Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi’nin uygulama alanında yetiştirilen jumbo böğürtlenlerde hasat başladı. Fakülte, hem bilimsel çalışmalara hem de öğrencilere yönelik uygulamalı eğitime ev sahipliği yapıyor. Hasat sürecini fakülte yöneticileri yerinde takip ederken, Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Şekeroğlu ve Prof. Dr. Öğr. Üyesi Sedat Serçe, çalışmalara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Fakültenin uygulamalı eğitimde öncü olduğunu vurgulayan Dekan Şekeroğlu, “Fakültemizde bitkisel üretim alanları ve elma ile böğürtlen bahçeleri bulunuyor. Öğrencilerimize teorik bilgilerin yanı sıra uygulamalı eğitimler de sunuyoruz. Böğürtlen hasadını gerçekleştirdiğimiz bu alanda yürütülen çalışmaları hocamız Sedat Serçe detaylandıracak,” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Öğr. Üyesi Sedat Serçe ise uygulama parselleri hakkında bilgi vererek şunları söyledi:
“Fakültemiz bünyesinde meyve yetiştiriciliği kapsamında elma, şeftali, kayısı gibi türlerin yanı sıra böğürtlen de önemli bir yer tutuyor. Böğürtlenlerimizi, yurt dışından getirilen yedi farklı kültür çeşidini doku kültürü ile çoğaltarak oluşturduğumuz adaptasyon parselinde yetiştiriyoruz. Bu kültür böğürtlenleri, yabani türlere göre daha tatlı ve iri meyveler veriyor. Amacımız hem bu türleri tanıtmak hem de tüketimini artırmak.”
Aile İşletmeciliğine Uygun, Yatırımı Hızla Geri Döndüren Bir Ürün
Sedat Serçe, böğürtlenin avantajlarına da dikkat çekerek, “Böğürtlen yetiştiriciliği aile işletmeleri için çok uygun. Sürekli iş gücü gerektirdiği için aile bireyleri süreçte aktif rol alabiliyor. Yatırımlar da kısa sürede geri dönüyor; parsel kurulumunun ardından ikinci yıldan itibaren düzenli ürün alınabiliyor. Ayrıca hasat süreci uzun olduğu için ürün daha geniş bir zaman aralığında pazara sunulabiliyor, bu da ekonomik açıdan avantaj sağlıyor,” dedi.
Böğürtlenin sadece sofralık olarak değil, sanayi için de değerli olduğunu belirten Serçe, meyveli yoğurtlar, pastalar ve içeceklerde yaygın olarak kullanıldığını söyledi.
İklim Koşullarına Dayanıklı ve Düşük Su Tüketimli Bir Alternatif
Niğde’nin yaz sıcaklıkları ve zorlu toprak koşullarına rağmen böğürtlenin bu olumsuzluklara karşı daha dirençli olduğunu ifade eden Serçe, “Böğürtlen kuraklığa daha dayanıklı ve su tüketimi diğer meyve türlerine göre oldukça düşük. Bu özellikleriyle azalan su kaynaklarına karşı sürdürülebilir tarımda öne çıkan ürünlerden biri. Biz de sulama etkinliği ve dayanıklı türler üzerine çalışmalarımızı sürdürüyoruz,” diye konuştu.
Serçe, öğrenci odaklı eğitim anlayışına da vurgu yaparak sözlerini şöyle tamamladı:
“Bizim buradaki var oluş sebebimiz, öğrencilerimize uygulamalı eğitim sunmak. Süreçte onların ilgisi ve katılımı çok yüksek. Niğde elma ve patatesle anılıyor ama bundan sonra böğürtlenle de anılabilir. Bu konuda elimizde önemli bir fırsat var.”
Böğürtlen, Patatese Göre Daha Yüksek Katma Değer Sunuyor!
Niğde gibi tarımsal üretim potansiyeli yüksek bir bölgede, böğürtlen yetiştiriciliği patatese göre daha fazla ekonomik getiri sağlamaktadır. Dekar başına gelir bakımından 3 ila 6 kat daha kârlı olan böğürtlen, hem iç pazarda hem de ihracatta yüksek talep görmekte, ayrıca reçel, şurup, kurutulmuş meyve gibi katma değerli ürünlere dönüştürülerek üreticiye ekstra kazanç imkânı sunmaktadır. Doğru planlama ve pazarlama ile Niğde tarımı, böğürtlen ile daha güçlü bir ekonomik kalkınma rotasına girebilir.