Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye Üçlü Parlamento Başkanları Toplantısı dolayısıyla İslamabad'da bulunan TBMM Başkanı Kurtulmuş'u, Pakistan Ulusal Meclisi'nde, Meclis Başkanı Serdar Ayaz Sadık karşıladı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, karşılamanın ardından Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahiba Gafarova ve Pakistan Ulusal Meclisi Başkanı Sadık ile aile fotoğrafı çektirdi.
Kurtulmuş, daha sonra üçlü işbirliği konularının ele alınacağı "Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye Parlamento Başkanları İcra Toplantısı"na katılarak, konuşma yaptı.
Gösterilen ev sahipliği ve misafirperverlik için Pakistan Ulusal Meclisi Başkanı Sadık'a ve Pakistan Ulusal Meclisi'ne teşekkür eden Kurtulmuş, Pakistan'da yakın zamanda meydana gelen terör saldırılarında hayatını kaybedenler için taziyelerini iletti.
Numan Kurtulmuş, "Terörle mücadelede Pakistan ile dayanışma içerisinde olduğumuzu bir kere daha ifade etmek isterim." diye konuştu.
Yakın zamanda yaşanan sel felaketinde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyen Kurtulmuş, TBMM ve Türk halkı adına da felaketten etkilenen Pakistan halkına geçmiş olsun temennisinde bulundu.
Üç kardeş ülkenin meclis başkanlarını bir araya getiren toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2021 yılında Bakü'de ilk toplantısını gerçekleştirdiğimiz Üçlü Parlamento Başkanları Toplantısı mekanizmasının, kadim dostluk ve kardeşlik bağlarıyla birbirine bağlı, pek çok alanda ileri düzeyde işbirliğinin tesisi için üç ülke arasında ilişkilere önemli katkılar sağladığına inanıyorum. Nitekim parlamento başkanları düzeyinde bu mekanizmayı 2024 yılında liderlerimiz de tesis ettiler. Üçlü mekanizmamızı daha kalıcı ve kurumsallaşmış bir düzeye taşımamız gerektiğine inanıyorum. Bu doğrultuda üç ülkenin son zamanlarda hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde karşılaştığı sınamalar dikkate alındığında, parlamentolar olarak yoğun bir teşrikimesai içinde olmamızın kaçınılmaz olduğu kanaatindeyim.
Terör, yasa dışı göç ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi tehditlerin Afganistan topraklarında barınması ve çözüme ilişkin somut adımlar atılmaması, gerek Pakistan gerekse bölgemiz için ciddi bir sorun teşkil ediyor. İleride bu ve benzeri daha büyük sorunların ortaya çıkmaması ve sorunlar karşısında erken ve hızlı müdahalede bulunabilmesi için askeri, güvenlik ve savunma sanayisi alanlarındaki işbirliğimizi daha da ileri düzeylere taşımak mecburiyetindeyiz."
Azerbaycan'ın 30 yıllık bir haksızlığa son vererek işgal altındaki topraklarını kurtardığını ve Ermenistan ile barış müzakerelerini ileri bir safhaya getirdiğini anımsatan Kurtulmuş, Güney Kafkaslar'daki olumlu gelişmeler ile Zengezur Koridoru'nun varlığının, bölge ülkelerinin daha yakın iktisadi, siyasi ve beşeri ilişkiler geliştirmesini sağlamasının yanı sıra Orta Koridor'un stratejik açıdan güçlendirilmesi gibi fırsatları da ortaya çıkardığını vurguladı.
Kurtulmuş, içinde bulundukları coğrafyada ulaştırma, haberleşme, enerji ve ticaret ağlarının güçlendirilmesine ilişkin yapabilecekleri ortak projelerin önemine değindi.
Bir diğer olumlu gelişmenin de giderek istikrar kazanan Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi ile Türkiye üzerinden Orta Koridor'a entegre olma arzusu olduğunu dile getiren Kurtulmuş, böylece Pakistan'dan Avrupa'ya, bölge ülkelerinin daha etkin bir ekonomik entegrasyona ve enerji imkanlarına erişmesinin mümkün olacağını kaydetti.
Suriye'deki yeni yönetimin, ülkenin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini ve istikrarını temin için büyük çaba sarf ettiğini, halk meclisi seçimlerini düzenleyerek yasama organını da tesis ettiğini söyleyen Kurtulmuş, "Suriye'de istikrarın sağlanması, çatışmaların engellenmesi ve barışın kalıcı bir hale gelmesi için tüm tarafların ortak bir sorumluluk içerisinde hareket etmek zorunda olduğu kanaatindeyiz. Bu aynı zamanda bölgenin istikrarı, kalkınması ve refahı için de şarttır. Bu bağlamda Suriye'ye her alanda destek olunması da kilit bir önem taşımaktadır." ifadesini kullandı.
İki yıldır Filistin'de süren soykırımın, özellikle insanlık cephesi ve Filistin dostu parlamentoların gayretleriyle bir ateşkesle sonuçlandığına dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Ateşkesin daimi olması, Gazze halkına uygulanan soykırım ve kıtlığın son bulması, İsrail'in yasa dışı işgal ve ablukasına son vermesi, kalıcı bir barışa ulaşılması için rehavete kapılmamamız ve gayretlerimizi devam ettirmemiz şarttır. Netanyahu ve çetesinin işlediği insanlık suçlarından, işlediği soykırım suçundan elini yıkayarak kolayca kurtulamaması gerektiği kanaatindeyiz. Evet, orada kalıcı bir barışın sağlanması arzumuzdur ama iki yıldır devam eden, yüzbinlerce insanın öldüğü, insanlara karşı açlığın bile silah olarak kullanıldığı bu insanlık tarihinin gördüğü en büyük soykırımın suçluları mutlaka Uluslararası Adalet Divanı nezdinde ve Uluslararası Ceza Mahkemelerinde hesap vermeli, hak ettikleri suçun karşılığını görmelidir.
Ayrıca, barışın sağlanmış olması bizleri rehavete sürüklememelidir çünkü önümüzde, yıllar içerisinde devam edecek bir büyük mücadelenin sürmekte olduğunun da altını çizmek isterim. İki devletli çözüm ve tam manasıyla bağımsız, toprak bütünlüğü sağlanmış, egemen bir Filistin devletinin kurulmasına kadar bu mücadelemizi siyasi olarak devam ettireceğiz ve Filistin halkının, Filistin devletinin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Bu çerçevede her üç ülkenin de kurucu üyesi olduğu, Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'nu genişletmek ve daha etkin hale getirmek için müşterek çalışmalarımıza devam etmeliyiz. Parlamentolarımızı yakından ilgilendiren tüm bu konularda aramızda anlayış birliğini güçlendirmek ve ortak faaliyetler geliştirmek için üçlü mekanizmanın daha etkin kullanılması gerektiğini düşünüyoruz."
Meclis Başkanları düzeyindeki üçlü mekanizmanın kapsamını ihtisas komisyonları ve dostluk gruplarını da kapsayacak şekilde genişletmek gerektiğini kaydeden Kurtulmuş, ayrıca üçlü işbirliğinin idari teşkilatlar arasında bilgi, deneyim, personel ve iyi uygulamaların paylaşılmasıyla geliştirilebileceğini belirtti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, genç parlamenterlerin de parlamentoların dinamikliğine önemli katkılar sunacağını ifade ederek, "Genç Parlamenterler Forumu'nun üçlü mekanizmamız çerçevesinde oluşturulmasının faydalı olacağı kanaatindeyim. Uluslararası platformlarda ve ortak üyesi olduğumuz parlamenter asamblelerde yakın dayanışmamızı sürdürmemizin de fevkalade yararlı olacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, "Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye Üçlü Parlamento Başkanları Toplantısı"nda yaptığı konuşmada ise, Azerbaycan ile Türkiye için "Bir millet iki devlet" tanımını kullandıklarını anımsatarak, "Türkiye'nin Azerbaycan'la, aynı zamanda Pakistan'la da mükemmel ilişkileri söz konusudur. Eğer müsaade ederseniz ‘Bir millet üç devlet’ olarak bu mekanizmayı tanımlamak doğrudur." ifadesini kullandı.
Pakistan'da son dönemde meydana gelen terör saldırılarında hayatını kaybedenler için taziyede bulunan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Uzun yıllardır terör belasıyla mücadele etmiş, çok sayıda vatandaşını teröre kurban vermiş bir ülke olarak acınızı yürekten hissettiğimizi bilmenizi isterim. Toplumları, şiddetle terbiye etmek, ülkelere korku ve tehditle istikamet belirlemeye çalışan teröre bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da geçit vermeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz. Teröre karşı uluslararası düzeyde ortak bir duruş ve güçlü bir işbirliği şarttır. Bu çerçevede özellikle dış aktörler tarafından desteklenen terör tehdidine maruz kalan ülkelerin karşı karşıya bulunduğu zorluk ve tehditleri çok iyi anlıyoruz. Devletlerin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini hedef alan terör tehditleriyle mücadeleye yönelik çabalara büyük önem atfediyor ve bu mücadelede dayanışma içinde kararlı duruşumuzu burada da ifade ediyoruz."
Kurtulmuş, Türkiye'nin uzun yıllardır hem sınır içinde hem de ötesinde çok sayıda terör örgütüne karşı etkili ve başarılı bir mücadele yürüttüğünü belirterek, TBMM'de de siyasi süreci katılımcı ve uzlaşmacı bir anlayışla devam ettirdiklerini aktardı.
Türkiye'de terör örgütünün silahlarını bırakacağını ilan etmesi üzerine TBMM'de dünyaya örnek olacak bir çalışmayı sürdürdüklerini ifade eden Kurtulmuş, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ilişkin bilgi verdi.
Kurtulmuş, "İnşallah dünyada çatışma çözümleri anlamında ortaya çıkan örneklerin içerisinde en kısa sürede sonuca ulaşan ve başarılı olan bir örneği ortaya koyacağımıza yürekten inanıyorum." sözlerini sarf etti.
Güvenliği derinden etkileyen ekonomik, sosyal ve çevresel zorlukların yanı sıra küresel ölçekteki çatışmaların, gerilimlerin ve silahlanmanın arttığına dikkati çeken Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Pek çok bölgede karşımıza çıkan jeopolitik rekabet ve güç mücadeleleri bize artık çok merkezli bir dünya düzenine doğru evrilmekte olduğumuzu gösteriyor. Diğer taraftan İkinci Dünya Savaşı sonrasında tesis edilen uluslararası sistemin, uluslararası hukukun, ilke ve kurallarının geçerliliğinin de sorgulandığı hem de açıkça sorgulandığı bir süreçten geçiyoruz. Rusya-Ukrayna arasında devam eden savaş, Sudan'daki iç savaş, İsrail'in Orta Doğu'daki saldırıları bölgesel ve küresel gerilimi daha da arttırıyor. Afrika başta olmak üzere terörizmin de giderek yaygınlaştığını görüyoruz. En nihayetinde içinden geçmekte olduğumuz sürecin küresel yönetim boyutu ve bu geçiş sürecindeki sancılar ayrı bir sorun olarak önümüzde durmaya devam ediyor.
Bu nedenle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası kuruluşların artık 21. yüzyılın sorunlarına ve krizlerine cevap verecek şekilde mutlaka yenilenmesini kuvvetli bir şekilde savunuyoruz. Bütün bu sınamaların, tehditlerin, çatışmaların hiçbirisinde mevcut dünya sistemi sorun çözememiş, sorun çözme kabiliyetini kaybettiğini, hatta bizzat sistemin kendisinin sorun haline geldiğini açık bir şekilde müşahede etmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün uluslararası platformlarda ifade ettiği gibi, 'Dünya beşten büyüktür' diyerek yeni bir Birleşmiş Milletler sisteminin kurulmasını, dünyada mevcut güç dengelerini yansıtan, bütün bölgeleri temsil eden yeni bir mekanizmanın oluşmasını zaruri görüyoruz."
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan'ın bölgesel güvenlikte üstlendiği kilit roller dikkate alındığında, ülkeler arasındaki işbirliği ve dayanışmanın güçlendirilmesinin her zamankinden daha fazla önem taşıdığını belirtti.
Stratejik ortaklığa dayanan askeri ilişkilerin ve savunma sanayisi alanındaki işbirliğinin istikrarlı biçimde gelişmesinden memnuniyet duyduklarını dile getiren Kurtulmuş, "Üç ülke düzenli olarak müşterek askeri tatbikatlar gerçekleştirmekte, askeri eğitim ve kapasite geliştirme konularında da karşılıklı olarak birbirlerine destek olmaktadırlar. Savunma sanayisi alanında da teknoloji transferi ve ortak üretim gibi konularda işbirliğini derinleştirmeye yönelik temaslar artmaktadır. Ayrıca Türk savunma sanayi ürünlerinin Azerbaycan ve Pakistan tarafından aktif biçimde kullanılmasını görmekten de memnuniyet duyuyoruz. Türkiye olarak bu üçlü işbirliğinin kurumsallaşarak daha da ileriye taşınmasına büyük önem atfediyoruz." dedi.
İklim değişikliğinin etkilerine değinen Kurtulmuş, üç ülkenin iklim değişikliğine bağlı afetlerin etkilerini yaşadığını hatırlattı.
Kurtulmuş, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki depremlerde Türk milletini yalnız bırakmayan kardeş ve dost Azerbaycan ile Pakistan hükümetlerine ve halklarına teşekkür etti.
Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede bölgesel ve uluslararası işbirliğine büyük önem verdiğini kaydeden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"İklim değişikliğine bağlı afetlere karşı dirençli toplumlar oluşturmanın tek bir ülkenin çabasıyla mümkün olmayacağının altını çizmek isterim. Bu noktada Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasında parlamenter düzeyde de işbirliğini derinleştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Bugün bir araya geldiğimiz bu platform, parlamenterlerin çevresel krizlere karşı uluslararası işbirliğini pekiştirmesi ve somut çözümler geliştirmesi açısından da önemli bir fırsattır. Bu bilinçle dayanışmamızı daha da güçlendirmeye ve parlamenter diplomasinin küresel iklim mücadelesinde ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada güçlü bir araç olarak kullanılmasına hazırız."
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış sürecinde son dönemde kaydedilen gelişmeleri memnuniyetle karşıladıklarını belirten Kurtulmuş, "Bu anlaşmayla birlikte Güney Kafkasya'da tesis edilecek kalıcı bir barış ve istikrar, bölgemiz ve ötesinin ekonomik refahına ve işbirliğine dayalı kalkınmasına da büyük katkı sunacaktır." düşüncesini dile getirdi.
Kurtulmuş, bölgede barış ve normalleşme süreçleri kapsamında atılan tüm adımların, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasındaki siyasi yakınlaşmanın yanında insani, ticari ve iktisadi bağları da geliştireceğine inandığını vurguladı.
Türkiye ve Pakistan arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının, resmi ve diplomatik ilişkilerin tarihinden çok daha eski ve köklü olduğunu dile getiren Kurtulmuş, iki ülke arasındaki mesafe çok uzak olsa da Pakistan ile Türkiye'nin can kardeş, dost ve aynı ailenin fertleri gibi olduğunu belirtti.
Pakistan'ın, Türk halkı ve devleti nezdinde özel bir yerinin bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "İki millet arasındaki gönül bağı, günümüzde pek fazla örneği bulunmayan türden ve günlük siyasetin çok ötesinde şekillenen samimi bir dayanışma örneğidir. Son zamanlarda karşı karşıya kaldığımız sıkıntılarda yine aynı tarihi bağların verdiği güç ve motivasyonla birbirimizin yanında kardeşlik hukukumuzun bir gereği olarak durmaya devam ediyoruz ve kıyamete kadar da devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, mayıs ayında Hindistan ile yaşanan ve sıcak bir çatışmaya varan gerilimi yakından takip ettiklerini de belirterek, "Pakistan'ın, ateşkesin sağlanmasındaki başarıları ve kriz boyunca gösterdiği ölçülü, soğukkanlı yaklaşımını takdir ediyoruz. Hindistan'ın saldırgan tutumunu ise o sırada kınadığımız gibi bunu bugün de kınadığımızı ifade etmek isterim. Benzer krizlerin önlenmesi için diyalog kanallarının işlemesine de önem atfediyoruz. Nitekim Pakistan ile Hindistan arasındaki çatışma, Güney Asya'da barış ve istikrarın kırılganlığını bir kez daha ortaya koymuştur." değerlendirmesinde bulundu.
Keşmir meselesinde de Pakistan'ın yanında olduklarını dile getiren Kurtulmuş, şu görüşleri paylaştı:
"Mayıs ayında yaşanan hadiseler, Keşmir sorununun çözümünün önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu sorunun çözümü, sadece Keşmirli kardeşlerimizin yıllardır özlem duyduğu huzur ve barışın sağlanması için değil, Güney Asya'da barış, istikrar ve refahın kalıcı hale gelmesi için hayati öneme sahiptir. Türkiye'nin Keşmir sorunundaki duruşu nettir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da defaatle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarında da ifade ettiği gibi, Keşmir sorununun, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları temelinde diyalog yoluyla ve Keşmirli kardeşlerimizin beklentisi doğrultusunda çözüme kavuşturulması gerektiğine inanıyoruz. Bu konudaki ilkeli tutumumuzu, güçlü desteğimizi ve Keşmir halkıyla dayanışmamızı bir kere daha ifade etmek istiyorum."
Dünyayı ilgilendiren önemli bir konunun da İsrail ile Filistin arasındaki gelişmeler olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Geçtiğimiz haftalarda düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndan bu yana Filistin halkı ve Gazze halkı için ümit verici bazı olumlu gelişmeler meydana gelmiştir. Genel Kurul marjında düzenlenen yüksek düzeyli konferans sırasında, batılı 11 ülkenin daha Filistin'i tanıyan ülkeler arasına katılması Filistin davası için önemliydi, bu adım gecikmiş olmakla birlikte doğru yönde atılmış bir adımdır. Şunu da açıkça ifade etmek isterim, herhalde bu salonda bulunan bizlere bundan 2-3 sene evvel denseydi ki İngiltere, Kanada, Avustralya, Fransa, Filistin Devleti'ni tanıyacak, hiçbirimiz buna inanmazdık. Bu sonucun alınmasındaki en önemli neden, dünyanın dört bir yanında hükümetlerine rağmen sokaklara, meydanlara çıkarak en zor şartlarda Filistin davasına destek veren insanların gayretli çabalarının sonucudur. Biz ona 'insanlık cephesi' diyoruz. Bu iki yılda dünyanın her yerinde kurulan ve her gün, gün geçtikçe güçlenen bu insanlık cephesinin çabaları olmasaydı, Birleşmiş Milletler'de böyle bir sonuçla karşılaşamazdık.
İki devletli çözümün aşındırılmaya çalışıldığı bir dönemde, bu adımlar Filistin halkı başta olmak üzere uluslararası toplum için önemli bir ümit ışığını teşkil etmiştir. Aradan geçen 2 yılın ardından, bugün Mısır'da imzalanacak ve inşallah kalıcı olmasını ümit ettiğimiz ateşkesin, Gazze'deki soykırımın durmasına, kalıcı bir ateşkesin sağlanmasına ve insani yardımın süratle ulaştırılmasına vesile olmasını ümit ediyorum. Bölgemizde kalıcı barış için bir fırsat penceresinin aralandığı gelişmeler karşısında herkesin gerekli sorumluluğu üstlenmesinin şart olduğunu da ifade etmek isterim."
Barışın kalıcı ve sürdürülebilir olmasını dileyen Kurtulmuş, "İki yıllık süre içerisinde dünyanın gözü önünde on binlerce insanı haksız yere katleden Hitler'e bile rahmet okutacak şekilde insanlığın gördüğü en büyük soykırımı işleyen bir cinayet şebekesinin, sözde bir hükümetin, siyonist rejimin elini yıkayarak bu meseleden kendisini aklamasının mümkün olmadığı kanaatindeyiz." dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Tamam, barış sağlandı, bu iş bitmiştir" demenin insanlığın ikinci bir ayıbı olacağını vurgulayarak, siyonist çetenin uluslararası alanda cezalandırılmasını beklediklerini söyledi.
Gazze'nin yeniden imarı için başlatılacak tüm girişimlere de katkı sunacaklarını ifade eden Kurtulmuş, "Gazze'ye yönelik yasa dışı ablukanın bir an önce sona erdirilmesi için hep beraber büyük bir mücadele edeceğiz." diye konuştu.
Türkiye Azerbaycan ve Pakistan'ın kurucu üyesi olduğu Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu'nun tüm coğrafyalardan yeni üyelerle genişlemesi ve ortak çalışmalarla ileri taşınması için çaba gösterilmesini isteyen Kurtulmuş, "Grubun ikinci toplantısını, önümüzdeki yıl 15-19 Nisan tarihinde İstanbul'da gerçekleştireceğimiz Parlamentolar Arası Birlik 152. Genel Kurulu marjında yapmayı arzu ediyoruz. Müteakip toplantı için müşterek eserimiz olan bu girişimin fikir birliği ve dayanışma içerisinde daha kapsayıcı ve etkin bir yapıya kavuşturulabileceğini ümit ediyorum." ifadelerine yer verdi.
Pakistan Senato Başkanı Syed Yusuf Raza Gilani, Pakistan Ulusal Meclisi Başkanı Sadık ve Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahiba Gafarova'nın katılımıyla düzenlenen toplantıda, TBMM heyetinden AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Türkiye-Pakistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, AK Parti Hatay Milletvekili Abdulkadir Özel ile Türkiye'nin İslamabad Büyükelçisi İrfan Neziroğlu da yer aldı.
Toplantının ardından Meclis Başkanları, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan parlamentosundan parlamenterlerle aile fotoğrafı çektirdi.
Kurtulmuş ayrıca, Pakistan Ulusal Meclisi Başkanı Serdar Ayaz Sadık ve Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahiba Gafarova ile Pakistan Ulusal Afet Yönetimi Ajansı'nı ziyaret etti.
Kurtulmuş, ziyarette, muson yağmurlarının neden olduğu ve binin üzerinde Pakistanlının hayatını kaybettiği sel felaketi ile Ajansın çalışmaları hakkında bilgi aldı.