Niğde’de Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) ve radar uygulamalarının yaygınlaşması, vatandaşlar arasında ciddi bir tartışma konusu haline geldi. Hız sınırı değişikliklerinin kısa mesafelerde peş peşe yapılması, sarı ışıkta ceza kesilmesi ve uyarısız radar noktaları gibi durumlar, kamuoyunda “güvenlikten çok gelir kapısı” algısını güçlendiriyor.
Vatandaşların büyük çoğunluğu, denetimlerin amacı konusunda şüpheli. Bazı sürücüler, hız sınırının önce 90 km/s, ardından 70 ve hemen 50 km/s olarak peş peşe değiştirildiği güzergâhlarda radar konulmasını, “vatandaşı avlamak” olarak tanımlıyor.
“Kurala uymaya çalışıyoruz ama cezadan kaçamıyoruz. Her an ceza korkusuyla araç kullanıyoruz. Bu normal değil,” diyen bir sürücü, sistemin güvenlikten çok ekonomik baskıya dönüştüğünü belirtti.
Niğde’de trafik denetimlerinin arttığı gözle görülürken, cezaların orantılı olup olmadığı da tartışma konusu. Vatandaşlar, özellikle EDS ve radar uygulamalarının açık, şeffaf ve uyarı levhalarıyla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor.
Tepkiler arasında öne çıkan bazı vatandaş görüşleri şöyle:
“Bir anda 90’dan 50’ye düşen hız tabelasıyla karşılaşıyoruz. Hemen ardından radar geliyor. Bu tuzak değil de ne?”
“Ceza değil, önce uyarı verilsin. Vatandaş zaten geçim derdinde.”
“Trafik güvenliği için elbette denetim olsun ama eğitim şart. Ceza korkusu bilinç yaratmaz.”
Trafik uzmanlarının da sıklıkla dile getirdiği gibi, uzun vadeli çözümün cezadan çok eğitimle sağlanabileceği görüşü Niğde halkında da karşılık bulmuş durumda. Sürücüler, kuralların net, uygulanabilir ve adil olmasını istiyor.
Çözüm önerileri ise şöyle sıralanıyor:
Radar ve EDS noktalarının önceden duyurulması
Hız limitlerinin mantıklı aralıklarla belirlenmesi
Cezaların gelir durumuna göre orantılı uygulanması
Trafik kurallarının sadece ceza değil eğitim yoluyla da öğretilmesi
Niğde halkı, trafik güvenliğinin mutlaka sağlanması gerektiğini savunsa da bunun adil ve vatandaşın onurunu kırmadan yapılmasını talep ediyor.
“Yollar sadece asfaltla değil, vicdanla da döşenmeli” diyen sürücüler, artık cezayı değil çözümü konuşmak istiyor.
