ler örü­le­rek düz­dam bu ke­mer­ler üs­tü­ne otur­tul­muş­tur.

 

 

KESİKBAŞ CAMİ (ŞEMS-İ TEBRİZİ)

Mi­na­re­si son­ra­dan inşa edi­len ca­mi­nin adını ta­şı­mak­ta ve batı kö­şe­sin­de yer al­mak­ta­dır. Çe­şit­li za­man­lar­da da res­to­re edil­miş­tir. Sarı tra­kit ta­şın­dan ya­pıl­mış mi­na­re, üzeri çi­men­to sı­va­lı dik­dört­gen bir kür­sü­ye otu­rur. Pabuç kısmı ka­re­nin kö­şe­le­rin­de ve iki ya­nın­da üçgen şek­li­ni ala­rak se­kiz­ge­ne, üste da­ra­lan priz­ma şek­li­ni al­mış­tır. Göbek kısmı on al­tı­gen şek­lin­de olup uç­la­ra yakın yer­le­rin­de iki taş bi­le­zik­li­dir. Mi­na­re tek şe­re­fe­li olup konik taş kü­lah­lı ve ucu âlem­li­dir.

 

 

TE­PE­BAĞ­LA­RI CAMİ MİNARESİ

Te­pe­bağ­la­rı’nda yer al­mak­ta­dır. Düz­gün yonu kesme taş­tan inşa edil­miş dik­dört­gen plan­lı çar­dak mi­na­re üç bö­lüm­den olu­şur. Gövde sü­tun­lu mi­na­re ve mer­di­ven­ler ar­dı­şık ola­rak açık­lı ko­yu­lu kah­ve­ren­gi kü­fe­ki taş­tan ya­pıl­mış göv­de­nin geniş cep­he­le­rin­den bi­ri­ne ba­zalt len­to­lu basık yu­var­lak ke­mer­li ka­pı­sı yer­leş­ti­ril­miş­tir. Kapı üze­rin­de ki­ta­be­si var­dır. Kısa ke­nar­lar­dan bi­rin­de moloz taş­tan ya­pıl­mış rampa üze­ri­ne yer­leş­ti­ril­miş kesme taş ba­sa­mak­lar­dan olu­şan mer­di­ven yer alır. Bu mer­di­ven­ler­den köşk mi­na­re­si­nin bu­lun­du­ğu me­kâ­na çı­kı­lır. Dört sütun üze­ri­ne yük­se­len pi­ra­mi­dal kü­lah­lı mi­na­re­si var­dır. Sütun göv­de­le­ri ba­zalt­tan ya­pıl­mış kaide ve mu­kar­nas­lı baş­lık­lar kü­fe­ki ta­şın­dan­dır. Yu­var­lak ke­mer­ler­de iki renk­li taş sı­ra­sı uy­gu­lan­mış­tır. Pi­ra­mi­dal taş kü­la­hın te­pe­sin­de âlem mev­cut­tur.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —