Uraloğlu, Küresel Ulaştırma Koridorları Forumu kapsamında, "Orta Doğu'nun Orta Asya ve Avrupa ile Bağlantısı Oturumu"nda yaptığı konuşmada, forumu, Dünya Bankası'nın desteğiyle düzenlediklerini söyledi.
Foruma dünyanın farklı ülkelerinden yaklaşık 40 bakan ve bakan yardımcılarıyla 70 ülkeden katılım sağlandığını belirten Uraloğlu, "Etkinlik için '2'ncisi ne zaman ve nerede yapılacak?' şeklinde tepkiler aldık. Bu da bizi mutlu etti. Bunu beraberce istişare edeceğiz, devamını hangi rutinde yapmamız gerektiğini." ifadesini kullandı.
Uraloğlu, dünyada hiçbir ülkenin artık kendisine yeter pozisyonda olmadığına dikkati çekerek, dünyadaki diğer ülkelerin birbirine ihtiyacı olduğunu vurguladı.
%2F20250628_2_69718290_114555318.jpg)
Bu ihtiyacın en önemli etkeninin de bağlantısallığı sağlamak olduğuna işaret eden Uraloğlu, "Sizin bir şekliyle iletişim halinde olmanız, ulaşabiliyor olmanız kıymetli. Onun için ulaştırmacılara, bağlantıyı sağlamak için görev düşüyor. Bağlantıları ve bunları güçlendirmek için sadece rutin zamanda değil, olağanüstü durumlarda da 'ne yapabiliriz'i konuşmamızda fayda var. Eğer siz bunları zamanında planlamazsanız ve yapmazsanız bir kriz anında biçare kalırsınız. Onun için bu tür etkinlikler ve birliktelikler kıymetli, bu anlamda bir araya geldik. Sadece bir araya gelmekle kalmadık, birçok anlaşmalar ve etkinlikler var." diye konuştu.
Uraloğlu, Forumun ulaştırma koridorlarının geçtiği bir ülkenin kalbi olan İstanbul'da yapılmasının kıymetli olduğunun altını çizerek, Türkiye'nin jeopolitik bir konumunun önemli olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin doğu batı eksenindeki ulaştırma koridorlarının, Orta Koridor'un merkezinde bulunduğunu vurgulayan Uraloğlu, "Geçmişte bu ticaret yollarının doğu batı ekseninde olduğunu biliriz, günümüzde de bunlar çok etkin. Ama artık sadece doğu batı ekseninin yeterli olmayacağı, kuzey ve güneyin veya çapraz koridorların bunlarla entegre olması gerektiği, birbirini desteklemesi gerektiği noktasında hemfikir olduk. Onun için kuzey güney koridorları noktasında da neler yapabiliriz, nasıl güçlendiririz diye düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Uraloğlu, Avrupa'da, Karpatya, Baltık Denizi ile Adriyatik Denizi'ni birbirine kara yoluyla bağlayacak Üç Deniz Girişimi'ne Türkiye'nin stratejik ortak olduğunu anımsatarak, bunun kıymetli olduğunu dile getirdi.
Kalkınma Yolu projesinin bitirildiğinde 45 gün süren yolun 25 güne ineceğini ifade eden Uraloğlu, şöyle konuştu:
"Bugün Orta Koridor da demir yoluyla çıkıldığı zaman 18 günde Uzak Doğu'dan gelen bir yük Avrupa'nın en uzak noktasına kadar gidebilmektedir. İlerleyen zamanda da bu 15 güne, belki 13 güne kadar da düşecek. Onun için bu koridora, komşu ve güzergahtaki ülkelerle yatırımlar yapıyoruz. Yaklaşık 2 bin 200 kilometresi ülkemizden geçiyor, birçok kesimini yaptık, hali hazırda işleyen bir sistem var ama bunun geliştirilmesi gerekir. Bunun içine İstanbul'da yeni bir demir yolu geçişi planladık, önümüzdeki yıllarda hayata geçirmiş olacağız. Orta Koridor'u ülke olarak desteklemeye devam edeceğiz."
Uraloğlu, İsrail-İran çatışmasıyla Hürmüz Boğazı'nın kapatılmasının gündeme gelmesiyle alternatif koridorların yapılmasının öneminin anlaşıldığını dile getirerek, "Kalkınma Yolu koridoru bitmiş olsa gerçekten riskimiz daha az olurdu." dedi.
Kalkınma Yolu projesinde Irak, Türkiye, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere 4 ülkenin yer aldığını hatırlatan Uraloğlu diğer ülkelerin de katılımına açık olduklarını burada beraber hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Uraloğlu, kriz anında "Ben kendi problemimi çözdüm" deme lüksüne sahip olunmadığına işaret ederek, beraberce kazan- kazan politikasıyla hareket edilmesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son 23 yılda ulaştırma ve haberleşme altyapısına yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırım yaptığını söyleyen Uraloğlu, şunları dile getirdi:
"Bu ülkemiz için çok büyük bir rakam. Bölünmüş yollarda 6 bin 101 kilometreden 29 bin 700 kilometreye çıkardık. Demir yolu hattımızı 11 bin kilometreden, 14 bin kilometreye çıkardık. Yine liman sayımızı 150'lerden 200'lere çıkardık. Ticari uçuşlara açık havalimanı sayımızı 26'dan 58'e çıkardık, iyi yatırımlar yaptık. Geçen sene Türkiye'deki havalimanlarını kullanan insan sayısı 231 milyondu. Sadece İstanbul Havalimanı 80 milyonla geçen yılı kapattı. Bu yıl Türkiye'deki havalimanlarının 240 milyon yolcuya hizmet edeceğini öngörüyoruz. Bunun için bu yatırımları yapmazsanız, bir kriz anında ve normalde sistemi yürütemezsiniz, yönetemezsiniz. Onun için beraberce öncelikle bölgesel birlikteliğimizin sağlanması, sonrasında küresel birlikteliği sağlanması önemli. Onun için küresel ulaştırma koridorlarının konuşulması için doğru zamandayız."
Uraloğlu, Türkiye'nin yakın coğrafyasında olan savaşların bir an önce durması için gayret ettiklerini ve bu savaşların durması temennisinde bulundu.
Dijitalleşmenin önemine işaret eden Uraloğlu, şunları kaydetti:
"Ticareti yapıyorsunuz, mal bağlantılarını yapıyorsunuz. Yükünüzü gemiye, trene, tıra, kara yoluna, kamyona yüklüyorsunuz ama gümrükte saatlerce, bazen günlerce bekliyorsunuz. Bunun tahammülü yok. Onun için hep beraber dijitalleşme mutlaka yapılmalı. E-devlet uygulamamız var ve bu uygulamamıza 67 milyon insanımız üye ve birçok hizmeti buradan verebiliyoruz. Her geçen gün bunu biraz daha geliştiriyoruz. Ayrıca yeşil enerji, karbon ayak izinin azaltılması noktasında da ciddi gayretler sarf etmeliyiz. E-mobiliteyi desteklememiz gerekiyor."
Uraloğlu, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin merkezinde yer aldığı Orta Koridor'un stratejik önemine ve kazanımlarına değindi.
Orta Koridor kapsamında planlanan yatırımlar tamamlandığında taşıma süresinin ciddi şekilde azalacağını vurgulayan Uraloğlu, şöyle devam etti:
"Süveyş üzerinden yapılan taşımalar ortalama 35 gün, Ümit Burnu üzerinden 45 gün sürüyor. Ancak Orta Koridor'daki çalışmalar tamamlandığında bu süre 15 güne düşecek."
Uraloğlu, Orta Koridor'un, deniz yoluna kıyasla iki kat daha hızlı, hava yoluna göre ise yaklaşık dört kat daha ekonomik olduğuna işaret ederek "Ülkemiz, Çin'den çıkan yükün Avrupa'ya demir yolu ile kesintisiz ulaşmasını sağlaması sayesinde çok önemli bir konumda yer alıyor. Türkiye, 21 ülkeye doğrudan bağlanan ticaret omurgası haline geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Orta Koridor'un demir yolu üzerinden yıllık 75 milyar dolarlık potansiyel ticaret hacmi taşıdığını belirten Uraloğlu, bu güzergahın yalnızca Türkiye'nin değil, bölge ülkelerinin ekonomik refahına da doğrudan katkı sağlayacağına dikkati çekti.
Bakan Uraloğlu, şunları kaydetti:
"Yaptığımız yatırımlar ve projeler neticesinde Orta Koridor üzerinden yıllık 6,5 milyon ton yük taşımayı bekliyoruz. Yalnızca Türkiye için değil, güzergah üzerindeki tüm ülkeler için önemli kazanımlar sunacak. Orta Koridor'un, 10 yıllık projeksiyonda üretime etkisi 114 milyar dolar, doğrudan ve dolaylı olarak yıllık ortalama istihdama etkisi ise 144 bin 126 kişi olacak."
